31 Aralık 2010, Cuma
Bugün 2010 yılının son günü. Yani yıla başlayalı tam 365 gün geçti. Acaba bu süre zarfında ne planlar yaptık, neler uyguladık, neleri yapamadık ve gelecek yıla neleri devrediyoruz? Kârımız mı var, zararımız mı?
Yılın bu son gününde akşama kadar bunun muhasebesini yapmak gerekir. Çünkü ömür denen sermayenin bu yılının bir değerlendirilmesi yapılmalıdır ki, yarından itibaren yeni yıla planlı girilebilsin. Zira bu ömür sermayesi dünyanın karmaşık işleri için değil; “ebedî âlemi kazanmak için verilmiş bir emanettir.”
Bazen eş-dostla konuşurken “Bir günlük programında okumanın yeri nasıl?” diye sorduğumda; “İş güçten başka şeylere zaman ayıramadığını” ifade ediyorlar. Ama bakıyoruz ki, evde tam 3–4 saatimizi elimizde kumanda ile kanaldan kanala zapting yaparak tv başında geçirebiliyoruz. Zamanımızın olduğunun farkında bile olsak, onu etkin kullanmadığımız için “Zamanım yok!” diyebiliyoruz.
Bir gün içerisinde yapılabilecekleri hatırlatmak amacı ile bazılarını yazmaya çalışacağım; herkes kendine göre listesini gözden geçirebilir.
Kişi, günlük iş ve mesaisine 10-11 saatini zaten ayırıyor. İstirahat, uyku, yemek ve aile bireyleri ile ilgilenmek için de yine 10-11 saat düşünülebilir.
Günün 24 saatten arta kalan 2-4 saatinde ise, aşağıdakilerden bazıları–az dahi olsa—yapılabilir:
* Günde bir Yasin-i Şerif ve birkaç sahife Kur’ân-ı Kerim okunabilir.
* En azından bir kaç sayfa Risâle-i Nur okunabilir.
* Bir âyet, bir hadis-i şerif ve bir vecize rahatlıkla ezberlenebilir veya mânâ olarak öğrenilebilir.
* İlmihal ve Kur’ân meâlinden birkaç sahife okunabilir.
* Günlük gazete ve aylık dergilerden iki-üç tanesi günlere yayılarak okunabilir.
* Her günün takvim yaprağı okunabilir.
* Her namazdan sonra tesbihat yapılabilir ve iki sahife kitap okunabilir. Bu yapılabilirse günde on sahife eder ki; yılda 3600 sahife eder. Mükemmel bir rakam olur.
* Kendimizden fakir veya imkânı bizden daha az, yahut daha çekingen veya daha az fırsat bulabilen bir dostumuzu/akrabamızı ziyaret edebilir veya telefon açabiliriz. Böylece üç ayda görüşmediğimiz veya konuşmadığımız kimse kalmaz. Sıla-yı rahimi yaparak muhabbeti sadece ölüm ve düğünlere bırakmamış oluruz.
* On-on beş günde bir çocuklarımızın arkadaşlarından birinin ailesi ziyaret edilebilir.
* Haftada bir-iki kez dost sohbetlerine zaman ayrılabilir.
* Bir veya kaç vakit cemaatle namaz kılınabilir.
* Haftanın bir günü aile bireyleriyle geçirilebilir.
Bir sigara içmeye ayrılan zaman 5 dakikadır. Bir pakette yirmi sigara olduğuna göre sigara içenler 100 dakikasını boşa harcıyor demektir.
İnsanoğlu kültür dünyasına “bir sigaradan biraz fazla zaman” ayırabilir.
“İki günü eşit olan ziyandadır” ve “Az dahi olsa devamlı olan amel makbuldür” irşâd-ı Nebevîsine (asm) uymak için gayret etmeye ne dersiniz? Gelecek ve sonraki yıllar için denemeye değmez mi?
Allah nasip eder de o günlere ulaşırsak, yıl sonunda “kârlı bir ticaret” ve verimli bir envanter bırakabilmek mümkündür. Ölüm geldiğinde bunların hiçbirini yapmaya fırsatımız olmaz.
Gelecek yazıda, vakti daha etkin kullanmaya göz gezdirelim.
Okunma Sayısı: 1098
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.