"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Teröre kalıcı çare

Faruk ÇAKIR
14 Mayıs 2025, Çarşamba
Türkiye’nin terörle mücadele için harcadığını maddî ve manevî servetini her halde listeleyerek bitiremeyiz. Neredeyse yarım asırdır terörle mücadele ediliyor ve bu uğurda milyar dolarlar harcandı.

Tabiî ki her ülke terörle mücadele eder ve etmeli. Ancak terörün sadece silahlı mücadele ile bitirilmesi de kolay değil. Hem dünyada yaşanan hadiseler hem de ülkemizde şahit olduğumuz gelişmeler bunun delili. 

Terörle mücadelede harcanan paralar bir yana, bu uğurda on binlerce kişinin ölmesi, bir o kadar kişinin yaralanmasının da muhasebesi yapılmak durumundadır. 

Prensip olarak aklı başında hiç kimsenin ‘terör devam etsin’ demesi beklenmez. Bununla birlikte terörü kalıcı olarak bitirmek hedef olmalı. Nitekim geçmiş yıllarda ve dönemlerde çok defa ‘Terör bitti’ denilmiş ama sonraki günlerde bitmediği görülmüştür. 

Bugünden bakınca belki de “Birinci çözüm süreci” denilebilecek günler, 16 Temmuz 2014’te “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun”un Resmî Gazete’de yayımlanarak kanunlaşmasıyla başlamıştı. Bu süreç, “2015 Ceylanpınar saldırısı” ile son bulmuştu. O günlerde ilan edilen ‘çözüm süreci’ni yürütmek için ‘akil adamlar heyetleri’ bile kurulmuştu. İyi çalışması halinde çözüme ulaşmak mümkün olduğu halde her nasılsa o günkü süreç bir şekilde tıkanmış ve uzun bir süre yeniden ‘çözümsüzlük’ tercih edilmişti. Sürecin tıkanmasında bazı yanlışlarda ısrar edilmesinin payı vardı. Meseleyi bilenler idarecileri ikaz ettiği halde bu ikazlar yeterince dikkate alınmamıştı.

Adı başka olsa da yeniden benzer bir sürecin devreye girdiği anlaşılıyor. “Terörsüz bir Türkiye”yi herkes ister ve istemeli. Fakat bu sürecin kalıcı ve uzun dönemli olması için temellerin sağlam atılması gerekir. Acaba ‘birinci süreç’te yapılan yanlışlardan gerekli dersler alındı mı? Sadece süreci isimlendirmekle meselenin çözüme kavuşmayacağını görmek icap eder. 

Başka pek çok meselenin çözümü gibi, terörün çözümü de “hak, hukuk ve adalet” yolundan geçer. Kimileri, “Ne alaka?” diyebilir. Alakası şu; adaletin hükmettiği bir yerde, bir ülkede terörün kök salması kolay olmaz, belki de hiç mümkün olmaz. Terör ve teröristler en nihayetinde ‘hukuksuzluk ve adaletsizlik’leri istismar ederek taraftar bulmaya çalışmıyorlar mı? Adaletin tam olarak tecelli ettiği bir yerde kötü niyetli olanlar kendilerine taraftar bulabilirler mi? Taraftar bulamayanların büyüyüp ‘örgüt’ olması mümkün olur mu?

Teröre ve her türlü sıkıntıya uzun dönemli çare arayanlar “hak, hukuk ve adalet” yolunu kararlı bir şekilde tercih etsin ve ülkemizi “tam demokrat, tam adil, tam hür” ülke haline getirsin. Çünkü başka yollardan giderek “kalıcı çözüm”e ulaşmak mümkün değil.

Okunma Sayısı: 314
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı