"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hizmet mi zor, biz mi?

Sebahattin YAŞAR
13 Kasım 2022, Pazar
Evde cemaatle namaz ve tesbihattan sonra namaz dersinde ‘Hizmet Rehberi’ni takip ediyoruz. En son sabah namazında okuduğumuz bölümde, “Hizmette netice düşünülmez; kemiyet değil, gayret ve keyfiyet önemlidir.” başlığı vardı.

Konuyu sabahın o dinç saatinde eşimle birlikte mütalaa ederken, sadece hizmet etmek, netice ile uğraşmamak, vazife yaparken ‘şöyle olsaydı, böyle olsaydı’ gibi düşüncelere girmemek, yani sönük kafa fenerini şahs-ı manevinin önüne koymamak, hizmet ederken kim/kimler vardı, kaç kişi idiler gibi kişiyi yoran yorumlara düşmemek, düşük ahlak olarak ifade edilen dünya hayatını her cihetle ahiret hayatına tercih ettirmeye sevk eden sebeplere tevessül etmemek...” gibi düsturlar, tam da hizmet elemanını yoran, fütur veren, şevk kıran, kul olarak da haddini aşan noktalar dikkatlere sunuluyordu.

‘Vazifeni yap, vazife-i İlahiyeye karışma’ güzel bir düsturdur. 

Kırılacak şişe hükmündeki dünya işlerini elmas gibi ahiret işlerine tercih etmemek, kendini her bir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellef bilmek, bütün kuvvetiyle asayişin teminine çalışmak ve her türlü görüş ve düşüncesini, isteklerini, şikayetlerini, hayallerini, itirazlarını, şahs-ı manevi havuzundaki ilgili meşveret mekanizmalarında gündeme getirip, sonuna kadar savunup ama neticeyi belirlemeye kalkmamak, netice için şahs-ı maneviye küsmemek, görüşmeler karara bağlandığında da, çıkan kararı kendi kararın olarak savunmak, onu tartışmaya açmamak, bu konuda meşveret üyelerine, onun şahs-ı manevisine –meşveret mi kalmış ki gibi- hakaret, tezyif gibi hallere düşmemek en güzel hizmet adımları olacaktır. Böyle bakıldığında aslında hizmet etmek hiç de zor değildir. Sanki biz onu kendimize zorlaştırıyoruz. ‘Ene’yi, nahnuya dahil edemiyoruz. En güzeli ve az veballisi, kendini akıllı zannedip, ortak akıl olan meşveretleri eleştirmeye kalkmamaktır. 

Hizmet; süreçte aktif, sonuçta teslim olmaktır.

Okunma Sayısı: 1563
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    20.11.2022 14:31:55

    Bir buz parçası hükmünde ki nefsini ve enaniyetini kevser-i Kur'aniyeden süzülen büyük huvuzda eritmek aslında çokta zor olmasa gerek. Büyük bir havuz nerede her an eriyip yok olmaya mahkum bir parça buz parçası nerede. Yükümüzü şahs-ı manevi gemisine bırakıp rahat etmek yerine, omuzumuzda tasimaya devam edersek o yük altında ezilir perişan oluruz.

  • Cenk Çalık

    13.11.2022 12:49:35

    Hizmet noktasında sayı ve sonuç odaklı çalışmadığımızı anlamamız gerekiyor. Vazifemizi yaptıktan sonrasından mesul değiliz. Sonuca odaklanmak aslında asli vazifemizden taviz vermeyi de beraberinde getiriyor. O halde rahatlık, lezzet, sevap, istikamet isteyen şahs-ı manevi içinde olarak meşveret kararlarına uymanın huzurunu yaşamalı. Bu yapılmadığı takdirde maddi ve manevi, dünyevi ve uhrevi neler yaşadığımız ve yaşayacağımıza şu an ki halimiz yeterli şahittir vesselâm...

  • Necati

    13.11.2022 02:00:57

    Allah razı olsun. Gerçekten bir buz parçası hükmünde olan benlik ve emniyetimizi şahs-ı manevi havuzunda ettirdiğimizde işler o kadar kolaylaşır, yükümüz hafifkesiyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı