"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

DP’nin ilk icraati ezan oldu

M. Latif SALİHOĞLU
14 Mayıs 2025, Çarşamba
Bugün “Demokrasi Bayramı” dışında hangi konuyu yazsak yavan olur, basit kalır.

14 Mayıs 1950’de yaşanan ve “Beyaz İhtilâl,” yahut “Demokrasi Bayramı” diye isimlendirilen demokratik gelişme, Türkiye tarihinin dönüm noktalarından birini teşkil ediyor. Dolayısıyla, bugün yazacaklarımız da, bu tarihî hadise ile ve devamındaki gelişmelerle ilgili olacak.

«

İlk öğretmenlik yaptığım Diyarbekir Hazro ilçesinin Yazgı (Barkuş) köyünde tanıştığımız medrese eğitimi görmüş yaşlıca bir imam vardı. Haftanın birkaç günü akşamları okul lojmanına yanımıza gelir, diğer öğretmenlerle birlikte tatlı ders-sohbetler yapardık.

Bir gün bize şunları anlattı:

- 14 Mayıs 1950’te Demokrat Partinin iktidara gelmesi, bizi ziyadesiyle sevindirdi. Âdeta bayram olmuş gibi seviniyorduk. Sevincimizin asıl sebebi, 18 yıldır yasaklanmış olan Muhammedî ezanın serbest bırakılacağına olan inancımız, kanaatimiz. Nitekim öyle oldu. Genel seçimlerin üzerinde henüz bir ay kadar zaman geçmişti ki, müjdeli haberler gelmeye başladı. Duyduk ki, Demokrat Partili bir grup milletvekili, Meclis’e bir kanun teklifi vermiş. Ezan üzerindeki yasağın kaldırılmasını istemişler. Haziran ayı ortalarında, nihayet Meclis’in kararı kesinlik kazandı. Millet Meclisi’nin kararı ile ezan-ı Muhammedînin serbest bırakıldığını duyduk. Dünyalar bizim oldu. Ortalık bayram yerine döndü. Kurbanlar kesildi. O gün kurbanlar eşliğinde ve gözyaşları arasında defalarca ezan okuduğumu hatırlıyorum.

«

Daha sonraki yıllarda, başkasından da benzer tarzda yaşanmış hikâyeleri duyduk, dinledik, not ettik.

Bundan yirmi yıl kadar evvel gittiğimiz Kahramanmaraş’ta “Demokrat nalbur” lâkaplı bir zât ile tanıştık. O da bize benzer şeyler anlattı. 14 Mayıs seçimlerinden hemen sonra şahit olduğu acip bir hadiseyi bize şöyle nakletti:

- Demokrat Parti olarak, hemen her yerde olduğu gibi Maraş’ta da büyük bir zafer kazandık. O zamanki seçim sistemi gereği bütün milletvekillerini biz aldık. Sevincimiz büyüktü. Bize o günleri gösterdiği için Rabbimize şükrediyorduk… Nihayet, sıra geldi mebuslarımızı Ankara’ya göndermeye. Mazbatayı almaya gidecekler ve yeni Meclis’te göreve başlayacaklar. Yeni vekillerimizi Başkent’e götürecek otobüsün olduğu yere toplandık. Büyük bir kalabalık vardı; haliyle, heyecanımız da büyüktü. Mebuslar da geldiler ve bizimle vedâlaşmadan önce şunu sordular: “Sizin vekilleriniz olarak Ankara’ya gidiyoruz. Bizi seçen sizler ne istiyorsunuz? Bize taleplerinizi söyleyin, biz de elimizden geldiğince o talepleri karşılamaya çalışalım.” Bizi ise, hep bir ağızdan “Ezanımızı istiyoruz. Muhammedî ezanın serbest olmasını talep ediyoruz” dedik. Onlardan biri Sorbon mezunu bir doktor idi ve hayretle tekrar sordu: “Sadece bunu mu istiyorsunuz? Başka bir şey istemiyor musunuz?” diyerekten. Biz yine aynı talebimizi tekrarladık: “Evet, sadece ezanımızı istiyoruz ve şimdilik başka bir şey istemiyoruz” dedik. Ve, sevinç gözyaşları ile mebuslarımızı Ankara’ya yolcu ettik.

«

Son olarak, o günlerin genel atmosferi hakkında şöyle özet mahiyette bir bilgiyi paylaşalım:

O günlerin dinî tandanslı gazete ve mecmuaların hemen tamamı “Mareşalin Partisi” diyerek “Milletçiler”i destekliyordu. Buna mukabil, Üstad Bediüzzaman ve talebeleri "Demokratlara nokta–i istinat" olduklarını izhar ettiler. Hatta, Nur Talebelerinden bazıları Emirdağ’da Demokrat Partiye kaydını yaptırıp vazife aldılar. İşte, bu dostane tavrın memleket sathında duyulmasıyla birlikte büyük moral kazanan Demokratlara halkın teveccühü de büyük oldu.

Nihayet, 14 Mayıs günü geldi ve 3 büyük parti birbiriyle yarışarak sandığa gitti. Sandıktan çıkan sonuç şu oldu: DP yüzde 53, CHP yüzde 39 ve MP yüzde 3.1, Bağımsızlar yüzde 5 civarında oy aldılar.

Demokratların kazanmış olduğu bu zafer, ülkede bir bayram havası estirdi. Hürriyete, adâlete, demokrasiye susamış insanlar elbette sevinecekti. 

Evet, yurdun her tarafında maddî-mânevî bahar havası hissediliyordu. Ne var ki, bu huzurlu atmosferden rahatsız olanlar da vardı. Işıktan korkan yarasa tabiatlı bu kimseler, demokrasi bayramının daha ilk günlerinden itibaren sinsi bir faaliyetin içine girdiler. 1950–60 yılları arasında yapılan üç genel seçimi de Demokratların kazanıp her defasında tek başına iktidar olması, vatan ve millet düşmanlarının sabrını taşırmış olmalı ki, bir cuntanın eliyle darbe ortamını hazırladılar ve ordumuzun efradını da emellerine alet ederek, 27 Mayıs 1960'ta milletin hür iradesini hançerlemiş oldular. 

Evet, vatana-millete en büyük kötülüğü yapan, şüphesiz ezanı yasaklayan ve ezana hizmet ettiği için dindar Demokratlara darbe yapan asker-sivil jakoben Kemalistler idi. Bu asil milletin evlâtlarının iki eli, her iki dünyada da bunların yakasında olacak.

Okunma Sayısı: 1693
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Semanur Tunoğlu

    15.5.2025 12:55:39

    Rüşvet helal mi dedim? Ösym başkanı var diye, soru çalıp devletteki bütün kadrolara çöreklenenlere bu yaptıkları caiz oluyor demek ki sizce.ne diyelim. O da sizin vicdanınızla ilgili bir mevzu.

  • Cihan Salih

    14.5.2025 21:09:48

    Sema hanım! Rüşvet helal mi cezası yok mu? Dört bakan ile Bilal Erdoğan rüşvette suç üstü oldular. Peki ceza alan oldu mu? İstanbul ve enkara belediye başkanları görevden el çektirilmişti yolsuzluktan dolayı peki ceza alan oldu mu? Sorular çalındı ÖSYM başkanı 1.derecede sorunluydu neden tahliye edildi? Faiz helal mi hani nass vardı neden bugün %50 de? .

  • Latif Salihoğlu

    14.5.2025 20:24:03

    Başbakan MENDERES'in CAMİ yıktırdığı yönündeki söylentiler, son derece yakışıksız ve haksız bir karalamadan ibarettir. Tam aksi, başta EyüpSultan Camii olmak üzere, hemen bütün selâtin camileri tamir-bakımını yaptıran ve bir kısmını bilfiil takip eden bir şahsiyettir. Bu söylenti de, diğer bazı iftiralar gibidir. Sadece şu var: Şehrin ana arterlerini açma ve genişletme çalışmaları esnasında, bazı küçük camilerin (yıktırılması değil, belki) başka bir yere nakledilmesi söz konusu olmuştur. Bunu da habbeyi kubbe ederek aleyhinde kullanıyorlar ki, bunun insafla, vicdanla bir alâkası yoktur. Hem, cami düşmanı bir devlet adamı, neden risk alarak Muhammedi Ezanı serbest bıraktırmaya çalışsın ki...

  • Yağmur Darendeli

    14.5.2025 17:59:09

    Bende Hüseyin beye şunu söylemek istiyorum: Sizin şu an iktidara gelsin diye destek verdiğiniz halk partisi bu saydığınız konularda ne düşünüyor? Bu soruya cevap vermeniz lazım ki sonrasında halka şöyle diyebilesiniz: Ey insanlar, bakın bu adamlar zinayı suç olmaktan çıkardı, halk partisi gelirse tekrar suç kapsamına alacak. Bunu söyleyebiliyor musunuz?

  • Yağmur Darendeli

    14.5.2025 17:56:43

    Aysun abla toplumun maslahatı için yıkılabilir, taşınabilir. Burda önemli olan niyettir. Mezarlıklar için de aynı durum olabilir.

  • Aysun Eroğlu

    14.5.2025 16:56:58

    Slm.Size bir soru sormak istiyorum.Adnan Menderes’in yol İçin birçok Camii yıktığı söyleniyor.Araştırdım öyle yazıyor ne kadar doğru bilmiyorum.Bilgilendirirseniz sevinirim.

  • Semanur Tunoğlu

    14.5.2025 16:54:13

    Hüseyin bey kusura bakmayın da zina mevzusu liberallerin AB hayali ile serbest bıraktırıldı. Zina serbest bırakılırken karşı çıkanşar kimlermiş bir bakın bakalım? Sizin destek verdikleriniz zina suç olmaktan çıkmasın demiş mi? O zaman bir şeyin adını iyi koyalım, adalet sadece iktidara has bir özellik değildir. Adalet muhalafete de lazımdır. Her suçu iktidara yüklememelidir. Hükumetin eleştirilecek 60 tane yanlışı varsa 40 tane de doğrusu olabilir. Yanlışlar var diye doğruları hangi adalete binaen siliyorsunuz? Ya da yanlışları var diye diğer tüm yanlışları da onlara yükliyorsunuz? Yeni Asya adaletin temsilcisidir. İktidar-muhalefet dengesine bakarak olaylara yaklaşmaz. Saygılar.

  • Hüseyin İlhan

    14.5.2025 14:31:01

    Merhum şehit başbakanımız asla bugünki iktidar ve hele hele başı olan YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ namlı,Bop eşbaşkanı görevi ile alemi islam arasına fitne ekenlerle bir ve aynı görülemez.Zira bugün başörtüsü serbest ki burada da samimiyet yok.Olmuş olsa idi muhalefetin kanun teklifini hemen değerlendirir ve çıkartırdı.Ancaak alın başörtüsü sizde kalsın amma ben sizin haram ve suç olan zinayı serbest bıraktım,faizi teşvik ediyorum,her vatandaşı bu necasete sokmaya ahdettim dediği,ayeti celile ve efendimiz SAV'min hadisleri ile haram olan israfı İTİBAR olarak değerlendirmesi din tahribatı,müslümanı dejenerediir.Zira kurt artık gövdenin içindedir bu oyunlara düşmekten,aldatılmaktan yüce rabbimize sığınıyorum.

  • Semanur Tunoğlu

    14.5.2025 11:16:06

    Bugün Halk partisi eline fırsat geçsin ezanı yine Türkçe okutturur. Çünkü halk partisi zihniyeti kemalist zihniyet. Jakobence hareket ediyorlar. Onlara göre halk cahil, zorla devrimlerle halk medenileştirilmelidir. Ezan kendi dilinde okunmalıdır. Hatta namazlar da Türkçe kılınmalıdır...zihniyet bu. Bu adamlardan özgürlük beklenebilir mi?

  • Semanur Tunoğlu

    14.5.2025 11:09:25

    Selim bey 1950 yılına kadar sosyolojik taban yok muydu? Ezanın aslına döndürülmesi bizatihi Menderes'in halka verdiği sözün gereğini yapmış olmasıdır. Halk partisi iktidarda kalmaya devam etseydi sosyolojik tabanın isteği yerine gelir miydi? Gelmezdi.

  • Selim

    14.5.2025 09:44:53

    Makalede ezan okunması hakkında çıkarılan kanunun Mecliste ittifakla - uzlaşıyla çıkarıldığı konusu gözardı edilmiş... Ezanın aslıyla okunmasını sağlayan temel dinamik sosyolojik tabanın talebidir...Bu talep meclisteki üç gruptada karşılık bulmuş..

  • S. Pelin Kurukahveci

    14.5.2025 09:08:29

    Bu vesile ile halk partisi zulmüne maruz kalıp idam edilen ehli imana da rahmet olsun. Halk partisi zulmüne maruz kalıp imandan, Müslümanlıktan uzaklaştırılan nesillerin torunlarına da tekrar iman ve Kur'an nasip olsun. Amin.

  • S. Pelin Kurukahveci

    14.5.2025 09:07:12

    Halk partisinin zulmünü yaşamamış olanlara affetmek kolay gelebilir ama hamiyetimiz gereği halk partisinin zulümlerini asla affetmeyeceğiz. Unutmayacağız. 5. Şua'nın ışığı altında bakmaya devam edeceğiz.

  • S. Pelin Kurukahveci

    14.5.2025 09:05:14

    Rabbim bu ülkeye, Müslüman halka hadsiz zulümler etmiş olan Halk partisine de bir daha yönetim fırsatı vermesin. Kemalistlerin şerrinden ümmeti Muhammedi korusun. Amin.

  • S. Pelin Kurukahveci

    14.5.2025 09:04:10

    Allah razı olsun Latif abi. Rabbim Menderes ve arkadaşlarına rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı