"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hürriyetten hakkıyla istifade, iman iledir

Risale-i Nur'dan
12 Eylül 2020, Cumartesi

[Yaşasın Şeriat-ı Ahmedî (asm), 18 Mart 1909, 5 Mart 1325, Volkan, Sayı: 77.]

Şeriat-ı Garra, kelâm-ı ezelîden geldiğinden, ebede gidecektir. Nefs-i emmarenin istibdad-ı rezilesinden selâmetimiz İslâmiyet’e istinad iledir, o hablü’l-metîne temessük iledir. Ve haklı hürriyetten hakkıyla istifade etmek, imandan istimdad iledir. Zira Sâni-i Âlem’e hakkıyla abd ve hizmetkâr olanın, halka ubudiyete tenezzül etmemesi gerektir.

Herkes kendi âleminde bir kumandan olduğundan, âlem-i asgarında cihad-ı ekber ile mükelleftir. Ve ahlâk-ı Ahmediye ile tahallûk ve sünnet-i Nebeviyeyi ihya ile muvazzaftır.

Ey evliya-i umur! Tevfik isterseniz kavânîn-i âdetullaha tevfik-i hareket ediniz. Yoksa tevfiksizlikle cevab-ı red alacaksınız. Zira maruf umum enbiyanın memalik-i İslâmiye ve Osmaniyeden zuhuru kader-i İlâhiyenin bir işaret ve remzidir ki bu memleket insanlarının makine-i tekemmülâtının buharı diyanettir. Ve bu Asya ve Afrika tarlasının ve Rumeli bostanının çiçekleri, ziya-i İslâmiyet’le neşv ü nema bulacaktır.

Dünya için din feda olunmaz. Gebermiş istibdadı muhafaza için vaktiyle mesâil-i Şeriat rüşvet verilirdi. Dinin meseleleri terk ve feda edilmesinden, zarardan başka ne faydası görüldü? Milletin kalp hastalığı zaaf-ı diyanettir; bunu takviye ile sıhhat bulabilir.

Bizim cemaatimizin meşrebi muhabbete muhabbet ve husûmete husûmettir; yani beyne’l-İslâm muhabbete imdat ve husûmet askerini bozmaktır. Mesleğimiz ise ahlâk-ı Ahmediye (asm) ile tahallûk ve sünnet-i Peygamberîyi ihya etmektir. Ve rehberimiz, Şeriat-ı Garra ve kılıcımız da berâhin-i kàtıa ve maksadımız i’lâ-yı kelimetullahtır.

Cemaatimize her bir mü’min manen müntesiptir. Sureten intisap ise sünnet-i Nebeviyeyi kendi âleminde ihyaya azm-i kat’î iledir. En evvel mürşid-i umumî olan ulema ve meşayih ve talebeyi Şeriat namına ittihada davet ederiz.

Eski Said Dönemi Eserleri, Makalat, s. 49-50

LÛ­GAT­ÇE:

abd: Kul.

âlem-i asgar: En küçük âlem.

berâhin-i kàtıa: Kesin deliller.

beyne’l-İslâm: Müslümanlar arasında.

cihad-ı ekber: En büyük cihad.

evliya-i umur: İş başındaki yetkili ve sorumlu kimseler.

hablü’l-metîn: Sağlam ip.

istibdad-ı rezile: Rezil olan istibdat, baskı; 

istimdad: Yardım isteme.

kavânîn-i âdetullah: Âdetullah kanunları

kelâm-ı ezelî: Ezelî söz, Kur’an.

makine-i tekemmülât: İlerleme ve gelişme makinesi, sistemi.

memalik-i İslâmiye ve Osmaniye: İslâm ve Osmanlı memleketleri, ülkeleri.

mesâil-i Şeriat: Şeriatın meseleleri, İslâm kanunlarının konuları.

neşv ü nema: Büyüyüp gelişme.

Sâni-i Âlem: Âlemi sanatla yaratan Allah.

Şeriat-ı Garra: Parlak Şeriat.

tahallûk: Ahlâklanma.

temessük: Yapışma, sarılma.

tevfik: Allah’ın yardımı; başarı.

tevfik-i hareket: Uygun hareket etme.

ziya-i İslâmiyet: İslâmiyet ışığı.

Okunma Sayısı: 1655
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk çalık

    12.9.2020 14:51:05

    Şeraitin gerektirdiği kaideler başta hürriyet olmaz ise o zaman o toplumda istibdat hakim olur. Bu da sadece ferde ya da bir zümreye değil tüm halka menfi yansır. Üstelik bu tesir sadece içtimai hayata değiş ekonomi, siyaset gibi muhtelif tüm alanlarda gerilemeye yol açması muhtemeldir. Ki bugünkü durum da geçmişte bu hakikatleri teyit etmektedir vesselam...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı