"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yüz yıllık serencam

Yasemin GÜLEÇYÜZ
17 Şubat 2021, Çarşamba
Korona’nın getirdiği “yeni normal” hayat akışından biri de on-line dersler oldu. Eski Said Dönemi Eserleri dersleri de bunlardan biri.

Dersi sunan arkadaşları dinlerken notlar aldığımız gibi hafta içi özel okumalarımızda da algıda seçicilik sırrınca tahliller yapma imkânımız oluyor. 

Bilim insanlarının “en uzun yüzyıl” olarak nitelendirdiği 20. asır İslâm âlemi için büyük değişimlere sebep oldu. Bu tabloya kadınla ilgili konular da dahil elbette.

BOL VE UCUZ MAL, SÜS VE EĞLENCE 

18. ve 19. yüzyıllarda Batı’da gerçekleşen Sanayi Devrimiyle fabrikaların çoğalması,  savaşlarda erkek nüfusun eksilmesiyle kadın da yavaş yavaş evinden çıkmış, dışarıda çalışmıştır. Bütün dünyayı saran gelişmeler Osmanlı için de geçerlidir. 

ÇEKİRDEKLER, MEYVELER…

Bediüzzaman Hazretleri, oluşacak yeni dünya düzeninin çekirdeklerini net bir şekilde müşahede etmiş, atılan tohumların vereceği meyveleri görmüş ve bir ıslahatçı kimliğiyle problemlere reçeteler hazırlamıştır. 

Kadınlar âlemi için hazırladığı reçete de bunlardan biridir. 

Bu yeni sistem kadını işyerlerinde, fabrikalarda çalıştırırken beri yanda süslenip, eğlence dünyasındaki yerini de almasını ister. Zira iş hayatının yorgunluğu ancak böyle atılır(!)  Kadınlar yeni hayatlarında “hürmet” görmez, “ucuz mal” muamelesine tabi tutulurlar.

1921 yılında yazılan Lemaat’ta yer alan hanımlarla ilgili bölüm günümüzdeki kadın meselelerinin hem çekirdeklerini, hem çiçeklerini, hem meyvelerini içinde barındıran kısa, şiir gibi, ama şiir olmayan nefis ifadeler ihtiva eder. “Kadınlar yuvalarından çıkıp beşeri yoldan çıkarmış; yuvalarına dönmeli” başlığı problemi ve çözümü, tohumu ve meyveyi içinde barındıran veciz, aynı zamanda formül bir cümledir.

1921’DEN 2021’E

Lemaat’ta “Kadının rahatı, ev ve aile hayatı ortamındadır” der Bediüzzaman Hazretleri. Kadın için en güzel zinetin ve bakımın temizlik, iyi ahlâk ve şefkat olduğunu belirtir. En iyi eğlencesiyse çocuklarıyla masumane yaptığı sohbetlerdir…

Bediüzzaman Hazretleri’nin Kur’ân eczahanesinden formüle ettiği bu ilâcı “Evinden dışarıya çıkma, hapsol!” anlamında yorumlamak hanım Sahabelerin hayatları yıldızlar gibi parıldamaktayken hakikate haksızlık olur. 

“Kadının rahatı, ev ve aile hayatı ortamındadır” ifadesini “Hayatının merkezine yuvanı, eşini ve çocuklarını al! Aksi hâlde zarar görürsün!” şeklinde anlamak çok daha gerçekçi olacaktır. 

GERÇEK HÜRRİYETE KİM ÇAĞIRIYOR?

Yaklaşık yüzyıllık süreçte sizce değişen, güncelliğini yitiren bir tesbit var mıdır? 

Tüketim ekonomisinin acımasız çarkları kadını ucuz işçi konumunda sabahtan akşama köleler gibi çalıştırırken, beri yandan da “Kendini süslemeyi ve eğlenmeyi, bu arada bizi de eğlendirmeyi unutmamalısın!” şeklinde verdiği öğüdü ne kadar samimidir sizce?

Sefih medeniyetin, kadınlaşan erkekleri ve erkekleşen kadınlarıyla yaptığı bu çağrının insanlığı nerelere getirdiğini hep birlikte müşahede ediyoruz. İnançsızlıktan kaynaklanan içindeki o büyük boşluğu neyle dolduracağını bilmediği için eğlence dünyasının maskarası olan, heveslerinin esiri, hayvanlardan aşağı mertebelerde hızla yol alan bir insanlık…

Beri yanda merhamet ve şefkatle kadınları kurtuluşa çağıran Kur’ân’ın sesi… 

Sizce hangisi kadına gerçek hürriyetini sunuyor?

Okunma Sayısı: 2587
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı