Zulümatın soğuk ve korkunç karanlıklarından, Nur’un sıcak ve sevimli yüzüne doğru hicret etmek, gafletin boğucu ve sıkıcı yüzünden, gayretin şevk ve lezzet verici yüzüne yönelmek, nefsin esiri ve kölesi olmaktan kurtulmak, Allah’a abd olmak… Bismillah demenin ve nasuh bir tövbe ile Allah’a yönelmenin tam zamanı!
Ey nefis! Sen beni dünyaya çağırdın, aklımı ve kalbimi esir aldın, vazife-i asliyem olan ubudiyet ve duâdan uzaklaştırarak beni gaflet ve dalâlet vadilerinde kaybettirdin. Artık yeter! Senin, beni peşinden koşturmana izin vermeyeceğim.
“Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.” 1
Gaflet; Allah’ı ve ahireti unutan, zulümat vadilerinde kaybolma hali demektir. Bu kayboluş, felâketi doğuran bir dehşetin habercisidir. İşte bu âyet-i kerimede de bu dehşetten bahsedilmektedir. Kişi gaflete boğulup Allah’ı ve ahireti unuttuğunda; bir bakıma insan olmanın, kul olmanın gerekliliklerini yerine getirmeyişinin bir tokatı olarak kendi akıbetinin unutturulduğu bir vaziyete düçar olur ve dalâlete girer, yoldan çıkar.
Ey imanla dolu kalb! Sen ise beni ahirete çağırdın, ceset ve ruhumda ihdas olunan cihazatı Allah’a mal etmemi, dünyaya bir misafirhane olarak bakmamı, ahirete müteveccih olmamı söyledin, her yaptığımın bir hesabı olacağını daima zihnimde tuttun, beni umman dolu şuunat-ı İlâhiye içinde tefekkür eden bir kul olmaya sevk ettin. Elhamdülillah. Seni dinlemeye devam edeceğim, senin dediğini uygulamaktan vazgeçmeyeceğim. Çünkü sen (zişuur kalb); hayırhahsın, nur ve faziletin kaynağısın, Allah’a teslim olmuş bir nefersin, kanaatkâr ve şakirsin, şevkin dâvetçisisin …
“Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkâr edip, Allah’a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir.” 2
Hüşyar; Allah’ı ve ahireti hatırda tutan, nuraniyet ummanında pusulası daima sağlam olan demektir. Bu pusula ile hak ve hakkaniyetten ayrılmaz ve istikamette kalır. Allah’ı zikreden bir kalb ve şuunatını tefekkür eden bir akıl ile daima huzurda hazır olabilmektir. İki durak; zulümat ve nuraniyet. Birinde zulümat, karanlık ve korkunun; diğerinde ise nuraniyet, emniyet ve huzurun eseri görülmektedir. Bu iki yol insana sunulmuş ve tercihi de (cüz’î irade) kendisine verilmiştir. Rabbim bizleri, tercihi daima doğru ve isabetli yapanlardan eylesin inşallah.
Dipnotlar:
1. Haşr Sûresi / 19. Âyet meali.
2. Bakara Sûresi / 256. Âyet meali.