Hayat devam ederken, aramızdan bir bir sevdiklemiz ebedî âleme gitmeye devam ediyor.
İşte Nazmiye Abla. Onu da, geçtiğimiz günlerde uğurladık. Nur hizmetinde unutulmayan simalar, zaman ve yıllar geçse de, hatıralarını devam ettiriyor. İzmir, Tire ilçesi bu anlamda mümtaz bir yere sahiptir.
Sahiplik ve varislik mesuliyetini hakkı ile yerine getiren bahtiyar bir beldemizdir. Nur Risalelerini ben bu ilçede, genç yaşta tanıdığım için yakından biliyorum. Özellikle Celal Keseli Ağabey ve merhume Nazmiye Ablanın elli yıla yakındır ciddî alâkalarını yakînen gördüm. Her vefat haberi adeta içimizden bir şeylerin kopup gittiğini gösterir. Zira, ölümün de bir nimet olduğunu bildiğimiz için, isyana mecalimiz kalmıyor.
“Beyefendilik ve hanımefendilik” hasletleri bu ailenin ruhunun derinliklerine adeta perçinlenmiş bir haslettir. Onun için, geçtiğimiz günlerde “Keseli hanedanı” diye kaleme aldığım bir yazıda bunu dile getirmiştim. Bu ailenin fertleri hapishane ve mecburî ikametlere düçar olmuş, ama zerre kadar dâvâsından yılmamıştır.
Yıllar işte böyle birliktelik ve öz kardeşten daha ileri bir atmosferde beraberliğimiz devam etti. Nazmiye Abla, bu duygularla duygularını şiirlere yansıtmıştı. Hizmetin çile ve mefkûresine gönül vermiş, Nurlar ile gelen musîbetleri, musıkînin nağmeleri gibi kabul etmişti. Uzun süren hastalıkları bir nimet kabul etmişti.
Şunu anlıyoruz ki; bu dünya daimî kalacak bir mekân değil. Elli yıllık tanrışıklığı nasıl anlatayım Nazmiye Abla? Gözyaşlarımızı ve hasretimizi ebedî âleme saklamakla mükellefiz. Mekânın Cennet olsun, kabrin Nurlarla dolsun.
Üzülme Celal Ağabey ve Keseli hanedanı. Ebedî âlemde hep buluşacağız inşallah.
Bütün aileye, sevdiklerine taziyetleri- mi iletiyorum.