Halil USLU |
|
Mazhar Ağabey de Hakk’a yürüdü |
Konya’nın eşrafından ve isimsiz kahramanlarından bir iman abidesi olan muhterem Mazhar İyidöner ağabeyimiz Hakk’a vuslat eyledi. Mübarek Muharrem ayının ilk gününde kabre konulması ve yüzlerce mümtaz şahsiyetin yakından ve uzak beldelerden gelip cenaze namazına ve defin vazifesine iştirakleri dahi, onun çok önemli hizmetleri deruhte ettiğinin alâmetidir. Merhum ağabeyimizle mâzî sahifelerinde unutulmaz hizmetlerde bulunmuşuzdur. Kendilerinin tecrübelerinden de istifade etmişizdir. Çok hatıralarımız vardır, hangisini yazmak lâzım bilemiyorum, ağabeyimizin vefatı beni çok etkiledi. Son dönemlerde Nurun mazideki kahraman talebeleri teker teker vatan-ı aslîlerine bizi bırakıp gitmektedirler. Hayatta olan çok mümtaz şahsiyetler de adeta son dönemlerini yaşamaktadırlar. Ne çabuk geçiyor günler ve ne hatıralar toprağa gömülüyor. Gençliğimizin baharında, Konya’da iman ve Kur’ân hizmetinde bir elin parmakları kadar olan iman kahramanlarının ileri gelenlerinden birisi de, merhum Mazhar İyidönerdi. Konya Nurcuları diye bir çalışma başlatmıştım, ilk mülakatım merhum Mazhar ağabeyle idi. Arkadaşlarımla kendilerine ulaştığımızda mazinin yapraklarına hâkim bir şekilde tek tek anlatıyordu. Şimdi önümdeki bir belgeye bakıyorum. 4 Eylül 1961 tarihli Yeni Meram gazetesi ve haber başlığı şöyle: “Nezarette bulunan 11 Nurcu tevkif edildi. Tevkif edilen Nurcular şunlardır: Dr. Sadullah Nutku, Hasan İlkbahar, Mustafa İlkbahar, Hasan Nevruz, Hasan Helvacılar, Abdi Özkan, Said Gecegezen, İbrahim Sarı, Osman Yıldız, Mevlüt Günen ve Mazhar İyidöner” O tarihin bu tablodaki kahramanlar silsilesinden birkaç kişi kaldı. Diğerleri hepsi Hakk’a yürüdü. Ruhları ebeden şâd olsun. Büyük iman ve Kur’ân hizmetini deruhte ettiler. O dönemin ayrı bir garâbeti ve vahim bir olayı da şudur: Yazılı ve görsel basın tevkif edilen ve tutuklanan Nurcuları yazardı. Fakat beraatlarını ve tahliyelerini yazmazdı. Kısm-ı azâmı böyle idi. Halbuki askerî ve sivil mahkemeler, bizlerin de yargılandığı mahkemeler dâhil 1.500’ü aşkın beraat kararı vermiştir. Bu kadar beraat kararı alan bir Üstad, bir Külliyat ve bir talebe topluluğu dünyada herhalde olmamıştır. Bu haksız ve hukuksuz takipler, tevkifler ve işkenceler takip ve devam ederken, başta Hz. Bediüzzaman ve nurcuların olmak üzere bütün ehl-i imanın avukatı ve müdafii merhum ağabeyimiz Bekir Berk, Konya’ya dâvâlar için geldiğinde, Mazhar İyidöner ağabeyimizin Belediye Fen İşleri’ndeki görevinden ayrıldıktan sonra muhasebesine bakmak için girdiği Saadet Ekmek Fabrikası’nın yazıhanesinde kendisi söyler, Mazhar ağabeyimiz de daktilo ile yazardı. Mahkeme müdafaaları ve 163. Maddenin yanlışlarını... Bu ekmek fabrikası adeta bir Nur fabrikası idi. O tarihlerde adeta hizmetin her şeyi idi. Bütün aktif hareketlerimizin mihrak noktasıydı. Buralara kimler uğradı ve kimler geldi, bu husus bir kitap olur. Bir anda hayalimde ve hafızamda canlandırdıklarımdan bir kaç tanesi: merhumlardan Abdülmecid Nursî, Halıcı Sabri, Dr. Sadullah Nutku, Zübeyir Gündüzalp, Mehmed Kayalar, Mehmed Küçükağa, Hulusi Yahyagil ve hayatta olanlardan Said Gecegezen, Mehmed Fırıncı, Selahaddin Akyıl, Said Özdemir, Mustafa Sungur, Mehmed Kutlular ve emsâli muhterem ve sayısız üniversite talebe ve hocaları... 82 yaşında ebediyete ve vatan-ı aslîsine avdet eden Mazhar ağabeyimizin dört evlâdı ve bizler gibi milyonlarca manevi kardeşi vardı. Risâle-i Nur okuduğumuz bir dershaneden 1966 yılında bazı ağabey ve kardeşlerimizle birlikte, bir zındıka ehlinin ihbârıyla alıp emniyetin nezaretine götürdüler. Mahkemeye çıkmadan 36 saat kaldığımız nezarete, sabahın erken saatinde elinde büyük bir kova sıcak sütle gelen merhum Mazhar İyidöner ağabeyimizdi. Ümidim ve inancım odur ki; onu da berzah âleminde öyle karşılamışlardır. Merhuma rahmet dilerken, başta oğlu Abdülkadir Bey olmak üzere bütün ailesine taziyetlerimizi sunuyoruz. 17.12.2010 E-Posta: [email protected] |