"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Kutlular, aynı kaptan yemek yedirmiyor.”

Osman ZENGİN
06 Haziran 2020, Cumartesi
Bizden önceki eski ağabeylerden, Kutlular Ağabeyin, Zübeyir Ağabeyin yanında kaldığı zaman, onun yaptığı mükemmel yemekleri yiyenler hatırlar. İsmini de, “Kutlular’ın muhabbet sofrası” koymuşlardı.

Takriben, bundan on sene kadar evvel vefat eden, rahmetli Menderes’in oğlu Aydın Menderes’in cenaze namazını kılmak, bize de nasib olmuştu.

Ankara’da bulunduğum günlerde, evlerimiz de aynı bölgede olduğundan, kadîm dost ağabeyim Nureddin Tokdemir ile beraber, sohbetlere giderdik. Eski bakanlardan Nevzad Ercan da, Nureddin Ağabeyi sevdiğinden, o da bizimle gelirdi. Beni de onunla, beraber bir sohbete gitme esnasında, Nureddin Ağabey “Osman bey, makine mühendisidir. Hem de gazetemizin yazarıdır” diye tanıştırmıştı. Gide gele samimî olmuştuk. Allah razı olsun o bizi, biz de onu sevmiştik. Kalender insandı. Bazen böyle sohbete gelmek arzusu olmadığı zaman, Nureddin Ağabey beni arar “Osman Kardeş, sen Nevzat Beyi bir ara, seni kırmaz” derdi. Hakikaten de, ne zaman aradıysam, hiç itiraz etmeden gelirdi. Nureddin Ağabey de, buna çok memnun olurdu.

İşte, Aydın Menderes’in cenazesine de beraber gitmiştik. Hacı Bayram Camii’nde, diğer arkadaşlarla da buluştuk. Cenaze namazından sonra, gazetecilerin dikkatini çekmişiz ki, bizimle konuşmak için yanımıza yaklaştılar. “Kimler?” olduğumuzu sordular. Biz de, Nevzad Ağabeyi işaret ederek, “AP’nin devlet eski bakanı” dedik, hemen mikrofonu ona uzattılar. Hatıralarını anlatırken, Menderes’in idam şeklini “Cellâtlar tarafından katledilen...” şeklinde söyleyince, herkesin hoşuna gitti.

Neyse, cenaze işi bittikten sonra, cemaat dağılınca, biz birkaç kişi kalmıştık. Nureddin Ağabeyin kulağına eğilip, “Ağabey, Nevzad Beyi, 27 Dershanesine götürelim mi?” dedim. “Sen söyle gelir.” dedi. Bizim arkadaşların çoğunu da tanıyordu. “Nevzad Ağabey, hemen şurada, Bediüzzaman Hazretleri’nin talebesi, Bayram Ağabeyin kaldığı dershanemiz var, bir ziyaret edelim mi?” dedim. “Hay hay Osman Bey, gidelim.” dedi. Hepimiz sevinmiştik. Nureddin Ağabey, ben, İsmail Atak, Cevher İlhan ve bir kaç arkadaşla beraber dershaneye gittik. Nevzad Beyin, oradaki vaziyet çok hoşuna gitmişti. O anda da, orada sohbet vardı, bitti, arkadaşlar mutad olarak sohbetten sonra yemek yiyorlar. Yine hemen sofrayı kurdular. Fakat oranın usûlünü biliyordum. Tek tek tabakta değil de bir kaç kişiye bir tabakta veriliyordu. Yine öyle oldu. 

Dâvet ettiler. Ama biz Nureddin Ağabeyle biraz sıkıldık. Ne olursa olsun, adam kalenderdi, ama bakanlık yapmış biriydi, aynı seviyede birisi olsa enaniyet gösterirdi. Ama Nevzad Ağabey sağolsun, itiraz etmedi, o da cemaatle yedi.

Oradan çıkıp, Nevzad Bey’den ayrılınca, arabanın içinde Nureddin Ağabey bana “Osman Bey, ben çok utandım yaaa, sen de rahatsız oldun, fark ettim” dedi. “Evet Ağabey, işte burada arkadaşların usûlü bu işte. Hani yemeği bir kaptan yemek sünnet ya, ondan dolayı” deyince, hemen “bak işte, yanlış anlaşılan şeylerden biri de bu” dedi ve devam etti, “biz talebeyken, Kirazlı Mescidde, yemekleri hep Kutlular Ağabey yapardı. Hatta, ismi de, ‘Kutluların muhabbet sofrası’ koyulmuştu. Çok da güzel, lezzetli yemekler yapardı. Zübeyir Ağabey de, bu hâlden, memnun olurdu. Fakat, o senelerde bile, Kutlular Ağabey, herkese ayrı tabakla servis yapardı. 

