Bediüzzaman Hazretlerini Barla’ya nefyettiklerinde, Eğirdir gölü kenarında olan bu belde o zaman ehl-i iman tarafından tanındı. Bediüzzaman’a yapılan baskılar ve zulümler, Barla’da da devam etti... 

Hatta o zamanın idarecileri Üstad’ın fotoğrafını yetkililerden istedikleri zaman Üstad, haşmetli fotoğrafının çekilmesine müsaade etmiş ve bu fotoğraf Ankara’ya gönderilmiştir... Barla’dan yakın bir köye dahi ziyaret yapmasına müsaade edilmeyen Said Nursi Hazretleri, bu beldede sekiz yılı aşkın bir süre mecburi ikamete tâbi tutulmuştur...

O zamanın idarecileri, Risale-i Nur’un telifine engel olmaya çalıştıkları halde, mani olamamışlardır. İşte, Barla, yıllarca ziyaret edilmiş ve hâlâ edilmektedir. Biz de on beş kişilik bir ekip ile Barla yollarındayız...

Bazı resmi açıklamalara göre yılda beş milyon Nur sevdalısı Barla’yı ziyarete gitmektedir. Barla, ehl-i imanın imdadına gönderilen Nurların ilk telif edildiğ yerdir. Üstad’ın kalmış olduğu ev hâlâ “birinci Nur merkezi”dir ve önündeki çınar ağacı, Nur Talebelerini selamlamaktadır. Barla yollarında çiçekler açmış, bu çiçekler dünyanın muhtelif kıtalarında dal ve budak salmıştır...

Bugün her Nur sevdalısının arzusu, burayı ziyaret etmektir.

Geçmişte, bu beldenin imkânlarını ve ulaşım zorluklarını bilen; Üstad’ın talebelerinden birisi içinden: ”Üstad, neden Barla’ya bu kadar önem veriyor? Halbuki, Isparta’da ve Emirdağ’da her imkana ulaşıyoruz.” der. Üstad Hazretleri o talebesine dönerek: ”Kardeşim sen bu karyeyi [köyü] hakir görme, ileride inşallah burası şenlenecek.” diye cevap vermiştir. Ve bugün; kaç tane hizmet külliyesi, gelen her misafirini ağırlamaktadır.

İşte, bu açıdan bizler ve Nurlara müştak olanlar buralardan taze bir şevk ve heyecan almakta ve memleketlerine dönmektedirler...