Risale-i Nur dersindeyiz. Kardeşimiz 15. Söz’den bölümler okuyor. Konu iyi ile kötünün mücadelesi.
Kalp dairemizde melek ilhamı ve şeytan vesvesesi mücadele ederken, semavat dairesinde de yıldızlar arasında bu mücadele geniş alanda devam eder… Bu manaları tefekkür ederken konu Tahrim Suresinden bir misalle açıklanır ve iki zaifenin hukuku ile Resullullaha hürmetin azametini anlatılır. İki zaife kimdir? Ne olmuş da hukukları gündeme gelmiştir? Yapılan hürmetsizlik nedir?
TAHRİM SURESİ
Hz. Peygamber (asm), hanımlarından birine gizli bir şey söylemiş ve kimseye açmamasını tembih etmişti. Eşi bu sırrı Efendimizin (asm) diğer bir hanımına söylemişti. Vahiy ile bundan haberdar olan Hz. Peygamber (asm) söz konusu hanımına kendi sırrını başkasına açtığını söyleyerek sitemde bulunmuştu. Hanımı, bundan nasıl haberdar olduğunu sorunca da Hz. Peygamber (asm) “Bunu bana her şeyden haberdar olan Allah bildirdi” diye cevap verdi:
“Hani Peygamber zevcelerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, başkalarına haber verip Allah da bunu Peygambere açıklayınca, Peygamber bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona haber verince hanımı: ‘Bunu sana kim haber verdi?’ dedi. Peygamber de: ‘Her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olan Allah bildirdi’ dedi.” (Tahrim, 3.) mealindeki ayette bu olay anlatılır. Ayet gaybî bir haberin söz konusu olması nedeniyle Hz. Muhammed’in (asm) peygamberliğini ispat eden açık bir mucizedir.
Peygamberimiz (asm) sırrının ifşa edilmesi üzerine hanımlarından bir müddet uzaklaşır. Maksadı dünya hayatının ehemmiyetsizliğini anlatmak ve hanımlarını ikaz etmektir. Öyle ki “acaba eşlerinden boşanacak mıdır?” şüpheleri yayılır. Özellikle Hz. Hafsa (ra) ve Hz. Ayşe (ra) için bu durum son derece üzücüdür. Sure bu hadiseden bahsederek başladığı ve Allah’ın helal kıldığını yasaklamanın doğru olmadığını belirttiği için “Tahrim” adını almıştır. Surenin 4-5. ayetlerindeki hususlar da bu olayın devamıdır. Ayetlere İslam alimlerince o dönemde yaşanan olayların detaylarına inilerek farklı yorumlar getirilir.
BEDİÜZZAMAN’IN YORUMU
Bediüzzaman Hazretleri 15. Söz’de bu olayı şöyle yorumlar: “Kur’ân’da bazı mühim tahşidat vardır ki, düşmanların kuvvetli olduğundan ileri gelmiyor. Belki haşmetin izharı ve düşman şenaatinin teşhiri gibi sebeplerden ileri geliyor. Hem bazan kemâl-i intizamı ve nihayet adli ve gayet ilmi ve kuvvet-i hikmeti göstermek için, en büyük ve kuvvetli esbabı, en küçük ve zayıf bir şeye karşı tahşid eder ve üstünde tutar; düşürtmez, tecavüz ettirmez. Meselâ şu âyete bak: “Eğer (siz iki hanım) Peygambere karşı birbirinize arka çıkarsanız, şüphesiz ki onun dostu Allah’tır, Cebrâil’dir ve salih müminlerdir. Üstelik melekler de onun yardımcısıdır.” (Tahrim Sûresi, 4.) “Ne kadar Nebî hakkına hürmet ve ne kadar ezvâcın hukukuna merhamet var. Şu mühim tahşidat, yalnız hürmet-i Nebînin azametini ve iki zaifenin şekvâlarının ehemmiyetini ve haklarının riayetini rahîmâne ifade etmek içindir.”
HÜLASA
Kur’an hem Peygamberimizin, hem hanımların hukukunu gözeterek bu surede bize (sayısız hikmetlerle birlikte) açık olarak aile fertlerinin hukukuna hürmet ve merhamet dersi de verir.