"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İttihad bozarak hizmet edilir mi?

Sebahattin YAŞAR
28 Kasım 2022, Pazartesi
Sevgili kardeşimle aşkla, şevkle iman Kur’an hizmetlerinde koşturuyorduk.

Gençlik heyecanımızın hizmetler içinde harcanması bizi mutlu ediyordu. Bir gün kıymetli kardeşim, büyük bir üzüntü içerisinde; “Aynı satırları oku, yıllarca birlikte hizmet et, sonra cemaati terk et, bu nasıl olabilir? diyordu. Aynı kardeşim, bazı arkadaşlarıyla birlikte yıllar sonra aynı kaderi yaşıyor ve birlikteliğimizden ayrılıyordu. ‘İnsanın korktuğu başına gelir.’ derler. Kişinin korktuğu, hakikatte ‘zayıf noktası’dır. İmtihan da o cihetten gelir.

Tabii ki kimsenin hizmet tercihine kimsenin bir diyeceği yok. Ama ettiği hizmetin, attığı adımın, ‘Neye hizmet ettiğini’ akl-ı selim herkes muhasebe eder.

Risale-i Nurlar bize, zamanın cemaat zamanı olduğunu, istişareli bir şahs-ı manevinin insanı hatalardan alıkoyacağını öğretti. Yine Nurlar, insanın, ihtilaf-ı meşrebinden, zayıf damarlarından ve derd-i maişet zaruretinden ehl-i dalaletin hücum edeceğine dair ikazlarda bulundu. Ne acı ki, bugün cemaat birlikteliklerinin bozulma dinamikleri bu üç noktada birleşmektedir.

İnsan istişareli bir şahs-ı manevi içinde olmazsa hadiselere karşı körleşir. Bir zamanlar başkasında gördüğü yanlışların içine kendisi de düşer. Bu durum sadece şahıslarda değil, sağlıklı istişare etmeyen cemaatlerde de geçerlidir. Topluluklar, cemaatler meşvereti, ortak aklı değil, statülü kişilerin görüşlerini, tercihlerini dikkate alırsa, istişareyi kurallarına uygun yapmazlarsa yanılmalar kaçınılmaz olur. İstişareli cemaatler kendilerini, hizmetlerini sürekli Risale-i Nurlara uygunluk noktasında muhasebe eder. Böyle hizmetler, hizmetin uzun ömürlü olmasını temin eder. Cemaatten ayrılanların pek çok ‘haklılık hikayesi’ vardır. Ama hangi haklılık cemaatten ayrılmayı, ittihadı zayıflatmayı, tesanüdü bozmayı, kardeşlerin hukukunu çiğnemeyi; gıybeti haklı kılabilir ki?

Bir de birlikteliğin gücünü zayıflatarak hangi hizmet ifa edilebilir ki?

Okunma Sayısı: 1441
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    28.11.2022 14:45:11

    Evet, istişare ve mesveret ile oluşturulan Yeni Asya cemaatinin sahs-i manevisi tarih şahittir ki, hiç yanılmadı, yanıltmadı. Risale-i Nur'da belirtilen "Risale-i Nur'un şahs-ı manevisi temsil eden has şakirtlerinin şahs-ı manevisi "Ferid" makamının mazharıdır." Bu şahsı manevi inayete mazhardır. Ve veliy-i Kâmil hükmündedir. Allah benlik ve enaniyetimizi bu şahs-ı manevi havuzunda eriterek, biz olmayı nasip etsin, amin.

  • A. AYDIN

    28.11.2022 09:44:46

    Çok güzel! Ah şu hissiyat-ı süfliye!

  • Cenk Çalık

    28.11.2022 00:21:31

    Haklılık mevzusu çoğumuzu aldatır. Bu dayanak noktasına şöyle bakabiliriz: Bu dünyadaki haklılık hesap gününde ateş olarak netice verecekse haklı olmanın bir manası var mıdır? Haklılık uğruna meşveret kararlarını tanımayan ve şahsı-ı maneviden ayrılanlara duyurulur...

  • Cenk Çalık

    28.11.2022 00:18:23

    İstişareli cemaatin tadını çıkarmak gerek. Yükümüzün ne kadar azaldığını görmek insanın içini ferahlatmaz mı? Fikrinin açıkça beyan edip alınan karardan mesul olmamak mı iyi? Yoksa tüm mesuliyetini üzerine alarak, her şeyi düşünmek zorunda kalarak ve isabet etse dahi vebal altında kalmak mı iyi?

  • Cenk Çalık

    28.11.2022 00:14:52

    "Kişi sınanmadığı günahın masumu değildir." derler. Ayrıca bir hadiste Efendimiz (asm) kınadığımız bir mevzuda ölmeden önce aynı fiili yapacağımız hususunda ikaz ediliriz. Hatta çoğumuz bu hadisi yaşamışızdır. Muhtemelen o kınadığımız fiili yaparken daha önceki beyanatlarımız da aklımıza gelmiştir...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı