Peygamberimizin (asm) yaşadığı zaman dilimlerini biliyoruz.

Çocukluk ve gençlik dönemi var,

Peygamberlik dönemi vardır.

Peygamberlik döneminin de ayrı ayrı dönemleri vardır.

Her insanın hayatı boyunca yaşadığı dönemler vardır.

Hatta, bir gün için de geçirdiği yaşayış biçimleri vardır.

Bediüzzaman Hazretleri’nin yaşadığı dönemleri de biliyoruz.

Eski, Yeni Said ve üçüncü Said dönemleri...

Biri birini tamamlayan ve biri birine ters gelmeyen hayat safhaları...

Muhteşem bir hayat.

Kahkaha ile gülmeyen, ama tebessümü simasından eksik olmayan bir insan.

Bir görenin bir daha unutamayacağı bir sima.

Kendi hayatı böylesine olan Bediüzzaman, Nur Talebelerinin hayat safhalarını da kategorileştirmiştir.

“Dost, talebe, kardeş…”

İş sadece bunlar ile kalmamış; “Sahipler, varisler, taraftarlar, naşirler, haslar ve hasların hasları..”

İşte kendimize bu kategoriler içinde yer bulalım..

“Risale-i Nur’a dost olanlar bile istifade edecek” diyor Üstadımız..

Demek ki Nur dairesi çok geniştir, şakirtleri pek çoktur.

Bu, göle atılan bir taşın dalga dalga yayıldığı gibi...

Üstadın meşhur tesbiti:

“Kimin himmeti milleti ise, o tek başına küçük bir millettir, kimin himmeti yalnız nefsi ise o bir hiçtir.”

Bunu Nur dâvâsına uyguladığımız zaman şöyle olur:

“Kimin himmeti hizmeti ise, o tek başına bir hizmettir.”

İşte yukardaki sayılan kısımlara bunu koyduğumuz zaman “hasların hasları” sınıfındasınız demektir.

Yüz yıllık bir hizmet tarihinde böyle insanlar çok geldi ve geçtiler.

Ve, şu an itibariyle ve gelecek zaman dilimlerinde niceleri var, ve olacaklar...

Üstadın talebesi Bayram Abiden dinlemiştim, şöyle demiş Üstadımız:

“Ben kıyamete kadar gelecek talebelerimi göstererek) avucumun içi gibi tek tek biliyorum”

İşte hadise budur..

Bu büyük bir bahtiyarlıktır.

Hayatı yaşarken bunları nazara almalıyız..

Burada Zübeyir Gündüzalp merhum akla gelir…

“Zenginlik hizmetime zararlı mı?

Yaşasın fakirlik..

Evlilik hizmete zararlı mı?

Yaşasın bekârlık..

Sıhhatim hizmete zararlı mı?

Yaşasın hastalık.