"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nurları okumalıyız

Hüseyin GÜLTEKİN
14 Temmuz 2025, Pazartesi
Kendi te’lif ettiği Risale-i Nur Külliyatını, hasta olduğu en sıkıntılı zamanlarda dahi, hayatı boyunca bıkmadan, usanmadan defalarca okuduğunu biliyoruz.

Onu rehber olarak ittihaz eden saff-ı evvel talebeleri de, okunması, yazılması yasak olan o devr-i istibdatta, yasaklara aldırmadan, bir taraftan Nur eserlerini yazarken, bir taraftan da sürekli olarak okuyorlardı. Hatta bazı talebeler, “eserleri elimizden alırlar” diye, okumaktan mahrum kalmamak için bazı Risaleleri hıfzederek ezbere okuyorlardı. 

Üstad Bediüzzaman’ın, “kainata değişmem” diyerek taltif ederek tavsif ettiği Zübeyir Ağabey’in her gün yaklaşık 10-12 saat Risale-i Nur’u okuyup, oradaki hak ve hakikatler ile, ölçü ve prensiplerle hüve hüvesine amel etmeyi meslek ve meşrep edinmesiyle akıllara durgunluk veren harika meziyetleri, hemen her hâdimin bildiği, takdire şayan bir meziyettir.

Kendisi bütün ömür dakikalarını Nurları okumakla ve iman-Kur’ân hizmetleriyle geçiren bu Nur kahramanının, diğer hâdimlere de, “Risale-i Nur’u günde 10 sayfa okuyan kendini muhafaza eder, 15 sayfa okuyan şevke gelir, 20 sayfa okuyan hizmet eder” şeklindeki dikkat çekici tespiti de, hemen bütün hâdimlerin malumu. 

Zübeyir Ağabey, Üstad Bediüzzaman’ın, “Çok sıkı tutmayınız.” tavsiyelerini de dikkate almış olmalı ki kendisi bütün zamanını Risale okumakla geçirirken, başka Nur talebelerine de günlük en az 10-15-20 sayfa okumaları tavsiyelerinde bulunuyor.

Evet, Zübeyir Ağabey’in, “Okumak, okumak, yine okumak...” dediği gibi, o güzide dâhinin yolunda olan hâdimler olarak; okumalı, okumalı ve okumalıyız. Hâdimler olarak, bütün ömür dakikalarını Kur’ân’a hizmet için vakfeden; okumakla, te’lif ve tashihle geçiren o eşsiz müellif-i muhtereme yetişebilmenin mümkün olmadığını biliyoruz.

Keza, Üstad Bediüzzaman’ı rehber edinen, onun etrafında pervane olan, günlük ömür dakikalarının hepsini okumakla ve okuduklarını yansıtmakla geçiren, başta Zübeyir Ağabey ve diğer fedakâr güzide saff-ı evvel talebelerin hizmetteki ciddiyetlerine, sebatlarına ve sadakatlerine de yetişemeyiz.

Hizmet-i Kur’âniye’de onlara yetişemesek dahi, onları numune-i imtisal ve rehber olarak ittihaz edinen hâdimler olarak; onların o en zor şartlarda hiçbir maniye takılmadan ağır bedeller ödeyerek vücuda getirdikleri bu kudsî emanete hakkıyla sahip çıkarak, geceli gündüzlü çalışıp çabalamak zorundayız.

Birer ihsan-ı İlâhî olarak omuzumuza konulan bu hizmet-i Kur’aniye’yi hakkıyla yerine getirmek, hâdimler için keyfî bir şey değil, önemli bir sorumluluk ve bir mecburiyettir.

Hâdimler olarak bu sorumluluklarımızı hakkıyla yerine getirmek için, Nurları anlayarak, kabul ederek bol bol okumalıyız. Daha da önemlisi, yanlış anlamalara sebep olacak, Risale-i Nur’daki hak ve hakikatlere zarar verecek, perde olacak beyanlardan, hal ve davranışlardan şiddetle kaçınmalıyız. Ve okuduklarımızla amel edip, Nurlardaki hak ve hakikatleri lisan-ı halimizle neşretmenin gayretinde olmalıyız. 

Okunma Sayısı: 286
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı