2005 yılında İslâm Yaşar’ın “Bediüzzaman Beşleme”sini okurken “Asrın değil, asırların adamı Bediüzzaman” ifadesini çok orijinal bulmuş ve “Şimdi zaman onun lehine işliyor. Bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da hep o okunacak, o yazılacak. Salonlarda, meydanlarda o konuşulacak. Radyolarda program, tiyatrolarda oyun, sinemalarda film, televizyonlarda serî olacak” ifadesi dikkatimizi çekmişti. (İslâm Yaşar, Zamanın Sesi, s. 5)
Bu ifadelere güzel bir misâl yaşadık Kayseri’de. Çünkü bizim için 7 Ekim ve 7 Ocak güzel bir tevâfuk oldu. Zira 7 Ekim 2010’da “Bediüzzaman Hizmet ve Tanıtım TIR’ı” şehrimize gelirken; İslâm Yaşar da misafirimizdi. Gündüz vaktinde “meydanlarda o konuşuldu“; akşamleyin “salonlarda o anlatıldı.” 7 Ocak 2011 ise “sinemalarda film” olarak ülkenin birçok yeri ile beraber Kayseri’de de “Hür Adam” gösterilmeye başlandı.
Bundan dolayı bizleri de bir heyecan sardı. Yıllarca “ihtilâttan men edilmek istenen” ‘Hür Adam’ın büyük ekranlarda “Ben cemiyetin iman selâmeti uğrunda….” diye hitap etmesi insanların sevinç gözyaşları dökmesine vesile oldu.
Kaderine cilvesine bakın ki, insanın aklından hayalinden geçmeyen şeylerle karşılaşabiliyor. Bu sayede yıllarca düşünülse insanın ihtimal veremeyeceği bir şeyi yaşadım:
Eğer biri “Sinemada aralıksız yirmi bir gün ve her gün on iki saat kalacaksın” dese idi, gülerdim. Ama işin içinde “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam!” diyen “Hür Adam” olunca, akan sular durdu ve biz bu süreyi Kayseri Onay Sineması’ndaki kitap standımızın başında geçirdik.
Tâbir yerinde ise 21 günlük sinemacı olduk. Böylece yaptığımız bazı mesleklerimizin yanına bu süredeki deneyimimizi de ekledik. Eğer Mehmet Tanrısever yeni filmler çekerse, bu tecrübelerimizi o filmler için de kullanmaya çalışacağız.
Gazetemizde takip edildiği üzere biz Kayseri Yeni Asya Temsilciliği olarak “Hür Adam” filmi gösterime girdiği 7 Ocak 2011 gününden bu güne kadar Kayseri Onay Sinemasında açtığımız stantla, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek film hakkında bilgilendirme yaptık ve akabinde izleyicilerin kitaplarımızla buluşmasını sağladık. Hatta bazı sinema severler daha sonra gelerek saatlerce standımızda sorular sordular ve kendilerine kitaplardan bölümler okuduk. Hapishaneler bir nev'î Medrese-i Nuriye olduğu gibi; sinemadaki günler bize “medrese-yi seyyare” dedirtti..
O kadar farklı sorularla karşılaştık ki, orada bulunmamızın önemli olduğunu daha çok anladık…
Bu güzelliklere vesile olan başta sinema yöneticileri Yetkin, Onur, Ömürlü ve Bekir Beylere, sinemanın duayeni Ömer Ağabeye, gençlerimiz Hasan, Taner ve Emre’ye, makinistler Arif ve Ramazan Beyler ile Arzu Hanıma, orada kaldığımız süre içerisinde bize gösterdikleri ilgi ve samimî hürmetlerinden dolayı teşekkür ederiz. Bu süreçte biz sinemayı evimiz gibi hissettik. Gerek burada, gerekse yurdun birçok yerinde ve yurt dışında bu “hayırlara” vesile olan Mehmet Tanrısever ve ekibine, filme maddî ve manevî destekte bulunanlara, çalışmalarımıza desteklerini esirgemeyen okuyucularımıza hürmetlerimizi iletiyoruz.
“Başlangıcı olan her şeyin bir gün sonu gelir” kaidesi ile bugün aynı heyecanla buradan ayrılacağız. Filmin büyük salonda gösteriminin bitimi ile beraber kitap standımızı kaldırarak, 7 Ocak 2011’den beri her gün saat 11.00 ile 22.00 arasında açık olan standımızı kapatacağız. Ama “Hür Adam” filmi yarından itibaren büyük salondan 50 kişilik salonlara aktarılarak, her gün saat: 12.00, 15.00, 18.00 ve 21.00’de gösterimde olacak ve bu süre iki hafta daha devam edecektir.
Bu güne kadar “Hür Adam”ı izleme imkânı bulamayanlar varsa, tavsiye ederiz, izlesinler...