Bediüzzaman, “Risale-i Nur, hacılarla hariç alem-i İslam’a yayılıyor, kendi kendini layık ellere yetiştiriyor” diyor. Burada nurların neşri ile tanışma, kaynaşma ve kardeşlik bağları gelişiyor ve haccın hikmetleri tahakkuk etmiş oluyor.
Bediüzzaman hazretleri Emirdağ Lahikası’ndaki bu mektubuyla, haccın bu büyük misyonuna dikkatleri çekiyor. Alem-i İslam milletlerinin bir araya geldiği İslami Kongre manasıyla, hac için özel bir çalışmanın, hazırlığın gerekliliği anlaşılıyor.
Özellikle Yeni Asya cemaati olarak, yurt dışı hizmetler biriminin hac ve umre dönemlerinde daha amaca dönük Arapça, İngilizce gibi dilleri olan ekipler oluşturarak, yine farklı dillerde Risale-i Nurları tanıtan, hizmetleri anlatan broşürler hazırlamak bir gereklilik olarak görülüyor.
Hac ibadet vesilesiyle anlaşılır ki, bu konuda ciddi çalışmalara ihtiyaç var. Risale-i Nur’un hakikatlerini küçük küçük kitapcıklarla hariç alem-i İslam milletlerine ulaştırmak, nurun yayılmasının, hakikatlerinin anlaşılmasının bir adımı olacaktır.
Bu konuda gerek dil alt yapısı olan uzmanların bulunduğu ve gerekse alem-i İslam’ın içinde olduğu problemlerin ele alınacağı çalışmaların varlığı Yeni Asya cemaati için bir sorumluluk durumundadır. Köprü dergisi ve Risale-i Nur Enstitüsündeki farklı konuları olan kongre birikimleri böylece uygulamaya katılabilir.
Hatta gezi amaçlı, okuma programları amaçlı yurt dışı programlarında bu tür küçük çaplı kitaplar, broşürler büyük hizmet edecektir. Bizlerden Risale-i Nurları anlatan, tanıtan bir Arapça, İngilizce site var mı diye sorduklarında verebileceğimiz adres sayısının oldukça sınırlı olduğunu gördük. Yurt dışı hizmet birimi ve ekibi olan Yeni Asya’dan bu alanı daha aktif ve dinamik kullanmaları gerektiği, hacı arkadaşlar arasında gündeme geldi.
Çünkü bu yapılmadığı takdirde farklı ülkelerde de olsa kitle iletişim araçlarıyla ülkelerin insanlarının zihinlerini siyaseten iğfal etmek kaçınılmaz olacaktır. Alt yapı, ekip ve zihniyet olarak bu tür konuları çalışabilecek en uygun topluluk, hakkin hatırını ali tutan Yeni Asya topluluğudur.
Bediüzzaman hazretleri, hac ibadetinin yerine getirilmesine ve hacdaki hikmetlerin anlaşılmasına, yaşanmasına büyük ehemmiyet vermektedir. Dünyanın dört bir tarafındaki müslümanların hac vesilesiyle bir araya gelerek tanışma ve yardımlaşmasının ciddi bir kuvve-i maneviye oluşturacağına dikkat çekerek, tanışmadan ittihadın mümkün olmayacağına işaret eder.
İttihad-ı İslam, her müslüman üzerine farz vazifedir. Bu vazifenin ihmali müslümanlar arasında pek çok farklı problemlerin de doğmasına sebep olmaktadır.
Türkiye’den umre ve hac programlarına katılan genç hacı ve umreciler, böyle bir yüksek himmetle hazırlanacak kitapcıklarla, broşürlerle nice gönüllere girecekler ve müslümanlar arasında ümide, ittihada vesile olacaklardır.
Bediüzzaman, Risale-i Nurlar hacılar aracılığıyla hariç alem-i İslam memleketlerine yayılacak demişse, bunun gündeme alınıp, tahakkuku için çalışmalar yapmak gerektiği açıktır. Yoksa sadece bireysel bir ibadet gibi haccın anlaşılması ve yaşanması haccın hikmetlerinden hasıl olacak neticeyi vermeyecektir. Yani hac, ferdi bir ibadet olmanın ötesinde içtimai bir ibadettir. Bunun için de sosyal yönünün yani tanışma ve yardımlaşmanın ön plana çıkması lazımdır.
Yurt dışı hizmetler birimi olan Yeni Asya’nın hac ve umre ibadeti çerçevesini kapsayan nurları tanıtan ve anlatan çalışmalara ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. Böyle olduğu takdirde hac hakikatiyle ifa edilmiş olur ve ittihad-ı İslam’a vesile olur inşaallah.