"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eski hukukumuzun hakkı için

Sebahattin YAŞAR
19 Kasım 2022, Cumartesi
Bediüzzaman Hazretleri Nur talebeleri arasındaki sıkıntıların def’i için, zaman zaman Risale-i Nur’un hatırı, eski hukukumuzun hakkı, bayramın hürmeti gibi ifadeler kullanır.

Eski hukukumuzun hakkı kavramı benim dikkatimi çekti.

On yıllarca birlikte hizmet etmiş iman ve Kur’an hizmetkarları zaman zaman aralarında yaşanan bir takım problemler nedeniyle, birbirine selam veremez, birbirinin hukukunu koruyamaz hale gelmesi, eski hukukları yokmuş gibi davranmaları ibretliktir. Yaşananlar ne olursa olsun, selam vermek, hal hatır sormak, duacı olmak İslami-insani münasebetlerdir. Ehl-i dünyaya bile gösterilebilen müsamahanın, nezaketin eski hukuku olan iman kardeşine gösterilmez hale gelmesi, ne kadar vahim bir meseledir. Belli ki nefis ve şeytan kiminin enaniyetini, kiminin humkunu, kiminin cehaletini, kiminin tarafgirliğini işlettirerek mü’min kardeşine selamı sabahı keser hale getirebiliyor. Oysa buna dinen de insaniyeten de kimsenin hakkı yoktur. Bu konuya çok dikkat lazımdır. Bu, -Allah muhafaza- İslam’ın içinde, hizmetin içinde kaybetmek olmaz mı?

İnsani münasebet nezakat, saygı ve sevgi önce Nur talebelerine yakışır. Birbirini görmezden gelmek, selamı kesmek, soğukluk vermek muhabbetin kesilmesine, -Allah muhafaza- rahmetin kalkmasına sebeptir. Bu tür çiğ, soğuk, kaba davranışlar mü’mine yakışmaz. Böyle tavır ve tutumlar nefsin, cehaletin, gurur, kibir ve enaniyetin göstergeleridir.

Nur talebelerine güzel davranışlar yakışır. “Kötülüğe iyiliğin en güzeliyle mukabele ediniz.” emri, insaniyetten önce, İslamiyetin gereğidir. Velev ki karşılaşılan kötülük bile olsa, bu tür çirkin davranışlarla ona mukabele ne kadar İslam’ın ruhuna uygundur? Kendisi gibi düşünmeyenleri, kendine taraftar olmayanları dışlamak, yok farz etmek, selam vermemek ve hatta vatana millete ihanetle suçlamak, kardeşlerinin itibarlarına dil uzatmak bırakın İslam’ı, insaniyetle de bağdaşmaz. İsteyen istediği yerde hizmet edebilir, buna kimse karışamaz. Muhabbet fedailerine, husumet değil, kardeşlerini sevmek yaraşır.

Bu zamanın cihadı muhabbetledir. Mü’min kardeşlerimizi sevmeden hakiki iman etmiş olamayız. Hizmet; kardeşlerimize karşı -eski hukukun da hatırı için- nefsi nezaketle, hürmetle, muhabbetle terbiye etmekle başlar. Bunda terakki etmeliyiz.

Okunma Sayısı: 2301
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin Bahadır

    21.11.2022 21:31:41

    Kanayan bir yaraya parmak basmışınız.Allah razı olsun...

  • Abdullah Tunç

    19.11.2022 07:20:56

    Bu hizmetin içinde bulu nan kardeşlerin şahsi ku surlarına bakılmaz.Risale-i.Nur'un temel prensip usul ve kaidelerine,mesle ğimizin özüne dokunma mak şartiyle şahsi kusur lar affedilir.Yalnız meslek kusurlarına musamaha ile bakılmaz.Bu kusurları olanların incitmeden kır madam mutlaka ikaz edilmeleri gerekiyor.Çün kü içinde çok hukuklar var.Göz yumulması bütün o hukukların çiğnenmesi anlamına geliyor.Bu konu da Üstad'ımız son derece hassastır.En küçük bir ta vize izin vermez.Meslek ve meşrep kusurlarını her kes göremez.Çünkü bu meslek sahabe mesleği ve nebevi meslektir. Çok şumullu ve çok ince,derin meseleleri,hakikatları var. Risale-i Nur mesleğini derinden kavrayan, fera set ve basiret sahibi insanlar ancak görebi lir,fark edebilir,sezebilir ler.Bu kusurları gidermek te maharet ister.Bu konu da mahir olanlar bu tamiratı yapmalıdırlar.Yok sa kaş yapayım derken göz çıkarılır,daha büyük yaraların açmasına sebep olunur.

  • Cenk Çalık

    19.11.2022 01:34:58

    Sahabe sistemine dönmeliyiz. Nasıl ki onların önceliği Kur’ân'ı okumak, hatim indirmek değil, yaşamaktı. Bir ayet indirildiğinde hemen gereği yapılıyordu. Aynen öyle de bizde Risale-i Nur'u yaşamak için okumalıyız. Dünyayı, çevremizi değiştirmenin en önemli adımı kendimizi değiştirmektir vesselâm...

  • Cenk Çalık

    19.11.2022 01:31:58

    Ciddi bir sorgulama zamanı gelmiş gibi görünüyor: Biz niçin Risale-i Nur okuyoruz? Genel kültür için mi? Başkalarına ders vermek mi niyetimiz? Toplumda bize bilge insan desinler diye mi? Risale-i Nur'dan teorik manada istifade edip pratiğe aktaramadığımızda hesap gününün çetin olacağının farkında değil miyiz?

  • Cenk Çalık

    19.11.2022 01:27:27

    Sanıyorum hizmetin önündeki en büyük engel bizleriz. Yani davranışlarımız maalesef Risale-i Nura ayna olmuyor. Lisan-ı hal böyle olunca sözlerimiz manasını yitiriyor. "Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz?" (Saff Sûresi, 2.ayet) ayeti yoruma hacet bırakmıyor...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı