Bediüzzaman Hazretleri niçin “Ben aslen Ispartalıyım” diyor? Bu sözlerini eserlerine alarak talebelerine hangi mesajları vermek istiyor? Kendisinin “Tarîhçe ispat edemiyorum.” dediği Ispartalı oluşunu nazarlara sunmasının hikmeti nedir? “İspârit nahiyesinde dünyaya gelen Saîd’in aslı buradan gitmiş” derken hangi noktaya dikkat çekmeye çalışıyor? Acaba tarihte İspârit ve Isparta arasında nasıl bir bağlantı vardır?
“Ben üç cihetle Ispartalıyım. Gerçi tarihçe ispat edemiyorum, fakat kanaatim var ki, İsparit nahiyesinde dünyaya gelen Saîd’in aslı buradan gitmiş.” Bediüzzaman’ın bu sözlerle de dile getirdiği gibi Isparta’yı memleket addedişi, aidiyet hissiyle söylenmiş bir taltif ifadesi değil, asırlar önce yaşanmış bazı tarihî hadiselerin tesbitidir. (...) İsparit’te doğup büyümesine rağmen, hayatının en verimli yıllarını Isparta’da geçiren Saîd Nursî “Muhtemeldir ki, o küçük Isparta’nın aslı, bu büyük Isparta’dan gitmiş. Benim vatan-ı aslim, o Isparta olmak caizdir” diyerek o tarihî gerçeğe işaret etmiş.” 1
Târîhî süreç içerisinde yaşanan göç hadiseleri incelediğinde Bediüzzaman Hazretleri’nin atalarının Isparta’dan Bitlis’e göç etmiş olması ve aslen ve neslen Ispartalı olması uzak bir ihtimal değildir. Bu konuda Mufassal Tarîhçe-i Hayat’ta şu açıklamalar yer almaktadır. Üstâd’ın “Benim vatan-ı aslîm o Isparta olmak câizdir.” ifadesi için birkaç ihtimal açıklanır.
Bunlardan birincisi: “Türkler Anadolu’yu vatan ittihaz ettikten sonra, Anadolu’nun her tarafına yayıldıkları gibi, Isparta vilayetinin de yaylalarına yerleşen Türkmen ve Yörük aşiretlerinden birisi, Isparta’dan herhangi bir sebepten dolayı, ayrılıp gelip, Hizan yaylalarından biri olan mezkûr bölgeye yerleşmesi ve “Isparta” ismini de beraber getirip yerleştikleri bu bölgeye takmış olmaları… Sonra mürur-u zamanla “Isparta” ismi telâffuzda “İspârit” veya “İsparit” şekline dönüştüğü gibi, bu bölgeye yerleşen o Türkmen Yörük aşireti de, zamanla çevrenin tamamı Kürd olması yüzünden dillerini unutarak Kürtleştikleri ihtimalidir.” 2
İkincisi; Kamus-ül-A’lam sahibi Şemseddin Sami Bey’in verdiği bilgilere göre: “Milâddan önce beşinci asırda, bir ara İsparta 3 hükümeti, Yunanistan’ı ve adaları zabt etmeleri üzerine; İranlılar Atinalılarla gizli işbirliği yaparak onları İspartalılar aleyhine teşvik ettiği sırada, İspartalılar erken davranarak İranlılarla bir anlaşma cihetine gittiler. Adalar ve Anadolu sahillerindeki müstemlekelerini İranlılara bıraktılar. Kendileri yalnız Yunan ile iktifa ettiler. Bilâhare Büyük İskender’in hurucuyla, hem Yunanistan’ı hem de buraları ele geçirerek İranlıları kovdu.” 4
Bu bilgilerin ışığında denilebilir ki; İranlılar buraları müstemlekelerine aldıkları sırada, o zaman İran hâkimiyetinde olan Şark vilâyetinden bazı aşiretleri de beraber getirip, İsparta etrafına yerleştirmiş olması, bilâhare İskender’in buraları zabtetmesiyle, İranlılarla birlikte gelen aşiretler tekrar eski vatanlarına rücû’ etmeleri ihtimal dahilinde olabilir. İsparta’dan ric’at eden bu aşiretlerin, döndüklerinde, İsparta ismini de beraber getirip, yaşadıkları bölgeye takmış olmaları ve zamanla “İsparta” isminin, telâffuzda “İspairt” veya “İsparit” şekline dönüşmüş olması muhtemeldir.” 5
Üçüncü ihtimal: Türkler, Anadolu’yu fethedip fevc-fevc Batı’ya doğru akıp giderlerken, onlara kâtılan Şarklı bazı Kürd Müslüman aşiretleri de Türklerle beraber İsparta’ya kadar gelip, bir müddet burada kaldıktan sonra, tekrar eski vatanlarına avdet etme ihtimali.. ayrıca “Hülâsat-ül Tarih” 6 namında bir kitabın nakl ettiğine göre:
Kanunî Sultan Süleyman zamanında Şark vilâyetlerinden bazı aşiretlerin Anadolu’nun muhtelif yerlerine, meselâ Yozgat, Tokat, Ankara, Eskişehir vesaire vilayetlerine yerleştirildiği nazar-ı itibara alınma ihtimali.. Ve ayrıca, daha sonraları Rus’un 93 Harbi gibi bazı mecburî hicretlerin yapıldığı, harp belâsının sükûnetiyle de % 90 muhacirlerin eski yurdlarına avdet ettiği gerçeği ile, olabilir ki:
Isparta civarına yerleşen bir Şark aşireti, bilâhare memleketlerine dönüşünde “İsparit” veya “İspairt” ismini İsparta isminden telâffuzda tahrif ettirerek yaşadıkları bölgeye takmış olma ihtimali de uzak değildir... 7
Dipnotlar:
1- İslâm Yaşar’ın “Nur Menzilleri” kitabından alınmıştır.
2- Mufassal Tarihçe-i Hayat, Badıllı Abdülkadir, 1988 basım, Cilt: 1, s: 64, 65.
3- Kamus-ül-A’lam Ş. Sami c. 2, Sh. 856.
4- Isparta Hükümeti o tarihlerde “More” adalarında idi. Şimdiki Isparta Vilayeti de, o zaman Yunancada “Eysbarita” idi. Ve Anadolu sahillerindendi.
5- Mufassal Tarihçe-i Hayat, Badıllı Abdülkadir,1988 basım, Cilt: 1, s: 66
6- Bu eser, Irak eski İktisat Bakanlarından M. Emin Zeki’nindir.
7-Mufassal Tarihçe-i Hayat, Badıllı Abdülkadir, 1998 basım, Cilt: 1, s. 64, 65, 66.