İslâmiyet’le ilgili soru sorma gereğini Japonya neden ve niçin hissetmiştir? Bu târîhi noktaya nasıl girilmiştir?1
“İlk ilişkiler 19. yüzyılın son çeyreğine rastlar. Gerek Japonya’nın genel olarak dünyâya açılma ilkesi gereği Asya devletleri ile iyi ilişkiler kurma isteği, gerekse Rusya’ya karşı ortak düşman paydası gibi faktörler iletişimin başlamasına yol açar. Abdülhamid Han da İslâm Birliği siyâseti gereği doğu âlemi ile iyi ilişkiler ve irtibat kurmak ister. Sultan Abdülhamid Han siyâsî hâtırâtında: ‘Rusya asırlardan beri iki devletin de düşmanı olduğuna göre, Japonya ile akdedeceğimiz ittifakların te’min edeceği faydaları ciddî olarak mütâlaa etmek îcab eder.’2 diyordu. İlk resmî temas 1871 yılında Japon Dışişleri Bakanlığı kâtibi Fukuchi Genichiro’nun temsilci olarak İstanbul’a gelmesidir. 7 yıl sonra Seiki gemisi Avrupa gezisi çerçevesinde Haliç’e demirlemiştir. Abdülhamid tarafından gemi kaptanı ve üç subaya Yıldız Sarayı’nda madalya verilmiştir. 1881 yılında imparatorun akrabâlarından Prens Kato Hito’nun gayri resmî ziyâreti ve yine Abdülhamid tarafından resmî protokolle karşılanması ilişkileri kuvvetlendirmiştir. 1887 yılı ekim ayında Japon İmparatoru Meiji Mikado’nun amcası olan Prens Komatsu Akihito eşi ile İstanbul’a gelir. Sultan Abdülhamid prens ve berâberindekileri Dolmabahçe Sarayı’nda misâfir etmiştir. Prens Komatsu, Padişahla görüşmesi sırasında Japon İmparatorunun en büyük nişânı olan “Chrysanthemum”u Sultân’a takdim eder. Sultan ise o zamana kadar hiçbir yabancı devletin nişânını kabûl etmediği hâlde, onu zevkle kabûl etmiştir.
İmparator Meiji (Mutsuhito) tarafından Sultan II. Abdülhamid Hân’a gönderilen dostluk mektubu ve tercümesi: Şevketlü, kudretlü dostum, yüce ve muhteşem muhibbim Sultan Abdülhamid Han Hazretleri; Azim mülkünüze giden tebaamızın daima hoş bir kabul gördüğünü ve özellikle sevgili Prens (Komatsu) Akihito ve eşi prenses hanımefendinin sizin katınızda gayet güzel bir kabule mazhar olduklarını haber alınca pek memnun ve mesrur oldum. Dolayısıyla samimi ve büyük dostluğumuzun eser ve delilini siz padişah hazretlerine ibraz etmek arzusundayım. Bu manada “Krizantem” nam büyük nişanımızı zatınıza hediye ediyor ve mektupla birlikte gönderilen mezkûr nişanı lütfen kabul buyurmanızı rica ediyorum. Yine bu vesileden istifadeyle azim hürmet ve değişmez muhabbetimin teminatını beyan ederim.
Mutsuhito-Tokyo Sarayı -10.05.1888 3
Abdülhamid Hân’ın hâtırâtında belirttiği gibi bu yakınlaşmanın başta Rusya olmak üzere bölgedeki diğer güçleri ürkütmemek gerekiyordu. Hem bu sebeple, hem de Abdülhamid Hân’ın Uzakdoğu üzerinde uygulamaya çalıştığı Pan–İslâmizm siyâseti sebebiyle geniş kapsamlı bir misyon belirlendi. Bahriye Miralayı Osman Bey komutasındaki “Ertuğrul Fırkateyni” bu önemli göreve atandı. Böylece hem Prens Komatsu’nun ziyâretine iâde ile Japonya ile muhabbetin artırılması hem de geminin geçeceği rotadaki ülkelerde Müslüman halka Halîfe-i Müslimîn’in mesajının ulaştırılması hedeflenmiştir.
Dipnot:
1- Bu yazımızda da Muhterem Bilâl Tunç ağabeyin dosyasından istifade ettiğimizi belirtmek isteriz. 222 https://dergipark.org.tr/tr/download/ article-file/267908 3 http://www.birincikuvvet.com/ guncel_/332297-Japonyadan_gelen_mektup_ve_bir_hediye___.html