Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) domuz gribindeki alarm düzeyini 4’ten 5’e yükseltti. Yani artık insandan insana geçişte hızlı yayılma aşaması. Ama aynı örgütün 4 Mayıs tarihli son durum değerlendirmesindeki rakamlar insanın kafasını karıştırıyor.
Salgının ilk çıktığı Meksika’da 150’yi bulduğu belirtilen domuz gribi ölümlerinin çoğunun başka sebeplerden kaynaklandığı yalnızca 25 kişinin bu gripten öldüğünü ilân ediyor Dünya Sağlık Örgütü. Amerika’da ise 226 grip vakasına karşın 1 ölüm tespit edilmiş. Hızla yayıldığı iddia edilen salgında ölü sayısının hızla düşüyor olması tuhaf değil mi?
Bu durum hemen komplo teorilerini de gündeme getirdi. İnternette dolaştığınızda onlarca domuz gribi komplo teorisiyle karşılaşıyorsunuz. Eminim sizler de aranızda bunlardan bazılarını konuşuyorsunuz. Bu komplo teorilerinden birkaç örneği nakledeceğim. Ancak bundan domuz gribinin hafife alınması gerektiği anlamı çıkarılmasın. Çünkü turizm mevsimi ile birlikte ülkemize her an ulaşabilecek bu gribe karşı önlem alınmaması—tıpkı hâlen etkisini sürdüren kuş gribinde olduğu gibi—ölüme sebep olabilir.
İşte size komplo teorileri demetinden örnekler:
İNSANLAR ÜRETTİ
Domuz gribi biyolojik silâh olarak üretilmiş ve doğal ortama salıverilmiştir. Bilim bunun yapılabileceğini göstermektedir. Bir kısım insanlar da Batılı hükümetlerin genetik olarak bu virüsü ürettiklerini, böylelikle ilâç firmalarının kârlarını arttırmalarını amaçladıklarını ileri sürüyor. Endonezya Sağlık Bakanı Siti Fadilah Supari de böyle düşünenlerden. Amerika’nın Meksika’dan göçleri önlemek için bu virüsü ürettiği de komplo teorileri arasında. Meksika’dan gelen uyuşturucunun önünü kesemeyen Amerikan hükümeti, 2008 yılı Aralık ayında bu ülkeye 400 milyon dolarlık yardım yaptı. Obama’nın, uyuşturucu kartelleriyle mücadeleye daha fazla asker gönderme fikrine sıcak bakmadığı da biliniyor. Bu salgın bahanesiyle şimdi ABD hükümeti bu ülkeyle sınırını tamamen kapatabilecek.
RUMSFELD’İN ŞİRKETİ ÜRETTİ
ABD Eski Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in bir dönem yönetim kurulu başkanlığını yaptığı, hâlen büyük hissedar olarak yer aldığı Gilead Sciences Inc.’in 1996 yılında Roche Laboratuarlarından patentini aldığı Tamiflu ilacı, kuş gribinde olduğu gibi domuz gribinde de tek etkin ilaçmış gibi dünya gündemine pompalanıyor. Ülkelerin bu ilâcı depolamaları isteniyor, uluslar arası ülkeler gelişmekte olan ülkelere bu ilâçtan bağışlıyor. Rumsfeld’in bu şirkette 5 milyon doları ile 25 milyon dolar arasında değişen değerde hissesi olduğu biliniyor. Rumsfeld bu salgından yalnızca ilâç satışıyla değil, aynı zamanda şirket hisselerinin değerinin yaklaşık on kat artmasıyla da kâr sağlıyor. Bu teoriyi destekleyen bir iddia da aynı etkin maddeyle üretilen Relenza isimli ilâcın tamamen geri plâna atılması.
Benzer bir iddia da maske üreten firmaların bu virüsü ürettiği yolunda. Satışları bir anda patlama noktasına geldi bu firmaların. General Motors ile bağlantılı maske üreticisi firmaların devâsâ stoklarla başa çıkamadığı ve iflâs noktasına geldiği ileri sürülüyor. Halbuki şimdi tarihlerinin en büyük üretim ve satışlarını yapıyorlar.
Bunlar biraz daha elle tutulur olanları. Bunun yanı sıra dünyadaki ekonomik krizi hafifletmek için üretildiği, ABD’deki TV şirketlerinin sansasyonel haberlerle izleyiciyi TV karşısına çekebilmek için ürettiği gibi bir çok saçma gelebilecek komplo teorileri de var.
Sebebi her ne olursa olsun, domuz gribi bir vakıa. Eğer önlemler alınmazsa, kısa sürede yayılması da mümkün. Ancak kamuoyunun bilgilendirilmesi, gerekli hijyenik tedbirlerin alınması ve semptomları görülür görülmez hekime başvurulmasıyla bu hastalığa yakalanılsa dahi tedavi edilmesi mümkün. En önemli tedbir ellerin sürekli yıkanması, hapşırırken ağzın kapatılması. Bunların beş vakit abdest alan ve sünnete uyan bir mü’minin zaten yapması gerekenler olması ne kadar güzel bir tevafuk!
05.05.2009
E-Posta:
[email protected]
|