"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dünyanın manevî buhranlarına çare Risale-i Nurlardır

23 Mart 2022, Çarşamba 08:06
Müslüman olan ve Risale-i Nur eserleriyle tanışan Amerikan vatandaşı, emekli asker Abdullah Shamsidden, Yeni Asya'nın sorularını cevaplandırırken, "Ben öyle inanıyorum ki insanlığın kurtuluşu ve huzuru Kur'an'ın manevî bir tefsiri olan Risale-i Nurlarla ancak mümkün" dedi.

GEVRİYE SHAMSİDDEN - TEXAS / AMERİKA

*Kendinizi okuyucularımıza tanıtır mısınız?

Adım Abdullah Shamsidden, (yani soyadım Türkiye’de sizin söyleminizle Şemseddin’dir) ben bir Amerikan vatandaşıyım. Tabii bu isim bana ailem tarafından verilmiş bir isim değil. Bizim atalarımız bu ülkeye Afrika’dan gelme, tabii ki bugünkü gibi kendi istekleriyle gelmiş değiller ve çoğu Müslüman olan bu insanlara yapılan zulüm ve işkenceler sonucu kimlikleri ve asılları unutulmuş bir soydan geliyoruz. Amerika’da beyazlardan ziyade Afrika kökenli olanların İslama daha çok ve çabuk girmelerinin sebebi belki de budur. Ben de bunlardan biriyim. Ben çok genç yaşta New York’ta yıllar önce İslamı kabul edip Müslüman olmuştum. 

*Risale-i Nuru ve Bediuzzaman’ı nasıl tanıdığınızı anlatır mısınız? 

1991 yılında askeriyedeki görevimden dolayı, Türkiye’deki İncirlik Hava Üssü’ne tayinimi istedim. İlk defa bir Müslüman ülkeye görevli olarak gitmiş olacaktım. Okuduğum kadarıyla %99’u Müslüman olan bir ülkeydi Türkiye. Bu beni heyecanlandırmıştı. Ama Türkiye’ye geldiğimde aslında hayal kırıklığına uğradığımı belirteyim. Burası hiç de benim hayal kurduğum gibi bir Müslüman ülke değildi maalesef. Allah’a şükürler olsun ki yine de güzel hatıralarımız oldu. Benim gibi düşünüp Müslüman olan bir çok kardeşimizde İncirlik’e tayinlerini istemişlerdi ve orada çok güzel bir arkadaş gurubumuz oldu. Kendi aramızda sohbet günleri yaptık, Cuma ve vakit namazlarını üsteki camide ihya ettik. 

Oradaki en güzel hatıralarımdan biri, aynı üsste sivil olarak çalışan Yahya Yıldız’la tanışmam oldu. Bu aslında benim için hayatımda bir dönüm noktası olmuştu. Çok cana yakın ve samimi bir Risale-i Nur talebesi olan Yahya kardeş, beni kendi sohbetlerine davet etti. Bu sayede ben Risale-i Nurları tanımış oldum. İlk okuduğumuz kitap Hutbe-i Şamiye olmuştu. Yahya kardeşle İskendurun Limanı’ndan arabamı almaya gitmiştik, cebinde kitapla dolaşan Yahya kardeş yol boyunca Hutbe-i Şamiye’yi okudu. Oradaki tespitler olaylara bakış açısı çok etkileyiciydi. Zaman zaman onunla bire bir yaptığımız sohbetlerle de Risale-i Nuru anlamaya başladım. Ben hayatımda bir çok kitap okudum, ama daha önce hiç böyle bir esere rast gelmedim. Risale-i Nur’un çok cezbedici farklı bir üslubü var. Sanki bu günümüze her haliyle bakan ve bu asır insanının manevî hastalıkları için yazılmış manevî bir reçete.

Hani Kur’an’da kuru ve yaş her şey var denir, ama bunu herkes göremeyebilir, işte bana göre Risale-i Nur bu gerçekleri herkesin ve özellikle bu asır insanının anlayabileceği en ince detaylarıyla ve delil ve ispatlarıyla anlatan bir eser. Bu eserleri okuyup anlayınca Bediüzzaman Said Nursî’ye ve Risale-i Nura olan hayranlığım her geçen gün biraz daha artıyor. 

Dünya büyük bir manevî burhan içerisinde, insanlar bu manevî boşluğu akıl almaz çılgınlıklar ve sapıklıklarla doldurmaya çalışıyor. Ben öyle inanıyorum ki insanlığın kurtuluşu ve huzuru Kur’an’ın manevî bir tefsiri olan Risale-i Nurlarla ancak mümkün.

Çünkü bu eserler dert içinde dermanı sunan eserler. Gençlik problemlerim mi var, Gençlik Rehberi’ni oku. Hastaysan, Hastalar Risalesi’ni oku ve manevî şifayı bul. Ben bunun canlı bir şahidiyim. Ağır bir ameliyattan sonra her gün Hastalar Risalesi’ndeki devaları okudum veya eşimden okumasını istedim, bunlar bana öyle bir manevî ilaç oluyordu ki Allah’a şükürler olsun kısa zamanda ayağa kalkabildim. Yaşlılıktan gelen sıkıntıların mı var İhtiyarlar Risalesi’ndeki ricaları oku, devanı bul. Başına bir musibet mi geldi, hapishaneyi Medrese-yi Yusufiye olarak tanımlayan eserleri oku.

Eski oturduğumuz yerde ben 15 yıldan fazla hapishaneye gönüllü olarak gittim ve hapis musibetine düşenlere, Risale-i Nur’daki imanî bahisleri ve hapis musibetine düşünenler için yazılmış mektupları okuduk. En fazla İslamiyeti seçenler, hapishaneye düşenlerdir bu gün.

Tabiat ve haşir gibi konuları, herkesin anlayabileceği bir şekilde açık ve net anlatmak, ancak Kur’an’ın mucizevari bir tefsiri olan Risale-i Nur’a has bir üslup.  

Yıllar önce Müslüman olmama vesile olan aynı zamanda müdiremiz olan ablamıza,  aradan geçen uzun yıllardan sonra bir telefon görüşmemizde onun da Risale-i Nur’u tanıdığını ve okuduğunu duymak benim için güzel bir sürpriz olmuştu.

Yıllardır Türkiye’den her geldiğimizde bulabildiğimiz tüm küçük İngilizce risaleleri alıp getirip uygun gördüğünüz kişilere verdik.

Bunlardan biri eşimin anlattığı bir olay, tanıdığı yaşlı bir rahibe hastalanınca bakım yurduna koymuşlardı. Eşim onu ziyaret ettiğinde ona Hastalar Risalesi’ni vermişti.

Bir Müslümanın onu görmeye gelmesinden son derece duygulanan yaşlı kadın ağrıları çok olduğundan, kitaba çok sevinmiş ve hiç beklemeden okumaya başlamış ve hayretlerini gizlemeyerek “Bak burada nasıl izah etmiş, ne kadar güzel izah etmiş” deyip sanki içercesine okumaya başlamış. Hidayetine vesile oldu mu, bilemiyoruz... Hemen sonra bulunduğumuz yerden başka bir şehre naklettiler ve iki ay sürmeden vefat ettiğini duyduk.

İnsanlığın geleceği ve selameti için bu eserler dünyanın her yerinde okullarda zaruri dersler olarak okutulmalı.

Bu eserleri yazmak için onca zulüm ve işkencelere katlanan Bediuzzaman’dan Allah ebediyen razı olsun ve bizleri de onun talebeliğine kabul buyursun inşallah. 

Risale-i Nurlar hayatımın vazgeçilmez eserleri

 Sözler yayınevinin bastığı İngilizce Risale-i Nurların hepsine sahibim. Yine bunu da Yahya kardeşime borçluyum. Her yeni çıkan eseri benim için satın alıp ya yollamıştır ya da benim için bekletmiştir, biz oraya gidinceye kadar. Bana bu eserleri tanıtan Yahya kardeşten Allah ebediyen razı olsun.

Abdullah Shamsidden KİMDİR?

1952 Alabama doğumluyum. Lise yıllarında ağabeyim ve ablamla beraber New York’taydım. Bir çok değişik işlerde çalıştım, mesela polis şubesi için çalıştım, telefon firması için çalıştım, bir ara postanede çalıştım. Askeriyeye başvurup askeriyeye girdim. İlk tayin yerim de New York City olmuştu. New York City’nin de benim hayatımda önemli bir yeri vardır, çünkü ben orada İslamı tanıdım ve Müslüman oldum. Daha sonraki yıllarda başka eyaletlere, hatta başka ülkelere de görevim dolayısıyla gittim. Almanya, Türkiye ve Suudi Arabistan bunlar arasında sayılabilir. 2004 yılında askeriyede 26 yıl astsubay olarak görev yaptıktan sonra askeriyeden ayrıldım. Bir süre daha sivil olarak çalıştıktan sonra emekliye ayrıldım, şu anda emekliyim.

 

Okunma Sayısı: 4824
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı