"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hem bana zarar, hem kendisine

Faruk RİFAİOĞLU
27 Mayıs 2025, Salı
Cuma namazını kılmak için camiye gittiğimde geç kaldığım için avluda serili hasırlardan birine oturduğumda ilk sünneti kılıp selâm verdiğimde sağımda oturan beyefendi farklı tarzda giyimiyle ve ellerinde hemen her parmağında takılı olan irili ufaklı rengârenk taşlarla süslü gümüş yüzükleriyle ve takriben elli yaşına ulaşmış olduğundan kırlaşmış kızıla boyalı saçlarıyla dikkatimi çekti.

Sonrasında dikkatimi okunan hutbeye vermek maksadıyla önüme baktığımda eşofman giymiş gayet kilolu bir beyefendinin ön safta oturduğunu ve öne doğru eğildiği için eşofmanının aşağı inmesi tişörtünün de yukarı çıkması sebebiyle sırtının mahreminden nazarımı ve dikkatimi uzaklaştırdım. Anlatılanları daha iyi anlamak için yönümü sesin geldiği tarafa hutbeye çevirdim. Hutbenin konusu hayvan haklarının gözetilirken insan haklarının hafife alınması yüzünden yaşanan olumsuzluklar, insanların gördüğü zararlar ve nasıl telafi edilmesi gerektiği üzerine idi.

Yanımda oturan, tarzı itibarıyla ilk bakışta farklı görünen beyefendinin, ön saftakilere seslenmesiyle dikkatim yeniden dağıldı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ki “O değil, diğeri” dedi. Derken, sırtı açılmış bir kişiye arkadan seslendiğini öğrendim. Hem sözlü, hem de eliyle işaret ederek “sırtın açılmış, eşofmanını düzelt” dedi. Uyarılan kişi de hemen kendine çeki düzen verdi.

O an içimden, yanlış olduğunu fark ettiğim hâlde bunu görmezden gelmiş olmaktan dolayı kendime kızdım. Ancak burada bir hassasiyeti de göz ardı etmemek gerekiyor: Cuma hutbesi esnasında konuşmak, hatta konuşanı susturmak bile uygun görülmemiştir. Bu sebeple böylesi uyarılar, hutbeden önce veya sonra, güzel bir dille ve uygun bir zamanda yapılmalıdır.

Namazdan sonra yanımdaki kişiye, nazikçe yaptığı bu uyarı için teşekkür ettiğimde, verdiği cevap çok hoşuma gitti: “Tabiî uyaracağım, zararı hem bana, hem kendisine...” Bu sözü beni ayrıca etkiledi. İlk bakışta toplumda marjinal bir görüntüye sahip bu kişinin içten duyarlılığı beni gerçekten mutlu etti. Toplum olarak birbirimizden sorumlu olduğumuzu bir kez daha hatırladım. Bu haftaki yaşanmışlığı, hem sorumluluk duygusunu, hem de nezaketin zamanlamasının ne kadar önemli olduğunu düşündürdüğü için sizinle paylaşmak istedim. Çünkü yanlış sadece sahibine değil, çevresine de zarar verebilir; ama uyarının şekli ve zamanı da en az niyeti kadar önemlidir.

"İnsana en çok acı veren şey, söyledikleriyle söylemek istedikleri arasındaki uçurumdur." diyor  Dostoyevski.

Genelde haklı olduğumuz durumlarda, üslubumuz ve söyleme esnasında yaşadığımız strese bağlı ses tonundaki yükseklik, bizi haklı olduğumuz durumlarda da haksız duruma düşürebiliyor maalesef. 

Haksızlığa uğradığınızı hissettiğinizde sükuneti sağlayabilmek, sakin kalabilmek herkesin harcı değil maalesef. Bu büyük bir maharet gerektirir aynı zamanda. Sonunda haklı olduğunuz halde bir şeyleri değiştirmenin çok ama çok zor olduğunu anladığınızda iş işten geçmiştir çoğu defa. Attığınız taş ürküttüğünüz kuşa değmez. Harcadığınız emek, gösterdiğiniz performans, yaşadığınız ve yaşattığınız stres yanınıza kâr kalmıştır. İşin sonucunda bir fayda bir kazanç da elde edemezsiniz üstelik...

Okunma Sayısı: 632
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mehmet

    27.5.2025 12:40:27

    Değerli faruk kardeşim ,mümkünsa belin belirlenmiş yerinin açılmasıyla ilgili kısmı ilmihalden okuyun,güzel yorumunuzdaki eksik kısmı göreceksiniz,bol yüzük lü zat size de üstü kapalı cevap vermiş,"tabiki ikaz edeceğim hem ona hemde bana zarar " demiş,setri avret namazın farzlarındandır,açılması ve görülmesiyle hem avret yeri açılanın ve görenlerin namazı bozulur,Selamlar

  • irfan

    27.5.2025 10:31:20

    "Üslup: Âyine-i insanî." Kastamonu Lahikası. Üstadımızın bu sözüne istinaden diyorum ki: Üslub bir put olarak yorumlanmaması gerekir. Hakkın hatırı âlî olduğu için hakikat âlî ve nazikane bir üslupla ifade edilmelidir. Hakikatin yırtık bir libasla ifade edilmesi uygun olmasa gerek. Risale-i Nur'un Üslubu Kur'anî bir üslup olarak bize rehberlik etmeli.

  • Mustafa Said Kara

    27.5.2025 00:09:04

    Allah razı olsun. Ders aldığım bir yazı oldu. Üslup diye bir put var maalesef. Hiçbir şeyi söyleyemez olduk. Üsluptan önce söylenen hakikatin önemli olduğunu anlamalıyız.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı