ONUNCU NÜKTE
Nev-i beşerin ağlanacak gülmelerine, endişe-i istikbal ve akıbetbinlik adesesiyle, gayet şaşaalı bir gece bayramında, hapishane penceresinden bakarken, nazar-ı hayalime inkişaf eden bir vaziyeti beyan ediyorum.
Sinemada, eski zamanda mezaristanda yatanların vaziyet-i hayatiyeleri göründüğü gibi, yakın bir istikbalde mezaristan ehli olanların müteharrik cenazelerini görmüş gibi oldum. O gülenlere ağladım. Birden bir tevahhuş, bir acımak hissi geldi. Aklıma döndüm, hakikatten sordum: “Bu hayal nedir?” Hakikat dedi ki:
Elli sene sonra, bu kemal-i neşe ile gülen ve eğlenen zavallılardan elliden beşi, beli bükülmüş, yetmiş yaşlı ihtiyarlar gibi; kırk beşi, mezaristanda çürümüş bulunacaklar. O güzel simalar, o neşeli gülmeler, zıtlarına inkılâb etmiş olacaklar. “Küllü âtin karîb” [Gelmesi muhakkak olan her şey, yakındır. (İbni Mâce, Mukaddime: 7/46)] kaidesiyle, madem yakında gelecek şeylerin gelmiş gibi görülmesi bir derece hakikattir; elbette gördüğün hayal değildir.
Madem dünyanın gafletkârâne gülmeleri, böyle ağlanacak acı hallerin perdesidir ve muvakkat ve zevale maruzdur; elbette bîçare insanların ebedperest kalbini ve aşk-ı bekaya meftun olan ruhunu güldürecek, sevindirecek, meşrû dairesinde ve müteşekkirâne, huzurkârâne, gafletsiz, masumâne eğlencelerdir ve sevap cihetiyle bâkî kalan sevinçlerdir. Bunun içindir ki, bayramlarda gaflet istilâ edip gayr-i meşrû daireye sapmamak için, rivayetlerde, zikrullaha ve şükre çok azîm tergibat vardır. Tâ ki, bayramlarda o sevinç ve sürur nimetlerini şükre çevirip, o nimeti idame ve ziyadeleştirsin. Çünkü şükür nimeti ziyadeleştirir, gaflet ise kaçırır.
Said Nursî
Lem’alar, Yirmi Sekizinci Lem’a, s. 434
LÛGATÇE:
akıbetbinlik: İleri görüşlülük, bir işin sonunu görmek.
aşk-ı beka: Ebedî hayat aşkı, arzusu.
ebedperest: Sonsuz olanı şiddetle arzulayan, isteyen.
endişe-i istikbal: Gelecek kaygısı.
gafletkârâne: Gafletli bir şekilde.
idame: Devam ettirme.
inkılâb: Değişim, dönüşüm.
inkişaf: Açılma, görünme.
meftun: Müptelâ, tutkun.
muvakkat: Geçici.
müteharrik: Hareketli.
nev-i beşer: İnsanlık.
tergibat: Teşvikler, isteklendirmeler.
tevahhuş: Korkma, ürkme.
zeval: Sona erme, yok olma.
zikrullah: Allah’ı zikretme.