Risale-i Nur câmi’ hakikatlar ve veciz sözler hazinesidir; bir cümlede bir sahifelik, bir sahifede on sahifelik, bir risalede bir kitaplık mana ifade eden ve câmi’ü’l-kelim hususiyetine mâlik olan bir şaheserdir. Bunun içindir ki dersleri çok tesirlidir ve gayet nâfizdir. Mütehassıs zâtlarca malûmdur ki, imanî meselelerde fazla tafsilat, dersin tesir ve tefhimini zorlaştırabilir. O derslerin kanaat verici ve tatminkâr olmasında çok defa faideli bir netice elde edilemez. Bu hakikate binaen bilhassa imanî hakikatlerin mücmel olarak ders verilmesi, daha tesirli ve daha verimli ve daha anlayışlı olur ve olmaktadır. Bu düstura istinaden, Risale-i Nur tafsilata ve teferruata dalmamıştır. Zihni, teferruatla dağıtmamak metodunu esas tutmuştur.
İman ilmine müştak arkadaşlarım! Bediüzzaman Said Nursî, İhlas Risalesi’nin sonunda bizlere çok büyük bir müjde veriyor. O kadar harika bir kolaylığı beşere takdim edebilmek, asrımıza kadar hiçbir müellifte görülmemiştir kanaatindeyiz.
Diyor ki: “Bu risaleleri anlayarak ve kabul ederek bir sene okuyan, bu zamanın hakikatli bir âlimi olabilir.” Evet, fen bütün hızıyla ilerlemektedir. Maneviyatta yükselmek de bununla müvazidir. Maddî alanda bir saatlik yolun bir saniyeye indirildiği bir devri yaşıyoruz. Maneviyat sahası ise daha sür’atli ve daha vüs’atlidir. Eski zamanda yarım asırda elde edilebilen ilm-i hakikat, şimdi kısa bir zamanda kazanılabiliyor. Belki de daha az bir müddette aynı semere ve netice hâsıl oluyor. Cenab-ı Hakkın rahmet ve keremiyle bu asır Müslümanlarına ve insanlarına lütuf buyurduğu bu kadar selâmetli ve kolay elde edilebilecek İslâmî bir maarifin, imanî bir neticenin mevcudiyetini işiten ve aklı başında olan her insan, hususan her Müslüman bu zengin servete mâlik olmak için Nur Risalelerine büyük bir sadakat ve sevgi ile çalışmaktan nasıl geri kalabilir?
Gayretli arkadaşlarım! O kadar değerli, o kadar kıymettar bir eser külliyatını bir an evvel okumak ve onlardan her gün imanî ve İslâmî gıdalarınızı almak için bütün himmet ve varlığınızla çalışacağınızdan eminim; böyle olmanızı temenni ediyorum. Zira gençlik gidiyor... Ömür geçiyor... Zamanlar geri gelmiyor.
Evet biz ne muallimlerimizden bir meded ve ne de peder ve vâlidelerimizden bir teşvik beklemiyoruz ve beklemeyiz. Biz ancak Allah’ın inayetiyle kendi kendimizi yetiştirmek zaruret ve sebatındayız. İnşaallah devam ve sadakatle çalışarak mutlaka yükseleceğiz. Tâ iman ve İslâmiyet meratibinin zirvesine ulaşacağız. Kalbimizi nur-u Kur’ân’la, kafamızı ilm-i imanla aydınlatacağız. Kalp ve aklımızı çalıştıracağız. Allah’ın has ve hâlis, fakat mücahid bir kulu, Resulullah’ın ihlaslı, fedakâr ve cengâver bir ümmeti olmak yolunda Nur Risaleleriyle yürüyeceğiz ve ilerleyeceğiz.
Gençlik Rehberi, s. 299
LÛGATÇE:
câmi’ü’l-kelim: çok zengin mana taşıyan söz.
meratib: mertebeler.
mücmel: kısa, öz, özet.
müvazi: denk, eşit, aynı ağırlıkta.
nafiz: nüfuz eden, içe işleyen, sözü geçen, etkili.
tefhim: bildirme, anlatma.
vüs’atli: geniş.