Yeni Asyadan Size |
|
Yeni Asya’nın kıymetini bilelim |
![]() |
Bildiğiniz gibi, bu köşede zaman zaman okuyucularımızın Yeni Asya ile ilgili olarak yazdıkları mektupları da yayınlıyoruz. Bu hafta da öyle yapacağız. Eskişehir’den Mutlu Güven’in mektubunu birlikte okuyalım: *** Kıymetli olan varlıklar az olur ve derinlerde bulunur. Üstadın dediği gibi kemiyet değil, keyfiyet önemlidir. Bazan 1, 1000’den daha üstün ve değerli olabilir. Zaten keyfiyette bu değer olmasaydı Nurlar tüm dünyaya yayılmazdı. Rabbimiz bu keyfiyete bakarak, normal şartlarda başarılamayacak muvaffakiyetleri bir avuç insana nasip etmiştir. Öte yandan, Üstadımızın ahirzaman fitnesi üzerinde niye bu kadar tahşidat yaptığını ve Rabbimize iltica ettiğini bugün çok daha iyi anlıyoruz. Doğru ile yanlış, iman ve küfür aynı çarşıda satılmaya başlanmış ve insanlar dışı şekerle kaplanan zehire talip olur hale getirilmişler. Beni en çok üzen ise asrın hastalıklarına merhem sunacakların da yer yer bu yanlışlara ortak olmaları ve tuzağa düşmeleridir. Üstadın meslek ve meşrebinin ne olduğu güneş gibi ortadadır. Bunun aksine davranmak, ubudiyetin özü olan ihlâstan yoksunluğa işaret eder. Tarih boyunca iç ve dış ifsad komitelerinin İslâmiyet üzerinde kirli hesapları olmuştur. Mümin bu tuzaklara karşı uyanık olmalıdır. Bu nuru söndürmeye çalışanlar bilmelidirler ki, yüce Allah o kazdıkları çukura kendilerini düşürecektir. Günümüzde Üstadın tabiriyle dinde hassas, ama muhakeme-i akliyede noksan olan bazıları İslâma hizmet ettiklerini zannetseler de hadiseler maalesef bunun tersini gösteriyor. Gerçek şu ki, iman hizmetinde kullanılan tüm araçlar da hak olmalıdır. İmana ve dine hizmet için her yol mübah değildir. Hizmet adına, hak olmayan yollara tevessül ettiğimizde, doğru İslâmı bilmeyen, ama tanımaya muhtaç olan geniş kesimlerde İslâma karşı bir antipati oluşur ki, buna kimsenin hakkı yoktur. Yeni Asya camiasının en çok takdir ettiğim tarafı, demokrasi ve hürriyetlere samimiyetle sahip çıkan çizgisidir ki, bu çizgi tüm insanlığı ve tüm insanlığın mutluluğunu kapsar. "Hakkın hatırı âlidir, hiçbir hakka feda edilmez” düsturu Nur talebesinin en önemli prensiplerinden biridir. Onun için, haktan taviz vermesi karşılığında tüm dünyanın saltanatı içindekilerle verilse elinin tersiyle iter. Çünkü o, ebedi ister, o nur ile mutlu olur. Gözünde sinek kanadı kadar değeri olmayan siyaset vasıtasıyla elde edeceği dünya makamlarına ve nimetlerine zerre kadar kıymet vermez. Buna mukabil, Hâlık-ı Zülcelal’in aynı sinek kanadındaki hikmetli sanatlarını derin bir tefekkürle temâşâ eder ve ettikçe de imanı artar. Elimizde nur var, topuz yoktur. Zübeyir Ağabeyin dediği gibi, vücudumuzu param parça etseler yine Nur gösteririz ki, o nura karşı gelenler de aydınlansın ve o nurdan istifade etsin. Biz Risale-i Nur’dan aldığımız şefkat dersiyle, o Nurun ona karşı gelenlerin kalbinde de makes bulmasını istiyor ve onun için dua ediyoruz. Dinde olduğu kadar akılda da hassasız. Ne kadar sevinmeliyiz ki, bu hizmet Üstadımız gibi tam ihlâs, tam uhuvvet, tam muhabbet ve tam fedakârlıkla çalışan iman kahramanlarını bünyesinde barındırıyor. Bu hizmetin matbuattaki sözcüsü, Yeni Asya. Bu ahir zamanda Yeni Asya’nın Risale-i Nur’dan alarak sunduğu ab-ı hayata her zaman ihtiyacımız var. Ve unutmayalım ki, Yeni Asya’nın arkasında bu dâvâya gönül vermiş ağabeylerimizin ruhaniyeti ile dünyanın her tarafında bulunan fedakâr Nur talebeleri var. İhlâs ve istikamet çizgisinde hep böyle kalıp orijinal ve aslî kimliğini koruyup geliştirerek yola devam etmesi dileğiyle, Yeni Asya’ya “Hizmet dolu daha nice yıllara” diyoruz. *** Okurumuz “nice yıllara” derken, biz de evvelce özet bilgisini verdiğimiz 42. yıl hazırlıklarımızın devam ettiğini ifade edelim. Aynı şekilde Üstadın 51. vefat yıldönümüne yönelik çalışmalarımızın da. Bu süreç devam ederken sizler de görüş ve katkılarınızla bize ışık tutarsanız memnun oluruz. Mesajlarınızı bekliyoruz. 13.12.2010 E-Posta: [email protected] |