"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Su-i zan etme(me)k

Sabahattin BOYACI
25 Nisan 2019, Perşembe
O kadar kolay ki; hiçbir enerji sarf etmeden, eziyet ve külfet çekmeden yapabileceğimiz en kolay şey birisi veya birileri hakkında su-i zan etmektir.

Hem de o kadar yaygın bir hastalık ki, bu hastalığa yakalanmayan beri gelsin. Allah bu marazdan bizleri muhafaza eylesin ve bu illete yakalananları da tez zamanda halas eylesin. İnşallah.

Hâlbuki okuduğumuz Risale-i Nur Külliyatı’nda; “Hem, meselâ, sûizan ve sû-i te’vilde, bu dünyada muaccel bir cezâ var. “Men dakka dukka” kaidesiyle, sûizan eden, sûizanna mâruz olur. Mü’min kardeşinin harekâtını sû-i te’vil edenlerin harekâtı, yakın bir zamanda sû-i te’vile uğrar, cezâsını çeker” gibi ifadelerle ikaz ediliyoruz. Ama nefis ve şeytan ısrarla bizleri bu tuzaklara çekmeye çalışıyorlar. Ve maalesef çok defa da balıklamasına bu vartalara atlıyoruz.

Öte yandan iletişim asrındayız, bir hadise veya bir rivayetin doğru olup olmadığını anlamak hiç de zor değil. İllâ en kötü ihtimali düşünüp evhamla suizan etmek yerine, bir telefonla işin aslını öğrenmek ve doğru bilgileri elde etmek yolunu tercih etmek daha evlâdır. Zaten izzet-i nefis taşıyan bir halis kardeşimiz bu yolu tercih eder.

Ama gel gör ki; nefis bu yolu görmezden gelerek çoğu kez şeytana maskara olup tuzağa düşüyor. Hakkında söylenen bir sözü ya da bir davranışı, hiç araştırmadan ve sormadan, söyleyenin maksadını öğrenmeden ‘en kötü’ te’ville kötüye yoruyor. Karşı tarafın hiç haberi yokken, bir takım saçma sapan senaryo üreterek onu gıybet ediyor ve ona düşmanlık besliyor. Bazen de duyduğunun aslı astarı da olmayabiliyor.

Hadi diyelim ki; duyduğumuz doğrudur ve bize iftira atılmış olsun, yine de itidal ile karşılayıp doğru değerlendirmek durumundayız. Yoksa kötülüğe ortak oluruz. Çünkü kötü söz sahibinindir. Ve Öylelere cevap vermenin en güzel yolu da ‘sükûttur’. İnsaflı olan biri, kardeşi hakkında yalan ve iftiraya başvurmaz ve tenezzül etmez.

Su-i zan edenleri Allah’a havale etmek gerekir. Çünkü bizler nur ve nuranî şeylerle meşgul oluyoruz. Ne zihnimizi ne de mesaimizi o gibi etik olmayan şeylere tahsis ediyoruz. Biz işimize bakalım.

Bir diğer mesele de; ”Bir kötülüğe sebep olan, o kötülüğü işlemiş gibidir” hükmünce söylediğimiz her söze ve yaptığımız her davranışa dikkat etmek zorundayız. Çünkü yanlış anlaşılacak bir söz veya davranışımız, halis bir kardeşimizi de suizanna itebilir. Eğer suizanna biz sebep olursak, onun cezası bizi bulur ve bulmalıdır. Yoksa ahirette hesap daha kabarık olabilir.

Allah (cc) bizleri ihlasla hizmet-i imaniyede istihdam olanlardan eylesin ve rızasından ayırmasın. Uhuvvet ve muhabbet mesleğinde müfritane irtibat ile şevkimizi arttırsın ve Ehl-i imanın birlik ve beraberliğine vesile eylesin. Âmin.

Okunma Sayısı: 2847
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hasan Aksoy

    25.4.2019 14:37:45

    Başka bir ifade ile NET OLMALIDIRLAR.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı