"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bin hata, bir musîbet

Raşit YÜCEL
08 Nisan 2020, Çarşamba
Dünya büyük bir maddî ve manevî buhran geçiriyor. Ülkeler, hatta kıt’alar, küçük bir mikroba mağlûp oluyor. Bugünlerde herkes bubu konuşuyor.

Devletler, şehirler, kasabalar, ilçeler, mahalleler, aileler, siteler ve apartmanlarda bu illet dile getiriliyor. 

Evet, hayatı çok hafife aldık. Yüzlerce nimeti israf ettik. Kanaati ve iktisadı unuttuk. Namazlarımızı adeta ihtiyarlarımızın işi olarak kabul ettik. Oruçlarımız, adeta açıktan yenir hâle geldi.

Vaktiyle bir ilin valisi ahaliye zulmediyormuş. Artık zulümleri ızdırar neticesine gelince, halkın eşrafından bir heyet padişaha gidip durumu arz etmişler.

Padişah heyetin anlattıklarını dinlemiş hiç sözlerini kesmeden. Sonra onlara demiş ki.

“Siz şimdi gidin, ben gerekeni yapacağım.”

Padişah devletten bir heyeti o ile göndermiş. Bu heyet bir aya yakın halkın arasında halk gibi yaşayarak gerekli raporu hazırlayıp, padişahın huzuruna çıkmışlar.

Heyetin başkanı padişaha: “Sultanım! Vali evet halka zulmediyor, hak ve hukuk ayaklar altında, rüşvet kol geziyor, namazlar aksatılmış, zekâtlar verilmiyor, israf ve faiz normal yaşanır haldedir, dinî ve örfî hasletler dejenere olmuş.”

Padişah durumu anlamış ve üzülmüş. Şikâyete gelen heyeti huzuruna çağırmış, onlara şu cevabı vermiş:

“Bakın söyledikleriniz doğru, ama sizler kendinizi ve halkınız düzelmeden bu vali yerinde kalacaktır.”

İşte, bizim ve dünyanın bu hali, o ilin halkının haline benziyor.

Birinci Cihan Savaşı’nın ve Osmanlı’nın mağlûbiyetinin namaz, oruç ve zekâtın ihmalinden kaynaklandığını ifade etmişti Bediüzzaman Hazretleri. Bugünkü ihmallerimiz de bu neticeyi verdi.

Aklımızı başımıza almalıyız. Bu musîbetten, herkesin ders alması gereken dersler vardır. Umarız, fazla uzamadan bu musîbeti Cenab-ı Hak üzerimizden atar. Mabedlerimizi, siyasetin malzemesi yaptığımızda, camilerimiz bile kapandı.

Ölmeden önce, Suriyeli bir küçük yavrunun “sizleri Allah’a şikâyet edeceğim” sözü gayretullaha dokundu, İslâm âleminin yaşanan zulümlere sessiz kalışı kanımıza dokundu.

Şimdi, O’nun kudretine sığınıyoruz, maddî ve manevî bir felâket başımıza gelmeden bu Dünya musîbetini üzerimizden atsın.

O’na sığınıyor ve O’ndan yardım bekliyoruz.

Okunma Sayısı: 1953
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ramazan ÇALIŞAN

    8.4.2020 13:09:10

    Suriyeli çocuğun "sizleri Allah’a şikâyet edeceğim” cümlesinin hala etkisi altındayım.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı