"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kur’ân Yahudilerden neden çok bahseder?

Süleyman KÖSMENE
10 Mart 2023, Cuma
Eyüp Aygün: “Kur’ân neden Yahudilerden çok bahsediyor?”

Kur’ân Doğrulayıcıdır

Kur’ân kendinden önce gelen tüm kitapları tasdik eden ve insanlar tarafından sokuşturulmuş yanlış bilgileri düzelten son İlahî kitaptır. Şöyle buyurulur: “Söyle (Yahudilere ki): Cebrail’e kim düşman ise bilsin ki, Allah’ın izniyle önce gelen kitapları doğrulayıcı, mü’minler için hidayet rehberi ve müjdeci olarak Kur’ân’ı senin kalbine indiren O’dur.”1

Kur’an’dan önceki son ilahi kitaplardan birisi Tevrat, diğeri İncil’dir. Fakat ne var ki, her ikisi de insanlar tarafından bozuldu, ayetleri içine tevhid dininin kabul etmeyeceği bid’at ve hurafeler dolduruldu. Oysa her iki kitap da vahiy kaynaklı idi. Doğru peygamberlere inmişlerdi. Ama asılları bozulmuş olduğundan, peygamberlerini temsil edemez duruma gelmişlerdi.  

Dolayısıyla Kur’ân’ın bu son iki kitaptan ve bu kitapların getirdiği tevhid inancından çok sık bahsetmesi, her ikisinin de başlarına gelen bunca deformasyonu ıslah etme gayreti olsa gerektir. Öyle ki başta İncil olmak üzere, “Kitab-ı Mukaddes” adı çerçevesinde Tevrat’ın inanırları çok fazladır. 

Tevhid İnancının Seyri

Tevrat’ın haramlarının birçoğu Kur’an’ın da haramlarıdır. Tevrat’ın hükümlerinin birçoğu Kur’an’ın da hükümleridir. Tevrat’ın on emri neredeyse hepsi Kur’ân’ın da emirledir. Bu hükümler insanlığa saadet getiren hükümlerdir ve asrımızda da yaşanması gereken, ama bozulduğu için bilinmeyen, İslamiyet’in yenilediği hükümlerdir. Dolayısıyla bunların daha önceki insanlara emredilmiş olması ve ibret olması açısından hikayesi de önemlidir.  

İncil ise temelde tevhid inancı üzerinde yoğunlaşmıştır. Çünkü Hazret-i İsa (as) insanları çoğunlukla putperestliğe sapmış buldu. Koca Roma İmparatorluğu resmi olarak putperest idi. Afrodit, Herkül, Apollon, Mars, Merkür, Jüpiter, Venus, Neptün, Plüton, Roma, Satürn ve daha nice putlar revaçtaydı.  

Hazret-i İsa (sa) Tevrat’ın hükümlerini durdurdu ve sadece tevhid inancıyla insanlığa yeni bir yol açtı. Hazret-i İsa’ya (as) “Mesih” (önceki dinin hükümlerini kaldıran) denmesi bundandır. Fakat o kendisi de, hem de tevhid açısından yara almaktan kurtulamadı. Roma’da O’na “Allah’ın oğlu” dediler. 

Hastalıkta Benzerlik

Bugün dünyayı sâri bir illet gibi saran manevî hastalıkların birçoğu Yahudilerden bulaşmış, İslam toplumunun da kendini kurtaramadığı, hatta kıyametin de kopmasına sebep olacağı anlaşılan hastalıklardır. 

Maddecilik, dünyevileşme, maddeyi ve dünyayı putlaştırma, sekülerleşme, paraya ve altına çok tamah etme ve dinin önüne geçirme, rüşvet, faiz, hile, sahtekârlık, Allah’ın hükümlerini kendi adetlerine uydurma, kitapla amel etmeme, ırkçılık taassubu, üstün ırk iddiası, sihir, fesadı yayma, bozgunculuk yapma, bilginlerini tabulaştırma, Tevrat’ın kelimelerini tahrif etme, Karun gibi servete, ziynete, gösterişe önem verme, hırs, aşırı dünya sevgisi, Cumartesi yasağına uymama, cimrilik, kibir, zulüm, Cehennemin ebedî olmadığını ileri sürme, Cehennemden er-geç çıkılacağını iddia etmek, Peygamberleri yalanlamak…

Bu ve buna benzer hastalıkların hemen hepsi günümüz Müslüman’ını da esir almış eski Yahudi dalaletidir. Yahudiler eskiden altından yaptıkları buzağıya tapıyorlardı.2 Şimdi buzağıya karşılık maddenin ve dünyanın her türlü cazibesini, taparcasına dinin önüne geçiriyorlar.3 Dünyalarını şekillendiren din değil, dünyadır. 

Bu konu maalesef Müslümanların da hastalığıdır.  

Dipnotlar:  

1- Bakara Suresi: 97

2- Bakara Suresi: 51, 52, 54, 250; A’raf Suresi: 148, 151, 152; Taha Suresi: 86, 98; Ankebut Suresi: 92

3- Sözler, s. 277

Okunma Sayısı: 4591
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    11.3.2023 02:09:42

    ..."Rivayette var ki: "Deccal'ın mühim kuvveti yahudidir. Yahudiler severek tâbi' olurlar." Allahu a'lem, diyebiliriz ki, bu rivayetin bir parça tevili Rusya'da çıkmış. Çünki her hükûmetin zulmünü gören Yahudiler, Almanya memleketinde kesretle toplanıp intikamlarını almak için, Komünist Komitesi'nin tesisinde mühim bir rol ile yahudi milletinden olan "Troçki" namında dehşetli bir adamı, Rusya'nın başkumandanlığına ve terbiyegerdeleri olan meşhur Lenin'den sonra Rus hükûmetinin başına geçirerek Rusya'nın başını patlatıp bin senelik mahsulâtını yaktırdılar. Büyük Deccal'ın komitesini ve bir kısım icraatını gösterdiler. Ve sair hükûmetlerde dahi ehemmiyetli sarsıntılar verip karıştırdılar."... Bediüzzaman Said Nursi, Şualar - 587

  • S.topuz

    11.3.2023 02:08:04

    ..."Şahs-ı İsa Aleyhisselâm'ın kılıncı ile maktûl olan şahs-ı Deccal'ın teşkil ettiği dehşetli maddiyyunluk ve dinsizliğin azametli heykeli ve şahs-ı manevîsini öldürecek ve inkâr-ı uluhiyet olan fikr-i küfrîsini mahvedecek ancak İsevî ruhanîleridir ki; o ruhanîler, din-i İsevî'nin hakikatını hakikat-i İslâmiye ile mezcederek o kuvvetle onu dağıtacak, manen öldürecek. Hattâ "Hazret-i İsa Aleyhisselâm gelir. Hazret-i Mehdi'ye namazda iktida eder, tâbi' olur." diye rivayeti bu ittifaka ve hakikat-i Kur'aniyenin metbuiyetine ve hâkimiyetine işaret eder." Bediüzzaman Said Nursi, Şualar - 587

  • S.topuz

    11.3.2023 02:02:09

    "Rivayette var ki: "Fitne-i âhirzaman o kadar dehşetlidir ki, kimse nefsine hâkim olmaz." Bunun için, binüçyüz sene zarfında emr-i Peygamberîyle bütün ümmet o fitneden istiaze etmiş, azab-ı kabirden sonra مِنْ فِتْنَةِ الدَّجَّالِ وَ مِنْ فِتْنَةِ اٰخِرِ الزَّمَانِ vird-i ümmet olmuş. Allahu a'lem bissavab, bunun bir tevili şudur ki: O fitneler nefisleri kendilerine çeker, meftun eder. İnsanlar ihtiyarlarıyla, belki zevkle irtikâb ederler. Meselâ; Rusya'da hamamlarda kadın-erkek beraber çıplak girerler ve kadın kendi güzelliklerini göstermeğe fıtraten çok meyyal olmasından seve seve o fitneye atılır, baştan çıkar ve fıtraten cemalperest erkekler dahi, nefsine mağlub olup o ateşe sarhoşane bir sürur ile düşer, yanar. İşte dans ve tiyatro gibi o zamanın lehviyatları ve kebairleri ve bid'aları birer cazibedarlık ile pervane gibi nefisperestleri etrafına toplar, sersem eder. Yoksa cebr-i mutlak ile olsa ihtiyar kalmaz, günah dahi olmaz." Bediüzzaman Said Nursi, Şualar - 584

  • S.topuz

    11.3.2023 01:58:29

    "Medar-ı garabet üç hâdisedir. Birinci Hâdise: Bir zaman Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Hazret-i Ömer Radıyallahu Anh'a yahudi çocukları içinde birisini gösterdi, "İşte sureti" dedi. Hazret-i Ömer Radıyallahu Anh, "Öyle ise ben bunu öldüreceğim" dedi. Ferman etti: "Eğer bu Süfyan ve İslâm Deccalı olsa, sen öldüremezsin; eğer o olmazsa, onun suretiyle öldürülmez."Bu rivayet işaret eder ki; onun sureti, hâkimiyeti zamanında çok şeylerde görüneceği gibi, kendisi yahudiler içinde tevellüd edecek. Garibdir ki, onun suretindeki bir çocuğu katledecek derecede ona hiddet ve adavet eden Hazret-i Ömer Radıyallahu Anh, o Süfyan'ın en çok beğendiği ve takdir ettiği ve çok defa ondan senakârane bahsedeceği bir memduhu, Hazret-i Ömer'le çıkmış." Bediüzzaman Said Nursi, Şualar - 595

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı