H.İbrahim CAN |
|
Bir Holbrooke geçti dünyadan! |
![]() |
“Richard Holbrookee, yırtılan aort damarının onarımı ameliyatı esnasında hayatını kaybetti.” Bu tek cümlelik haber, Amerika’nın 1960’lı yıllardan bugüne kadar yaklaşık elli yıllık dış politikasını yönlendiren adamın sonunu haber veriyordu. Yahudi bir ailenin ateist kızı ile yine ateist bir adamın evliliğinden dünyaya gelmişti Holbrooke. Kendisi ise Kuaker mezhebine tabi Hıristiyan idi. Kimilerine göre Kissinger’ın mirasçısıydı. Ama o kadar uzun yaşayamadı. Kennedy’nin hizmet çağrısına kapılarak dışişlerine girmişti 1962 yılında. Bir yıl sonra Vietnam’a atandı. Vietnam savaşı esnasında oradaki görevini sürdürdü. Bu dönemde Vietnam savaşını bitirme kararının alınmasına sebep olan Pentagon Belgelerinin bir bölümünü yazdı. 1977 yılında Endonezya’nın Doğu Timur’daki operasyonlarını durdurması için Suharto ile görüşmeye giden de oydu. ABD yönetiminin Suharto yönetimine silâh yardımının durmasını sağlayan da oydu. Jimmy Carter döneminde de önde gelen diplomatlardandı. Bill Clinton döneminde Almanya büyükelçiliği yaptı. Ama onu ünlü kılan en önemli başarısı Sırplarla Boşnaklar arasındaki savaşı bitiren Dayton Anlaşmasının mimarı olmasıydı. Bu müzakerelerdeki hırçın yapısı yüzünden “Buldozer” lakabı takıldı kendisine. Kosova’nın NATO güçlerince bombalanmaya başlanmasından önce Miloseviç’e son ültimatomu veren oydu. Bu dönemde Kradziç’e Uluslar arası Lahey mahkemesine gönderilmeme karşılığında siyasal hayattan uzaklaşma önerisini götürdüğü söylendi ama inkâr etti. Son görevi ise Afganistan ve Pakistan özel temsilciliği oldu. Afganistan’da Afgan yönetimi ile ABD ve müttefiklerinin ilişkilerinin düzenlenmesi, Afganistan savaşının sona erdirilmesi için çaba gösterdi. Aile fertlerine göre; hayata gözlerini yumarken doktoruna son sözleri “Afganistan savaşını bitirin” oldu. Son Afganistan ziyaretinde Karzai’nin ABD’li özel güvenlik şirketlerinin faaliyetlerinden şikâyet etmesini haklı bulmuş bu işe çözüm bulunması gerektiğini söylemişti. Hollbrook’un görünen yaşam öyküsü bu şekilde uzayıp gidiyor. Değişen iktidarların değişmeyen adamı olması ise onun asıl yüzü. Kissinger gibi ABD’nin derin devlet mekanizmasının bir parçası olduğu biliniyor. Bu yönüyle CIA ile bağlantısına dair ilginç haberler zaman zaman çıkmıştı. Kuzey Irak’a ordumuzun 1995 yılındaki sınır ötesi harekat öncesinde, “Kuzey Irak sınırına asker yığıyorsunuz. Önümüzdeki günler (ülkenizde) terör olaylarının artması ihtimali var. Dikkatli olmanızı tavsiye ederim” tavsiyesinde bulunduğu, hemen peşinden de Gazi olaylarının yaşandığı biliniyor. Holbrooke dışişleri bakanı olma emeline nail olamadan öldü. Ama Amerikan dış politikasını bir çok dışişleri bakanından daha fazla yönlendirdi. Onun yaşamından çıkaracağımız bir ders de, ABD’nin tecrübeli devlet adamlarını asla fiilen emekli etmeyip, ömürlerinin sonuna kadar bu tür uluslar arası faaliyetlerde âkil adam sıfatıyla, özel temsilci sıfatıyla istihdam etmesi geleneği olmalı. Bizde emekli olmasıyla köşesine çekilmek zorunda kalan bir çok tecrübeli devlet adamı var. Bunun tek istisnası siyasete de girebilmiş diplomatlar. Halbuki bu devlet tecrübesine sahip insanlar hem devletin hafızası olarak hem de âkil adam olarak bir çok işte çalıştırılabilir. Holbrooke artık bu dünyadaki sınavını tamamladı. Günahıyla sevabıyla artık hesabını öbür tarafta verecek. Ama biz Bosna savaşını bitiren Dayton Antlaşmasının mimarı olması sebebiyle Allah’tan kendisine rahmet diliyoruz.
16.12.2010 E-Posta: [email protected] |