Bir gün, Doğu’dan gelen bazı ağabeyler, bu vaziyeti Zübeyir Ağabeye şikâyet etmişler. ‘Ağabey, bu Kutlular kardeş, sünnete muhalif hareket ediyor, yemeği bir kapta koymayıp, herkese ayrı kapta koyuyor’ deyince Zübeyir Ağabey de onlara; ‘Bakın kardeşim, işte yanlış anlaşılan bir sünnet de bu. Orada bir incelik var. Aynı sofrada oturup, beraber yiyin manası var. Yoksa, aynı kaptan yiyin değil’ demiş.”

Buna çok sevinmiştim. Hem, benim de havsalamda biraz çözemediğim bir Sünnet-i Seniyye hâllolmuş, hem de Nurculuk tarihine, güzel bir hatıra daha kaydedilmiş oldu. 

Nureddin Tokdemir’e; “Ağabey Allah razı olsun.” dedim.

Hakikaten de, hassaten bu virüs mes’elesinden sonra, dünyada; temizlik ve hijyene ehemmiyet verilmesi meyanında, bunlar çok mühim ve her yerde dikkat edilmesi îcab eden şeyler. Çok az bir insanın imkânsızlığı dışında, herkes ayrı tabakla yiyebilir. Hele, bu sünnetin doğrusunu izah eden Zübeyir Ağabeyimizden Allah razı olsun, ona rahmet eylesin.

Okunma Sayısı: 3170
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Süleyman Alıç

    10.6.2020 23:49:38

    Osman abiciğim bu tarz yemek yemek aşağıdaki Hadis-i Şerif e göre sünnete uygun değildir. Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâmın sahabileri (Peygamberimize): “Ey Allah'ın Rasulü, biz (yemek) yiyoruz, fakat doymuyoruz”, demişler. Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm da onlara: “Her halde siz (yemeği) ayrı ayrı (kaplarda) yiyorsunuzdur (değil mi)?” demiş. Onlar da: Evet, cevabını vermişler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm: “Yemeği toplu halde yeyiniz ve üzerine besmele çekiniz. (O zaman) Allah o yemekte sizin için bereket halk eder (de karnınız doyar)” buyurmuş. (Ebu Davud, Et'ime, Bab 14, Hadis no: 3764; İbn Mâce, et'ime, 17).

  • Hüseyin

    7.6.2020 16:08:16

    Hadisin aslı nedir? “ Yemeği, toplu olarak yiyiniz; bereket topluluktadır.) [İbni Mace]” Nureddin ağabeyin aktardığı ve Zübeyir ağabeyin çok güzel izah ettiği hadis bu. Beraber yemeye emir var. Aynı kap meselesine baktım, bu hadisi nakledenler tarafından ilave edilmiş. Onun için güzel kardeşim, ağabeylerine haksızlık yapmışsın. Bir de, bürokrat mürokrat diye istihfaf etmişsin. Osman kardeşi bir tanıda nurculuğunu gör bakalım. Birde şu ithamı yapmışsınki çok kötü bir itham.”Sünnete ittiba etmeyen, tenbellik eder ise, hasaret-i azîme; ehemmiyetsiz görür ise, cinayet-i azîme; tekzibini işmam eden tenkid ise, dalalet-i azîmedir." Yani, ağabeylerini bir tekfir etmediğin kalmış. Onlar bu meseleleri, senin yaşının kaç kat mislisiyle okumuş ve biliyordur.

  • Hüseyin

    7.6.2020 16:06:58

    Ömer kardeş, önce bir soyat benzerliği sandım. Genç bir kardeşimiz olduğun belli. Osman Zengini çok eskiden tanırım. Kolay ve bilerek yanlışa girmez, hata etmemeye çalışır. Gerçektende, o hadisi bende öyle anlamıyordum. Zaten kendiside gerçeğini o zaman öğrendiğini söylemiş. Başka bir Yeni Asya yazısından kendine destek alarak, yanlışlar yapmışsın. Zübeyir ağabeyi, iyi tanımadığın belli ki, onu idareyi maslahatçı zannetmişsin. Zübeyir ağabey, asla ve kata öyle değildir. Her zaman doğru ve Hak mesleğinde, üstadın yolundan ayrılmamıştır.

  • Hüseyin

    7.6.2020 13:00:25

    Said kardeş, “ hatadan dönmek fazilettir” düsturunu yaptığın için seni tebrik ederim. Yalnız dün ben söyleyecektim vaz geçtim. Şükrü kardeş yazınca, bende söyleyim dedim. Said kardeş, nur talebeleri genelde bir bütündür. Ayrılıklar, kimsenin nurcu olmadığı anlamına gelmez. 27 bütün nur talebelerinin ağabeyisi, rahmetli Bayram Yüksel ağabeyin yıllarca kaldığı bir dersanedir. Ben orada, çok sohbetini dinledim Bayram Ağabeyin. Bu kışın oraya, Osman kardeş ve Dişçi İdris kardeş, eski arkadaşlarımızı getirdi. 40 yıldır gelmiyorlarmış çok hoş oldu. Yeni Asya gazetesi, bütün nurcuları kucaklar. Vefat edenlerin anılmasından tut, ta diğer haberlere kadar. Hilal hanım kardeşimiz, Osman kardeş orada, kendisi bir şey izah etmiyor. Anlatılanı naklediyor. Demekki dikkat etmemişsiniz.

