BU GÜNLERDE İKİ HATIRADAN İKİ İHTAR
Birincisi: Bu şehirde Risale-i Nur’a intisab eden ihtiyar hanımlar sebat ettiklerini ve başkalar gibi sarsılmadıklarını düşündüm.
Birden bu hadis-i şerif ihtar edildi:
”Aleyküm bi-dîni’l-acâiz.” Yani “Âhirzamanda, ihtiyare kadınların samimî dinlerine ve kuvvetli itikadlarına tâbi olunuz.”
Evet, ihtiyar kadınlar fıtraten zaife ve hassas ve şefkatli olmalarından herkesten ziyade dindeki teselli ve nura muhtaç olduğu gibi herkesten ziyade fıtratlarında fedakârâne şefkat cihetiyle dinde bulduğu nihayetsiz şefkatperverâne bir nur-u teselli ve iltifat-ı merhamet-i Rahman ve nokta-i istinad ve nokta-i istimdada ihtiyacı var. Tam sebat etmek, fıtratlarının muktezasıdır. Onun için bu zamanda o hâcâtı tam yerine getiren Risale-i Nur, her şeyden ziyade onların ruhlarına hoş geliyor ve kalplerine yapışıyor.
İkincisi: Bugünlerde benim yanıma müteaddid ayrı ayrı zatlar geldiler. Ben onları ahiret için zannettim. Halbuki ya ticaret veya işlerinde bir kesat ve muvaffakıyetsizlik olduğundan bize ve Risale-i Nur’a muvaffakıyet için ve zarardan kurtulmak niyetiyle müracaat edip duâ ve istişare istediklerini anladım.
“Ben, bunlara ne edeyim ve ne diyeyim?” diye tahattur ettim.
Birden ihtar edildi: “Ne sen divane ol ve ne de onları divanelikte bırakıp divanece konuşma! Çünkü yılanlar zehrine karşı tiryak tedarikiyle ve onları kaçırmasıyla meşgul ve vazifedar bir tek adam, yılanlar içinde duran ve sineklerin ısırmasına maruz olan ve sinekleri kaçırmak için çok yardımcıları bulunan diğer bir adama, yılanların ısırmasını bırakıp, ona sinekler ısırmamasına yardım için koşan divanedir. Ve onu çağıran dahi divanedir. O sohbet dahi divanece bir konuşmaktır.”
Evet, hadsiz hayat-ı uhreviyeye nisbeten muvakkat ve fânî kısacık hayat-ı dünyeviyenin zararları, sineklerin ısırması gibidir. Hayat-ı ebediyenin zararları, ona nisbeten yılanların ısırmasıdır.
Kastamonu Lâhikası, Mektup No: 78, s. 129
LÛGATÇE:
fıtrat: Yaratılış, tabiat, mizaç, huy.
hâcât: Hacetler, ihtiyaçlar.
hayat-ı dünyeviye: Dünya hayatı.
hayat-ı ebediye: Ebedî ve sonsuz hayat, ahiret hayatı.
hayat-ı uhreviye: Uhrevî hayat, ahiret hayatı.
intisab: Mensup olma, bağlanma, girme.
muvakkat: Geçici.
nokta-i istimdad: Yardım dileme noktası.
nokta-i istinad: Dayanak noktası, güvenme ve itimad noktası.