23 Mart 2014... Belki de geleceğe attığımız ilk adımın tarihi. Hatta kaderimizi belirleyeceğini umduğumuz, bütün plan ve programlarımızı ona göre ayarladığımız bir tarih...                             
Evet, sizler, bilhassa milyonlar gibi o gün o saatte bahsetmiş bulunduğumuz sınava ben de gireceğim. Dolayısıyla içerisinde bulunduğunuz durumu aynelyakin hissedebiliyorum. Şu an neler hissettiğinizi bile tahmin edebiliyorum.
Bu dönem gerçekten zorlu bir süreç. Dershane ve okulu aynı anda idare etmeye çalışmak, başarmak için sevdiğimiz şeylerden vazgeçmek... Bunlar gerçekten fedakârlık isteyen konular. Omuzlarımızdaki bu yükü bir an olsun bile bırakamamak, belki de en çok bu yoruyor bizi. Arkamızda bize güvenen, inanan onlarca insanın sözleri geliyor aklımıza. Şu son günlerde işittiğimiz ‘’Sen başaracaksın’’, ‘’Sen yaparsın’’ sözlerinden sonra nefsimiz giriyor devreye. ‘’Sen yapamazsın’’, ‘’Yapamayacaksın ki.’’... O anda ruhumuzda nefsimiz ile kalbimizin bir çatışması başlıyor. Galibini belirleyemediğimiz bu çatışmada, şu son günlerde kazanan nefsimiz oluyor. Ama unutmayalım ki, bu sadece bir sınav. Hadi farz edelim başaramadık. Bizler hâlâ anne ve babamızın o çok değerli, saçının teline dünyayı değişmeyeceği evlâtlarıyız. Meselâ ben başarısız olsam da, hiçbir üniversiteyi kazanamasam da; ben yine anne ve babamın o deli dolu, ortanca kızıyım.
Tabiî ki herkes ister emeklerinin karşılığını almayı. Fakat unuttuğumuz hatta hiç hesaba bile katmadığımız bir şey var. Yerin ve Göğün Yaratıcısı, mutlak hükümdar Cenâb-ı Hak her çaba ve gayretin karşılığını bu dünyada verseydi, ahiretin ne önemi kalırdı. Bizim hadsiz ve sınırsız arzularımızın yeri neden sadece beşerin diyarı olsun ki. Bir düşünsenize Nurullah’ın Bağistanı’nda zaman kavramı var mı? Bir bitiş, bir son var mı? Bu dünyada hayalini kurduğumuz, fakat neticesini alamadığımız her arzumuzun yeri inşallah ahirettir.
Yani benimle aynı kaderi ve durumu paylaşan pek kıymetli Müslüman ve her şeyden önce Nur yolunun yolcusu değerli kardeşlerim... Eğer gerçekten çalıştıysanız ve vicdanen rahatsanız emin olunuz ki emekleriniz zayi olmayacaktır. Ümitsiz olmayınız. Cenâb-ı Rabbül Âlemin ümitsiz olanı sevmez. Ümitsizlik Allah’a acz istinadıdır. İstediğiniz her okulu, üniversiteyi, her iyi neticeyi; iman hizmeti ve hayırlara vesile olsun diye isteyin. Niyeti hayır olanı Rabbim yarı yolda bırakmaz. Hem âyet-i kerimesinde demiyor mu, “Bilen ile bilmeyen bir olur mu?’’ diye. Eminim verdiğiniz çaba ve gayretin karşılığını alacaksınız.
Tabiî ortada yok sayamadığımız bir sınav var. Eğitim sistemimizin bizi içerisine direkt dâhil ettiği bir sınav. Biliyoruz ki 23 Mart günü girecek olduğumuz sınav, üniversite tercihlerini yapacağımız esas puanın sadece % 25’ini etkilemektedir. Birinci basamak sınavı ortak alan olup 160 sorudan ibarettir. 40 Türkçe, 40 matematik, 40 fen bilimleri, 40 sosyal bilimler olmak üzere dört ana bölümden oluşmaktadır. Bildiğimiz üzere ilk gireceğimiz sınav temel bilgi dediğimiz 7., 8., 9., 10.,11. ve 12. sınıf konularını kapsayıp, ağırlık olarak 9. sınıf konularını içermektedir.
Gireceğimiz bu sınavla ilgili sizlere naçizane tavsiyelerim olacaktır.
*Asla heyecan ve panik yapmayınız. Bu sınavı rahat olan kazanıyor.
*Uzun gelen Türkçe soruları gözünüzü korkutmasın, cevapları net olup sadece dikkat isterler.
*Matematik soruları basit gibi gözüküp en az üç aşamalı işlem gerektirmekle beraber öğrenciden bildiği bilgiyi yorumlamasını ister.
*Sosyal soruların da tarih ve felsefe genel hatlarıyla okuduğunu anlama ve yorumlamaya dayanırken coğrafya bilgi gerektirebilir.
*Fen bilgisinde ise en çok sayısal öğrencileri korkutan biyolojidir. Konunun tamamına hâkim olup bilgi yorumlandırılır. Kimya kolay olup fizik dikkat gerektirir.
*Takıldığınız sorularda kesinlikle vakit kaybetmeyin. Arka arkaya yapamadığınız sorular olabilir. Sınav zor psikolojisine girip kaygılanmayın. Unutmayın ki sadece size zor değil herkese zordur. 
*Son olarak besmele çekin ve her şeyin hayırlısı için duâ edin. Derin bir nefes alın ve sınava başlayın.
Unutmayalım ki iman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder.
Başarılar...