"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Riyakârlık fiilî bir yalancılıktır

Sami CEBECİ
10 Aralık 2025, Çarşamba
Cenab-ı Hak tarafından İslâm fıtratı üzerine yaratılan her çocuk, anne babası ve çevresinin tesiriyle zamanla ya Hıristiyan veya Musevî olur ya da Müslüman kimliğini korur.

İslâm coğrafyasında dünyaya gelen ve Müslüman olma özelliğini koruyan insanlar ya ihlâslı mü’minler olarak hayatını devam ettirir veya bunun aksine bir hayat sürerek dünya ve ahirette çok şey kaybeder. Olması gereken ise, Allah’ın emir ve yasaklarına samimî olarak itaat edip, iki cihanda da saadetini kazanmaktır.

Mü’min ve Müslüman olduğu halde, nice insanlar fıtratını bozarak riya denilen bir hastalığa düşerler. Riya sözlük anlamı itibariyle, özü sözü bir olmamak, inandığı gibi hareket etmemek ve iki yüzlü davranmaktır. Halbuki, Mevlâna Celâleddin-i Rumî Hazretleri böyle insanlara “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol!” ikazını yapmaktadır. İki yüzlü davranan insanlardan, her zaman toplum hayatı çok zararlar görmüştür.

Riya, aynı zamanda müdahenedir. Müdahene ise, menfaat elde etmek amacıyla bir insanı yüzüne karşı methetmek, övmektir. Menfaatini elde ettikten sonra da, arkasından farklı şeyler söylemektir. Böyle bir durum ise, sahibini fiilî olarak yalancı durumuna düşürür. Özellikle, siyaset dünyasında yetkili makam sahiplerine karşı hem söylemleri ve hem de eylemleriyle, inanmadığı halde çeşitli tavırlarda bulunmak riyakârlığın en geçerli olduğu hâllerdir. Bediüzzaman Hazretleri “Riya müdahenedir [dalkavukluktur]. Müdahene dahi kizbdir [yalancılıktır]” der. (İşârâtü’l- İ’caz, s. 169.)

İnsanı riyakârlığa sevk eden sebeplerin başında geleni iman zayıflığıdır. Allah’a hakkıyla iman etmeyenler, diğer insanlara kendini beğendirmek için riyakârca tavırlara girerler. Bir diğer sebep ise, insanların ilgisini ve beğenisini kazanmak için riya vaziyeti takınırlar. Başka bir sebep de, şöhret ve makam sahibi olmak, emsallerine üstün gelmek için insanlara iyi görünmek ve lâyık olmadığı makamlarda görünmek için riyakârca hâllere gireler. Bütün bu durumlar, Allah’ın razı gelmediği ve insanlar tarafından farkına varıldığı zaman hiç hoş karşılanmayan vaziyetlerdir.

Bahsi geçen riyakâr durumlardan kurtulmak için, Allah’ın rızası esas alınmalıdır. Çünkü, Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği gibi “Cenab-ı Hakkın rızası ihlâs ile kazanılır. Kesret-i etba [taraftarların çokluğu] ve fazla muvaffakiyet ile değildir. Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra halkları da razı eder.” (İhlâs Risalesi)

Risale-i Nur Talebelerinin durumu hakkında ümit verici beyanlarda bulunan Bediüzzaman Hazretleri “Şahsiyetini kardeşlerinin şahs-ı ma-nevisi içinde eritip öyle davrandığı için, inşaallah, ehl-i hakikatin riyadan kurtulmaları gibi, bu sır ile onlar da kurtulurlar” demektedir. Ayrıca “Risale-i Nur’un hakiki şakirtleri, neşriyat-ı diniyelerinde ve ittiba-ı sünnetteki ibadetlerinde ve içtinab-ı kebairdeki [günahlardan kaçınmalarındaki] takvalarında, Kur’an hesabına vazifedar sayılırlar; inşallah riya olmaz.” (Kastamonu Lâhikası,  s. 262.)

Bununla birlikte, riyakârlık denilen manevi hastalık her cihetten hepimizi avlayabilir. Bu itibarla, her Nur Talebesi çok dikkatli olmalı ve bu hastalığa düşmemek için âzamî gayret etmelidir.

Bu makamda, Zübeyir Ağabeyin riya ile ilgili şu sözlerini de hatırlamakta fayda var: “Dışarıdan gelen yeni insanlara her türlü nezaket ve iltifatı yapıp da, yıllarca birlikte çalıştığı kardeşlerine kaba ve sert davrananlara, ben riyakâr nazarıyla bakıyorum.” buna da dikkat etmek lâzımdır.

Okunma Sayısı: 136
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı