İstanbul'dan yazan üniversite talebesi Yakup kardeşim, âhirzaman şahıslarından İslâm Deccalı olan Süfyan'ın mahiyetini anlamanın ehemmiyetine dair bazı suâller yöneltiyor.
Şüphesiz, rivâyetlerde "eşhâs–ı âhirzaman" kategorisinde zikredilen Mehdi, İsa, Deccal ve Süfyan'ın mahiyetini bilmenin ehemmiyeti pek büyüktür.
Aynı şekilde, onların mahiyetini bilmemenin tehlikesi de pek büyük, pek azimdir. Hem öylesine büyük ki bilmemek, kişinin imânını yakacak ve ebedî hayatını mahvedecek kadar dehşetli bir tehlike arz ediyor.
Bu azim tehlikeye dikkat çeken Bediüzzaman Hazretleri, âhirzamana dair rivâyetlerin müstakim yorumunu ihtivâ eden Beşinci Şuâ isimli eserinin avamın yanı sıra ulemânın da imanını kurtarıp muhafaza ettiğini beyan ediyor.
Yine, aynı meselenin ehemmiyetine (bilhassa İslâm Deccalı olan Süfyan'ın mahiyetini bilmenin ehemmiyetine) dair Üstad Bediüzzaman'ın başka bir mektubunda sarf ettiği öyle ifadeleri vardır ki, okuyunca ürpermemek, dehşete düşmemek elde değil.
İşte, Hz. Üstad'ın başka hiçbir mesele hakkında bu derece ağır bir bedeli zikrettiğine şahit olamadığımız o ürpertici ifadeleri: "Bütün mekteblerde ve dairelerde ve halkta, o ölmüş dehşetli adamın muhabbeti telkin ediliyor. Bu hal ise, âlem–i İslâma ve istikbale pek elîm ve acı bir tesiri olacaktı. Şimdi ihtiyarımızın haricinde onun mahiyeti ne olduğunu, en başta ve en ziyade alâkadar ve en son ondan vazgeçecek adamların ellerine kat’î hüccetler gösteren ve isbat eden Risâle–i Nur (hususan Beşinci Şuâ'nın) geçmesi, kemâl–i merak ve dikkatle okunması öyle bir hâdisedir ki, bizler gibi binler adam hapse girse, hattâ îdam olunsa, din–i İslâm cihetiyle yine ucuzdur." (Şuâlar, On Üçüncü Şuâ, s. 298/1994)
Evet, o dehşetli şahsın mahiyetini bilmenin ehemmiyetine dair bundan daha güzel, daha veciz ve daha tesirli bir ifadenin olabileceğini tahmin ve tahayyül dahi edemiyoruz.
Ahirzaman şahıslarından Hz. Mehdi veya Hz. İsa'yı bilmeyen, tanımayan kimse imanını kaybetmez. Fakat, Deccal ve Süfyan'ın tanımayan veya onların mahiyetini bilmeyen bir mü'minin imanı son derece büyük bir risk ve tehlike altındadır. Zira, bilmeyerek onlara yanaşabilir veya kalbinde onların muhabbetini taşıyabilir ki, maazallah.
Bir yerde "Deccâleyn" diye de tâbir Süfyan'ın mahiyetini daha yakından bilmemizi kolaylaştıracak, şüphesiz daha başka eserler, kaynaklar ve metodlar da var.
Buların arasında, yine Üstad Bediüzzaman'ın "Hurûf–u Kur'ân"a dair Rumuzât–ı Semâniye isimli eseri başta gelir. Sekiz remizden müteşekkil olan bu eserin orijinali Osmanlıca olup, henüz sıhhatli bir Latince baskısı yapılamamış.
Mahiyetin bilinmesine dair metodik bir mâlumat daha vererek noktalayalım: Kıyaslama metodu.
Meselâ, Türk–İslâm tarihi boyunca lider, reis veya başkumandan olmuş şahsiyetlerin fikir ve icraatleri pekâlâ kıyaslanabilir. Yapılacak çok yönlü bir kıyaslama neticesinde, aralarından bir şahsın diğerlerin tamamından birçok bakımdan farklı olduğu ortaya çıkacaktır.
Özellikle, yönetim tarzı, dünya görüşü, dinî inanç, mukaddesler, kültürel ve mânevî miras gibi temel konular hakkında yapılacak bir mukayese, önümüze son derece çarpıcı bir tabloyu koyacak ve o şahsın mahiyetini anlamayı büyük çapta kolaylaştıracaktır.
İlk Bakanlar Kurulu
2Mayıs 1920'de yeniden toplanan Büyük Millet Meclisi, bugünkü karşılığı "Bakanlar Kurulu" olan ilk İcra Vekilleri Heyetini seçti.
Üç gün sonra, yani 5 Mayıs'te ilk toplantısını yapan İcra Vekilleri Heyetinde bulunanların isim ve kısa künyesi şöyle:
1) Meclis Reisi olarak seçilen M. Kemal, Cumhuriyet'in ilânına kadar (29 Ekim 1920) aynı zamanda İcra Vekilleri Heyeti Reisliği görevini yürüttü. 1881 Selanik doğumlu. Ölümü: 1938 İstanbul.
2) Mustafa Fehmi Efendi, Umûr–u Şer'iye ve Evkaf Vekili. 1868 Karacabey doğumlu, Bursa mebusu. Ölümü: 1950
3) Fevzi Paşa (Çakmak), Müdafaa–i Milliye Vekili . 1876 İstanbul doğumlu. 22 yıl süreyle Genelkurmay Başkanlığı yaptı, 1950'de İstanbul'da öldü.
4) Hariciye Vekili, Bekir Sami Bey. 1867 Kafkasya doğumlu, 1933'te öldü.
5) Maliye Vekili, Ahmet Ferit (Tek). 1877 Bursa doğumlu, ölümü 1971.
6) Nafia Vekili, Ömer Lütfi Bey. 1880 İstanbul doğumlu; 1942'de öldü.
7) İktisat Vekili, Yusuf Kemal (Tengirşek). 1878 Boyabat doğumlu, ölüm tarihi 1969.
8) Adliye Vekili, Celalettin Arif Bey. 1875 Erzurum doğumlu; ölümü 1933.
9) Dahiliye Vekili, Hakkı Behiç (Koryürek). 1886 İstanbul doğumlu, ölümü 1943.
10) Maarif Vekili, Dr. Rıza Nur Bey. 878 Sinop doğumlu, ölüm tarihi 1942.
11) Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekili, Dr. Adnan (Adıvar). 1882 Gelibolu doğumlu, ölüm tarihi 1955.
12) Erkân–ı Harbiye–i Umumiye Vekili, İsmet Bey (İnönü). 1884 İzmir doğumlu, 1973'ün son haftasında öldü.
05.05.2009
E-Posta:
[email protected]
|