  • Hilal

    6.6.2020 22:54:10

    Osman abi, çok teşekkür ederiz. Gene bizi güzel bir yazı okumakla başbaşa bıraktığınız için. Her tarafı ayrı bir güzel ve geçişleri, bağlantıları da ustalıkla yapmışsınız. Fakat en çok dikkatimi çeken ve yazının aslını teşkil eden “ BİR KAPTAN YEMEK YEME” yi çok güzel izah etmişsiniz. Gerçekten de Allah razı olsun.

  • Ömer Yavuz

    6.6.2020 19:03:04

    https://www.yeniasya.com.tr/huseyin-cetinsoy/ayni-kaptan-yemek-sunnettir_400878 Abi Zübeyir abi fitne ve ikilik çıkmasını önlemek amacıyla durumu idare etmis, bunu tutup külli bir kaide haline getirmek ne kadar doğrudur? Yüzlerce yıldır kabul görüp uygulanmış bir sünnetin aksini söylemekten titremek gerek. Sizler bürokrat olabilir, bürokratlar ile siyasiler ile vakit geçiriyor olabilirsiniz. Bu durum sizi mazur kılar. Kutlular abi de eminim mazur görülecek bir nedene sahiptir. Beraber aynı kaptan yemek yemek sünnettir. "Sünnete ittiba etmeyen, tenbellik eder ise, hasaret-i azîme; ehemmiyetsiz görür ise, cinayet-i azîme; tekzibini işmam eden tenkid ise, dalalet-i azîmedir."

  • Abdurrahman

    6.6.2020 17:33:01

    Adanalılar merttir. Hatadan dönmek hatayı kabul etmek fazilettir. Teşekkürler Said Ceylan.

  • Said ceylan

    6.6.2020 15:03:35

    Evet 27 numara bizdeymiş.eskiden beri gelirim ankaraya ama Hiç duymamıştım. Söylediklerimi geri alıyorum. Osman zengin abi hakkını helal et

  • Server

    6.6.2020 14:24:56

    Said CEYLAN bey kardeşim, yazıyı okuduktan sonra iyice tahkik etmediğiniz anlaşılıyor. 27 numara bir başkasında değil ki, Nevzat bey oraya götürülmesin. Osman Zengin bey hem Ankaralı hem de devamlı 27 ye uğrayan bir abimiz olduğuna ben bizzat şahidim. Selamlar...

  • Hüseyin

    6.6.2020 13:17:44

    Said Ceylan kardeş, yazıyı anlamadığınız belli. Bir Ankaralı olarak söyleyim, Hacıbayramdaki 27 dersane, Yeni Asya cemaatinde. Keşke, bir Ankaralıya sorsaydınız bunu. Sonra, bakan oraya götürülmüş kötü mü edilmiş.

  • Aysel Ünal Çınar

    6.6.2020 12:29:59

    Amin.Allah rahmet eylesin ahiret yurduna giden ağabeylerimize. Ne güzel hatıralar bunlar.

  • Said ceylan

    6.6.2020 10:13:14

    27 numaraya neden gidilir anlamak mümkün değil. Hele de bakan beyi oraya götürmek hiç doğru olmamış. Onlardan bize gelen olmaz ama bizden onlara giden çok oluyor. İçimizden atamıyoruz bunu nedense. Halbuki kendi mesleğimizin muhabbeti bize yeter. Şu işten artık vazgeçelim. İnsanda bir kalp var,hem dahilde hem hariçte olmaz diyor.

  • Enes

    6.6.2020 06:50:05

    Teşekkürler Osman abi Bu koronalı günlerde bu anekdotu bizimle paylaştığın için Ancak teessüf ederim böylesi önemli bir hususu paylaşmak için bu kadar zaman beklediğin için

  • Enes

    6.6.2020 05:23:27

    Teşekkürler Osman abi Bu önemli vakitte bu değerli anekdotu paylaştığınız için Bir de teessüf ederim böylesi bir hatırayı bu kadar zaman paylaşmadığın için İsmi geçen geçmeyenlere Rabbim mağfiret etsin

  • Sedat

    6.6.2020 03:49:31

    Osman abi yaaa vallaha ne güzel bir hatıra abi. Eski abilerin böyle güzel hatıralarınla yazıkarına dahada bi güzellikler katıyordun güzel abim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı