"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Süvarilik ve kırk yamalı hırka

Abdil YILDIRIM
13 Mart 2021, Cumartesi
Bugün “süvarilik” kelimesinin anlamını gençlerin bir çoğu bilmez. O halde biz kısaca anlatalım.

Süvarilik, eskiden pantolon ve şalvarların dizlerine ve arka kısımlarına yapılan büyükçe bir yamalık demektir. Giyeceklerin en çok yıpranan ve çabuk eskiyen kısımları bu şekilde muhafaza edilir, böylece aynı giyecekten uzun süre istifade etmeye çalışılırdı. Biz o günleri yaşadık. Kendimiz süvarilikli bir pantolon giymemiş olsak da, büyüklerimizin dizlerinde koca bir yamalık olan pantolonları çok gördük. 1960’lı yılların sonuna kadar, bu durum devam etti. 

Eskiden tamircilik bir meslek, hatta bir zanaattı. Eskiyen bir şeyi hemen atmak yerine, eskiyen kısımlarını tamir ederek, ondan mümkün olduğu kadar uzun süre istifade etmeye çalışılırdı. 

Tamircilik, aynı zamanda bir vefa borcudur. İnsanlar, kendilerine hizmet eden bir eşyadan, bir giyecekten hemen vazgeçmek istemezlerdi. Onunla daha uzun süre birlikte olmanın yollarını ararlardı. Onun için eskiyen ayakkabıların tabanına “pençe” denilen bir parça yapıştırılır, gömleklerin yaka ve kolları ters yüz edilir, bakır kaplar kalaylatılarak parlatılırdı. Köşkerlik, koşumculuk, saatçilik, örgücülük gibi meslekler, eski eşyaları tamir ederek onların ömürlerini uzatmak için yapılan çalışmalardı. 

Bu meslekler ve çalışmalar, sadece fakirlikten ve cimrilikten değildi. Gelecek nesillere verilen çok önemli mesajlar da taşıyordu. Meselâ, insanlar arasındaki bozulan ilişkileri, hemen kesip atmak yerine, arayı düzeltmek, bozulan ilişkileri onarmak, kırılan kalpleri tamir etmek gerektiği mesajı veriliyordu. Aile içindeki anlaşmazlıkları kısa sürede onarmak, bunun için büyüklerden nasihat almak da, küçüklere nasihat vermek de bir tamircilik mesleği idi. Bugün tamircilik mesleği kaybolmaya yüz tuttuğu gibi, insanlar arasındaki ilişkiler de bozulduğunda tamir etme yoluna gidilmiyor. İnsanlar arasındaki anlaşmazlıklar da tamir edilmek yerine, “kullan at” dercesine yeni arkadaşlar bulunuyor, komşuların arası bozulduğunda ilişkileri onarmak yerine, yeni komşular aranıyor, hatta “komşusuz da olur” diyerek yalnız yaşamak tercih ediliyor. 

Kısacası tamircilik mesleği unutuldukça, insanlar arasında bozulan ilişkiler de tamir edilmiyor, aile, arkadaşlık, komşuluk gibi toplumun temel değerleri böylece kayboluyor.

Süvarilik ve tamircilikten bahsedince, Bediüzzaman Hazretleri’nin kırk yamalı hırkası aklıma geldi. Bu kırk yama, öylesine çokluktan kinaye söylenmiş bir söz değildi. Hatta kırk sekiz yamalı hırka demek daha doğru olur. Üstad Hazretleri Denizli hapsinde iken İbrahim Fakazlı Ağabey’in anlattığı şu hatıra, “kırk yamalı hırka” gerçeğini şu şekilde anlatıyor:

“Mahkemeden bir gün önce meydancı, ‘Hocalar! Hocalar’ diye bağırıyordu. Ben de koridorda bir yere gidiyordum. Karanlık, görünmüyor, sesi çıkıyordu sadece. ‘Ne istiyorsun?’ dedim. Baktım elinde bohça gibi bir şey var. ‘Bunu hoca gönderdi, bunu yamasınlar’ dedi. Hemen kaptım elinden. Baktım mis gibi kokuyor. Artık başıma koydum koşuyorum koğuşuma. 

Merak ettim, saydım, Üstad’ın cüppesinde tam kırk dört yama vardı. Dört de ben yaptım. Kırk sekiz yama olmuştu.” (Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor-2)

Bediüzzaman Hazretleri, eşyalarına olduğu gibi, dostlarına ve talebelerine, hatta milletine ve bütün ümmete karşı derin bir vefa hissi taşıyordu. Aynı zamanda, zamanın bozulan bütün dengelerini onarmak, insanların bozulan bütün ilişkilerini tamir etmek, bütün yaralarına merhem olmak, manevî hastalıklarına şifalı reçeteler üretmek için kendi hayatını hiçe sayıyordu.

Bediüzzaman, Ahirzaman müceddidi olarak, iman kalesinin yıkılmak üzere olan burçlarını tamir etmiş, İslâm esaslarının sarsılan temel taşlarını onarmış ve kalplere saykal (cilâ) vurarak yeniden parlamasını sağlamıştır. Bu yüzden kendisini “maneviyat tamircisi” olarak kabul edebiliriz.

Tamircilik mesleğini devam ettirenlere selâm olsun.

Okunma Sayısı: 4320
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğiter

    13.3.2021 07:28:49

    Abdil hocam süvarilikli pantolon giyen birisi olarak, Üstadımızın maneviyatta tamirci hizmet metodunu nazara veren makalenizi bir solukta okudum. Sıradan bir nostalji ve hatıra yazısı değil. Enfüsî ve âfâkî dairede, bilhassa hayatın her safhasını fast-food mantığıyla yaşayan günümüz insanına çok kıymetli mesajlar veren güzel bir makale olmuş. Tebrikler, dualar...

  • A. AYDIN

    13.3.2021 02:07:20

    Bu yazı da, yırtılan bu zamana bir yama olsun! 👍

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı