"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sorular içeriden haber verir

Sebahattin YAŞAR
14 Şubat 2022, Pazartesi
Sorudan korkan bir toplum olduğumuz açık. Birilerinin sorudan ayakları titriyor. Bu hiç de iyi bir psikoloji değil. ‘İnsan soru sorulmasından neden korkar ki?’ Araştırılmalı.

Normal şartlarda soru makbuldür. Soru, görülmeyen noktalara dikkat çeker. Aksaklığı düzeltir. Medeniler soru soranı ilgisinden dolayı tebrik eder. Bizde soru soran makbul görülmez. Burada problem sorudan korkandadır. 

İşini düzgün yapmayan, ‘verilemeyecek hesabım yok’ diyemez.

Basın toplantısında, ellerine soru tutuşturulmuş robotlar gibi duruyor gazeteciler. Yoksa oraya da gelemezler ya! Ortamın seviyesi için, ‘Hocam bu ne yaa!’’ diyor bizim gençler. Benim de -sebebi benmişim gibi- yüzüm kızarıyor.

Normalde soru; karanlığa ışık tutma, şeffaflığa çağrı, vicdanlarda güven kazanma fırsatıdır. Aynı durum eğitim ortamları için de geçerlidir. Beden kafesinden çıkmaya fırsat bulamayan sorular, insan için büyük bir yük teşkil eder. Sorulamayan sorular birer kurt gibi içeride yıkıma başlar. Hayata doğmayan sorular, hiç beklemeyen bir anda, alâkasız bir zeminde; bazen bir müzik parçasında, bir ressamın tablosunda, katilin kurşununda, ihanetler dolu sayfanın altındaki imzada aniden çıkar karşınıza ve ağır bedel ödetir.

Mahrem, aykırı soruların sorulabildiği ortamlar; doğruların hayat bulduğu, ‘acaba’ların kalktığı, karanlık düşüncelerin eridiği hürriyet ortamlarıdır.

Hürriyet düzeyi, aykırı soruların ne kadar hayat bulduğuyla anlaşılır.

Amerika’da, ‘Amerika’yı nasıl yıkarsınız?’ yarışması düzenleyen ve uygulanabilirliği en yüksek projeye servet değerinde ödül veren devlet destekli think-thank kuruluşu, sizce neyi amaçlıyordur? Korku mu, tedbir mi daha anlamlıdır? Sadece korku, neticeyi değiştirir mi?

Her şeyi ‘sorabilme hürriyeti’ ne güzel bir şeydir. ‘Bütün sorulara özgürlük’ istemeli bütün toplum. Hür toplum, önce soruları hür olandır.

Okunma Sayısı: 2022
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • yusuf Vural

    15.2.2022 23:20:13

    Aziz hocam hürmetler sunarım. Hürriyet ve özgürlük nedir? Adamın biri bilge kral olmakla ün salmış bir krallın yanına gider.Krala şunu sorar; Efendim söyleyin bana, şu hayatta özgürlük var mıdır? Kral; Elbette! kaç bacağın var senin? iki efendim, der adam. Kral; Pekala, tek bacağının üstünde durabilir misin? Elbette, diye cevap verir adam. Kral; o halde hangi bacağının üstünde duracağına karar ver. Adam biraz düşünür ve sol bacağı üstünde durmaya karar verir. "Tamam" der Kral;şimdi öteki bacağını kaldır. Adam şaşırır; Bu imkansız Kralım, der. Kral gördün mü, özgürlük budur!Sadece ilk kararı almakta özgürsün ondan sonrasında değil..ŞİMDİ sevgili hocam neyin hürriyetinden neyin özgürlüğünden bahsediyorsunnuz. yaşadığımız hayat böyle değil mi?

  • Cenk Çalık

    14.2.2022 20:01:57

    Sorular cevaplardır derler. Soru içinde niyeti, zekayı da barındırır. Soru sormak merak uyandırır ve öğrenmeyi kolaylaştırır. Merak duygusunu tahrik eder. Kur'an da onlarca Risale-i Nurda yüzlerce soru olması tesadüf olamaz. Bilhassa eğitimcilerin bu soru formantından yararlanması gerekiyor.

  • Oğuz Yiğiter

    14.2.2022 11:34:51

    Tebrikler, dualar Hocam...

  • Ali R. Yardimoglu

    14.2.2022 04:46:18

    America paragrafina ithafen: evet, 2020 li bu yillarda, etrak mutaasibblari, fikren 1600 yillari seviyesinde, ve 2300 yillarina erisildiginde ise, bu fikri kararda kalindiginda, nihayet beklenen 1900lere erismeye degil, ters oranti ile, belki 1400lere kadar da, geri gidilecek..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı