Gündemin neredeyse her gün değiştiği ülkemizde; din eğitimiyle ilgili hadiseler de tartışma konusu ediliyor. YÖK tarafından hazırlanan ve imam hatip liselerinin kapılarının kız öğrencilere kapatılmasını teklif eden “Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi” başlıklı çalışma da bunlardan biri.
Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) raporunun ilgili konu hakkındaki görüşünün özeti; İHL’den mezun olan kız çocuklarının mezuniyet sonrası camilerde ‘imam-hatip ve müezzin’ olarak görev almadıkları, dolayısı ile de bu okullara kabul edilmemeleri gerektiği şeklinde. İlk bakışta ‘makul’ gibi görünse de bu beyanın haklılık payı yoktur ve olamaz.
Çünkü az miktarda da olsa ‘kadın din görevlisi’ Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapmaktadır ve bunların sayıları da arttırılmalıdır. “Madem kızlar ‘imam hatip’ olmuyor, o halde imam hatip liselerine gitmesinler” demek, Türkiye’deki hadiseyi yanlış okumanın özeti sayılabilir. Kız ya da erkek öğrencilerin imam hatip liselerini tercih etmelerinin birinci sebebi; mezun olunca ‘camilerde imam hatiplik’ yapmak değildir. Bunu anlamak için, bu okullarda okuyan öğrencilere ve velilerine sormak yeterlidir. “Peki, buna rağmen niçin imam hatip liseleri tercih ediliyor?” sorusunun cevabı araştırılmalıdır. Araştırıldığında görülecektir ki, bu okulların tercih edilmesinin sebebi, normal ‘lise’ eğitimi alırken, bir yandan da ‘din eğitimi alabilmek’tir.
Türkiye’yi idare edenler, asıl şu sorunun cevabını araştırmalıdır: “Üniversiteye girme yolu zorlaştırıldığı ve hatta neredeyse kapatıldığı halde bu millet niçin imam hatip liselerini tercih ediyor?” Bu sorunun cevabı, Türkiye’de okullarda yeteri kadar din eğitimi verilmediği, milletin de imam hatipleri ‘çıkış yolu’ gördüğü şeklinde olacaktır. Dolayısı ile imam hatip liselerinin, kız öğrencilere kapatılması çare değildir ve bu konu da eğitim sisteminin öncelikle çözüm bekleyen ‘sorun’u hiç değildir.
Türkiye’nin ‘sorun’u, din eğitimini ‘engel’ olarak görenlerdir. Oysa, İslâmı doğru öğrensek ve çocuklarımıza da öğretebilsek pek çok problemi aşabiliriz. Din eğitimi de bir hak olduğuna göre, buna karşı çıkmak, hele eğitimcilere hiç yakışmaz. Milletin, imam hatip liselerini tercih etmesinden rahatsız olanlar, ‘normal lise’lerde de—hiç değilse isteyene—doğru dürüst din eğitimi verilmesine destek olmalıdırlar. “Liselerde zaten din dersi var, daha ne istiyorsunuz?” diyenler varsa; ne istendiğini öğrenmek için de yine velilere müracaat edebilirler. Bugün itibarıyla liselerde okutulan “Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi”yle ihtiyacı karşılayan şekilde bir din dersi eğitimi verildiğini düşünenler yanılıyor. İlahiyatçı ve eğitimcilerin de ifadeleriyle bu dersler kesinlikle yeterli değildir. Üstelik, ‘bodrum’larda namaz kılınmasına bile karşı çıkılan bir vasatta, öğrencilerin ‘doğru İslâm’ı öğrenebilmeleri kolay değildir.
Bununla birlikte, geçmiş yıllara nisbetle imam hatip liselerinin eğitim kalitesinin düştüğü de doğrudur. Ama bunun sorumlusu, çocuklarını bu okullara gönderen veliler, hele hele kız öğrenciler değildir. Eğitim sisteminin problemleri, imam hatip liselerini de etkilemiştir. Ki, bundan da en çok yine imam hatip camiası ve ilahiyatçılar rahatsızdır. Nitekim, geçmiş yıllarda düzenlenen onlarca toplantıda bu konular, uzmanlarca tartışılmış ve imam hatip liselerindeki eğitim kalitesinin düzeltilmesi hedeflenmiştir.
Eğitim şûrâları asıl bu konuları tartışmalı ve kalıcı çözümler üretmeli. İmam hatip liselerinin kapılarının kız öğrencilere kapatılması ve üniversite yolunun kesilmesi gündeme dahi gelmemelidir.
06.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|