Mehmet Aydoğan: “13. Söz’ün İkinci Makamında Bediüzzaman kabre üç tarz ile girildiğini ifade ettikten sonra, ‘Bu iki şık bedihîdir, delil istemiyor, göz ile görünür.” Bedihi olan iki şık nedir? Bir de şu: Kabirler kapatıldıktan sonra etrafı mermer veya taşla örülür. Ortada kalan toprak kısmın açık kalmasının sebebi nedir?”
Kabir Yolları
“Âhiretimizi ne suretle kurtaracağız?” diyen gençlere, Bediüzzaman diyor ki: “Kabir var; hiç kimse inkâr edemez. Herkes, ister istemez oraya girecek. Ve oraya girmek için de, üç tarzda, üç yoldan başka yol yok.”
Bediüzzaman, bu üç yolu şöyle açıklıyor:
1-Kabir bu dünyadan daha güzel bir âlemin kapısıdır. İman eden kimseler için kabirde hayat böyledir.
2- Yapayalnız bir hapis kapısıdır. Âhirete imanı olmakla beraber, günahta aşırı gidenler için kabirde hayat böyledir. Bu kimseler kabri zaten böyle görüyorlardı. İnançlarını da yaşamamışlardı. Dolayısıyla gördükleri gibi muamele görecekler.
3-Hem kendisini hem bütün sevdiklerini idam edecek bir darağacıdır. Ahirete inanmayanlar için kabirde hayat böyledir. Bu kimseler de zaten böyle biliyorlardı. Ceza olarak da aynını görecekler.1
Kurtuluş Yolu İmandadır
Bediüzzaman, son iki şık için diyor ki: “Bu iki şık bedihîdir, delil istemiyor, göz ile görünür.” Yani bu şıklardan herkesin gözü ile gördüğü, son ikisidir. Yani ölüm zahir nazarda, ya tek başına bir hapis kapısı, ya da bir idam kapısıdır.
Ölümü ve kabri bu iki tehlikeli görünüşten kurtarmak imanla mümkündür.
İman varsa, salih amel de varsa insan Allah’ın rahmetiyle bu son iki tehlikeden kurtulabiliyor. Risale-i Nur işte bu noktada elimizden tutuyor. İmanla kabre girmemizi inşallah temin ediyor.
Günahta aşırı gidenler ahirete inanıyorlar; fakat inandıklarını yaşamıyorlar. Ahireti düşünmeden günahlara ve sefahete dalmışlar. Bu nedenle de kabri yalnız başına bir hapis kapısı görmeye başlamışlar. Bunlar gördükleri gibi kabirde cezaya uğrayacaklar, yani ceza olarak kabirde yalnız başına kalacaklar.
Sırf Yokluk Kapısı
Âhirete inanmayanlara gelince, bunlar kabri sırf yokluk kapısı görüyorlar.
Bunlara göre kabirde hayat yok; ahret diye de bir şey yok! Artık sırf yokluk söz konusu. Zaten önceden de sırf yokluk vardı.
Böyle inanan birisine ceza olarak kabirde sırf yokluk cezası gelmesi, ‘ceza amel cinsinden gelir’ kuralına uygundur. Öyle ki, mademki sen ahrete inanmadın, kabri sırf yokluk gördün, öyleyse ölünce sırf yokmuşsun gibi olacaksın!
Aslında sırf yokluk esasen yoktur. Fakat burada sırf yokluk cezası bir kabir azabıdır. Yoksa diriliş gününde dirilmek ve mahşer mahkemesine çıkmak herkes için vardır. Bu ayrı mesele!
Fakat sen mutlak yokluğa inandın! Mutlak yokluk cezasını kabirde görmeyi hak ettin. Başka bir ifadeyle, “sen unuttuğun için, unutulmaya mahkûm oldun!”
Şu ayette ifade edildiği gibi: “Onlar bu günlerine kavuşacaklarını nasıl unuttular ve ayetlerimizi nasıl inkâr edip durdularsa, biz de onları bugün öyle unuturuz.”2
Kabir duvarlarının ve taşlarının nasıl olacağının hiçbir kıymeti yoktur. Dinen de bir değeri yoktur. Çiçek dikilmesi için taşların ortalarında toprak kısmı olabilir. Böylece dikilen çiçeğin zikrinden ölen kimse inşallah istifade eder.
Ölenlerimize rahmet diliyorum.
Dipnotlar:
1- Sözler, s. 131
2- Araf Suresi: 51