KKTC′nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş′ın oğlu ve DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, babasının Yeni Asya Yayınları arasında çıkan bütün kitaplarını okuduğunu söyledi. Denktaş, “Sevgili babamız kitaplarını tamam ettikten sonra çocuklarına öncelikle okuturdu. Görüşlerimizi merak ederdi” şeklinde konuştu.
GENÇLER İÇİN GÜZEL REHBERLER
Bu kitapların kendi çocukları başta olmak üzere gençlere güzel rehberler olduğunu belirten Denktaş, “Babam İlk başta Kur’an gibi değeri biçilmez bir rehberin önderliğinde gençliğin İslâma ve milletine sadık bir nesil olması için nasihatlarda bulunmuştur” dedi.
MERHUM RAUF DENKTAŞ’IN OĞLU SERDAR DENKTAŞ YENİ ASYA’YA KONUŞTU
Babam, eşsiz rehber Kur’ân’ın önderliğinde İslâma sadık bir nesil yetiştirmeye çalıştı
Öncelikle merhum babanızın vefatı herkes gibi bizleri de müteessir etti. Tekrardan Kıbrıs Türkünün ve Türkiye’nin başı sağolsun. Allah rahmet eylesin.
Sağolun. Amin. Büyük bir değer kaybetti milletimiz.
Merhum babanız aynı zamanda bir yazardı. Yeni Asya Neşriyat arasında çıkan Gençlere Öğütler, Saadet Sırları, Kur’ân’dan Öğütler, Yarınlar İçin, İmtihan Dünyası gibi çeşitli kitapları var. Babanız bunlara çok önem verirdi ve gençlere hediye ederdi. Siz bu kitapları okudunuz mu?
Evet, okudum. Sadece gazetenizde çıkanların dışında 50 adet daha kitabı var babamın ve hepsini de okudum. Bu kitaplar özellikle ağabeyimin vefatından sonra yazılan kitaplardır. Sevgili babamız kitaplarını tamam ettikten sonra öncelikle çocuklarına okuturdu. Görüşlerimizi merak ederdi. Ben de okuyup yeri geldiğinde eleştirir, yeri geldiğinde de beğenirdim. Tabiî bazı eleştirdiğim durumlarda sonradan haksız da oldum.
Bu kitaplarla ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Tabiî, babamın gençliğe önem verdiği doğrudur. Çünkü her zaman geleceğin onlarla güzelleşeceğine inanır ve gençliğin önünde parlak bir ortam olmasını hayal ederdi. Bunların olabilmesi için de kitapların da nasihatleri yer almıştır. İlk başta, Kur’ân gibi, değeri biçilmez bir rehberin önderliğinde gençliğin İslâma ve milletine sadık bir nesil olması için uyarılarda bulunmuştur. Bizler bu kitapların çıkışı sırasında, çocukları olarak, o zamanın genç nesli idik. Ve özellikle biz çocuklarına bu kitaplar güzel örnekler sunmuştur. Bu yüzden her konuda olduğu gibi, sevgili babam, bu konuda da en iyi şekilde görevini yapmıştır.
Merhum babanızın dâvâsı, Kıbrıs Türklerine huzurlu bir ortam sağlamaktı. Bunun için attığı adımlar dışında inanılmaz hayalleri vardı. Sizce merhum babanızın hayal ettiği Kıbrıs, bu hedeflerin neresinde?
Ne yazık ki çok uzağında. Babamın hayal ettiği Kıbrıs böylesine dağınık, ne yaptığını bilmeyen, kendi hedefinden çok uzakta bir Kıbrıs değildi. Olması gereken yerde değiliz. Görüşmeler devam etmeli, Türkiye’nin menfaatleri için de olması gereken bu. Geçmişe baktığınızda, 1974’e kadar olan görüşmeler ile sonrasındaki görüşmeler arasında büyük fark var. O zamanı yaşayan Kıbrıs Türk’üne deseniz ki, “Bir gün gelecek Ada’nın kuzeyinde bir Türk devleti kurulacak.” Kimse inanmazdı.O zamanlar hayal olan Türkiye’ye bağlı
68. vilayet olunması, Kıbrıs Türk’ünün hayali idi.
Aslında devletin kurulması bizim için bir geri adımdı. “Ya taksim, ya ölüm” sloganıyla Kıbrıs Türktür, Türk kalacak; Osmanlı’nındı ve bütünü Türk kalmalı.” Fakat Türkiye’nin yaptığı görüşmeler sonrasında geri adım atıldı. “Ya taksim ya ölüm” isteğiyle bütününden yarısına razı olma durumu ortaya çıktı. Rum kesimi de ENOSİS hareketi vasıtasıyla Yunanistan’a bağlanma ümidiyle ‘Ya yarısı Türkiye’nin olur, ya biz burada ölürüz’ mücadelesi veriyordu. 1974’te konjonktür müsait olmadığı için, Ada’nın kuzey kısmının 68. vilayet olması mümkün olmadı. Eğer 1974-76 arasında il olabilmesi için çalışmalar yapılıp böyle bir karar alınsaydı, Ada’nın % 99’u bayram havasında olacaktı.
Bu mümkün olmayınca 1976’da Federe Devlet, ardından 1983’te K.K.T.C. kuruldu. Benim neslim kurulan yeni cumhuriyetin neslidir. Siyaseten tanınmasa bile devlet olma noktasına ulaştıktan sonra, büyüklerimize artık vilayet olmanın zor bir olay olacağını anlatmaya başladık. Çünkü devlet olması için, geri adım atılmamalı idi. Merhum babam, sonuç ne olursa olsun vatandaşlarının huzur içinde yaşaması için çok çalıştı. Bu huzur, bir anlamda Türk ulusunun burada olmasıyla sağlanmıştı. O geçmiş yılların korkusu ortadan kalkmıştı.
Bugün mutlu muyuz? Bu da bambaşka bir olay, işte Ada’yı görüyorsunuz. Sosyal patlamalar kapının eşiğinde, ekonomi iyiye gitmiyor. Yaşanmakta olan siyasî tartışmalar da merhum babamı yattığı yerde rahatsız etmektedir.
Denktaş’ın Yeni Asya’dan çıkan kitapları
ABDULCELİL IŞIK-LEFKOŞA/KKTC