"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kâinatta pek geniş bir merhamet görünüyor

Risale-i Nur'dan
17 Temmuz 2019, Çarşamba
Ve keza, kâinatın bütün ecza ve zerratına tecelli eden esma-i İlâhiye arasındaki tesanüd, yani birbirine dayanarak tecelli ettikleri bir temâzüc, yani elvân-ı seb’a gibi birbiriyle memzuc olarak eşyayı cilvelendirdikleri eserleri bir olduğu gibi, müsemmalarının da Vâhid, Ehad olduğuna şehadet eder. Ve bu şehadet lisanıyla, kâinat “Allahu lâ ilâhe illâ hû” diyerek ilân ediyor.

• Ve keza, kâinatın, küllî ve cüz’î ihtiva ettiği bütün eczasını istilâ eden bir hikmet-i amme görünür. Ve bu hikmet-i amme, kasd, şuur, irade, ihtiyâr sıfatlarını tazammun ediyor. Bu sıfatlar, bir Hakîm-i Mutlak’ın vücub-u vücuduna delâlet eder. Çünkü kâinat, mef’ul ve münfaildir. Mef’ul fâilsiz olamadığı gibi, mef’ulün câmid bir cüz’ü de fâil olamaz.

• Ve keza, kâinat sahifesinde bir inayet-i tamme parlıyor. Bu inayet, tazammun ettiği hikmet, lütuf, tahsin sıfatlarıyla, bir Hâlık-ı Kerîm’in vücub-u vücuduna delâlet eder. Çünkü in’am ve ihsan, mün’im ve muhsinsiz olamaz.

• Ve keza, kâinatı müştemilâtıyla beraber içine alan pek geniş bir merhamet görünüyor. Bu merhamet, rahmet, hikmet, inayet, in’am gibi çok sıfatları tazammun ediyor. Bu sıfatlar, bir Rahman-ı Rahîm’in vücub-u vücuduna şehadet eder. Çünkü sıfat mevsufsuz olamaz.

• Ve keza, zevi’l-hayat ve canlı mahlûkata tevzi edilen bir rızk-ı âmm vardır. Ve bu rızık sıfatı, geçen sıfatları istilzam etmekle, bir Rezzak-ı Rahîm’in vücuduna delâlet eder. Çünkü fiil fâilsiz olamaz.

• Ve keza, bütün kâinatta intişar eden bir hayat vardır. Bu hayat sıfatı dahi, geçen sıfatları iktiza etmekle bir Hayy-ı Kayyum, bir Muhyî ve Mümît Hâlık’ın vücub-u vücuduna delâlet eder.

Arkadaş! Elvân-ı seb’a gibi memzuc olan şu beş hakikat, kâinata bir Rab, Kadîr, Alîm, Hakîm, Kadîm, Rahîm, Rahman, Rezzak, Hayy-ı Kayyum zarurî olduğuna bilbedahe delâlet ve şehadet eder. Ve kâinat bu şehadetlerini “Allahu lâ ilâhe illâ hû” ile ilân eder.

Mesnevî-i Nuriye, Katre, s. 72-73

LÛ­GAT­ÇE:

câmid: Cansız.

delâlet etmek: İşaret etmek.

Ehad: Tek, bir; Allah.

ecza: Cüz’ler, parçalar, kısımlar.

elvân-ı seb’a: Yedi renk.

Hayy-ı Kayyum: Her canlıya hayat veren ve onları ayakta tutan Allah.

in’am: Nimet verme.

inayet-i tamme: Tam ve eksiksiz koruma, yardım.

istilzam: Gerektirme.

mef’ul: İşlenmiş, yapılmış.

memzuc: Birbirine karışmış, bir araya gelmiş.

Mümît: Ölüme mazhar eden Cenab-ı Hak.

münfail: Tesir ile harekete geçen, yapılan fiilden tesir gören.

müsemma: Bir isimle isimlendirilen kimse.

rızk-ı âmm: Genel rızık, umumî lütuf ve ihsan.

tazammun: İhtiva etme, içine alma, içinde bulundurma.

temâzüc: Karışım, bileşim.

tesanüd: Dayanışma.

vücub-u vücud: Varlığı gerekli olmak, olmaması imkânsız olmak, varlığı zarurî ve vâcib olmak.

zevi’l-hayat: Hayat sahipleri, canlılar.

Okunma Sayısı: 2045
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı