• Biri maddiyedir ki, âdeta bir gömlek gibi her şeyin vücuduna göre kaderin takdiriyle biçilmiş şu görünen suretlerdir.
• Diğeri mâkuledir ki, bir şeyin yaşadığı bir ömürde mürur-u zamanla değiştirdiği muhtelif maddî suretlerin içtimaından tasavvur edilen bir suret-i vehmiyedir.
Bir ateşin sür’atle tedvirinden hâsıl olan daire-i vehmiye gibi, her şeyin tarih-i hayatını bildiren ve kadere medar olan ve mukadderat-ı eşya denilen şu ikinci suret, mâkuledir. Suret-i maddiye itibarıyla her şeyin bir nihayeti, bir gayesi olduğu gibi, suret-i maneviye itibarıyla da bir nihayeti ve gizli bazı hikmetler için bir gayesi de vardır. Binaenaleyh her şeyin suret-i maddiyesinde, kudret-i Rabbânî ustadır, kader mühendistir; suret-i maneviyesinde ise kader mistardır, yani teşekkülâtın çizgilerini çizer, kudret masdardır, yani o çizgiler üstünde yapılan teşekkülât kudretten sudûr eder.
Ey kâfir! Bunu işittikten sonra iyice düşün! Bir zerreye, bir terzilik sanatını öğretmeye kudretin var mıdır? Kendine hâlık ittihaz ettiğin tabiat ve esbab, her şeyin muhtelif ve mütenevvi suretlerini biçip dikmesine kudretleri var mıdır?
Bak, ey gözden mahrum kâfir! Şecere-i hilkatin semeresi ve kuvvet ve ihtiyârca esbabdan üstün olan insan, terziliğin bütün kabiliyetlerini, bilgilerini cem’ edip dikenli bir şecerenin âzâlarına uygun bir gömleği dikemez. Halbuki Sâni-i Hakîm her şeyin neması zamanında pek muntazam, cedid ve taze taze gömlekleri ve yeşil yeşil hulleleri kemal-i sür’at ve sühuletle yapar, giydirir.
Fesübhanallah!
Evet, münezzehtir. Her şeyin vücudu emrine bağlı olan Allah münezzehtir.
Her şeyin iç yüzü elinde bulunan Sâni’ münezzehtir. Bütün mahlûkata merci olan Sâni’ münezzehtir.
Mesnevî-i Nuriye, s. 47
LÛGATÇE:
cedid: Yeni.
daire-i vehmiye: Vehmî daire, aslında var olmadığı halde var kabul edilen daire.
esbab: Sebepler.
mâkule: Aklın uygun bulduğu şeyler, makul olanlar.
mistar: Bir şeyin kalıbı, ölçeği; cetvel.
mukadderat-ı eşya: Eşyanın mukadderatı, eşya hakkında Allah’ın takdir ettiği durumlar.
mürur-u zaman: Zamanın geçmesi, zaman aşımı; zamanla.
Sâni-i Hakîm: Hikmet sahibi olan, her şeyi sanatla ve hikmetle yaratan Allah.
semere: Meyve.
suret-i vehmiye: Vehmî suret, aslında var olmadığı halde varmış gibi kabul edilen görüntü.
şecere-i hilkat: Yaratılış ağacı.
tedvir: Döndürme, daire şekline sokma, yuvarlaklaştırma.