AKP artık iktidara mahkûm bir parti ve iktidarda da “Çinci, dinci, milliyetçi, rantçı” koalisyonu var. Bunu kurucu AKP’liler söylüyor. Üstelik onların halen de AKP’li olmadıkları yani gemiyi çoktan terk ettikleri açık.
AKP kurucularının şimdiki iktidarın aleyhinde beyanları ile ilgili olarak Yeni Asya’nın 6.9.2022 tarihli manşetinde yer alan haber bunun net göstergesi idi.
O haberdekiler ve benzerleri sadece kamuoyunda bilinenler. Bir de bilinmeyenler var. Mesela AKP kurucusu eski ve kıdemli bir rektörün 15 Temmuz’dan sonra yaşadığı ağır mağduriyetin de etkisiyle bize söyledikleri kulaklarımızda…
“Demokratım” diyen eski AKP’lileri fırdöndüye takılı yeni AKP’deki 20 yıllık dönüşüm kızdırıyor.
Ancak biz şimdiki AKP’yi kızdıran şimdiki CHP’ye bakalım:
Şimdiki CHP AKP’ye kurumsal olarak hiç koz ve pas vermiyor. Kendi geçmişiyle hesaplaşmaya girişti. Demokrasi Şehitlerinin mezarına çiçek bırakıp dua okuyor. Başörtülülerden helallik istiyor. Hürriyet ve adalet isteklerini es geçmiyor. Eski CHP’yi de kızdırıyor. …
Aktroller samimiyet sorgulaması yapıyorlar ve -sanki yapmıyormuşuz gibi- bize de, “siz neden sorgulamıyorsunuz” diye bühtan ediyorlar.
Önceki gün Kemal Kılıçdaroğlu “Hür Düşünce Hareketi” adlı “adı bile güzel” bir oluşumun kongresinde hem bir kısım eski CHP’lileri ve hem de şimdiki AKP’lileri kızdıracak önemli bir şey söyledi:
“Said Nursi’nin kitapları yasaklandı. Biz Anayasa Mahkemesine başvurduk. ‘Kitapları yasaklayamazsınız, isteyen gelip okur’ diye. AYM iptal etti. Sonra gelip bana, ‘Neden kamuoyuyla paylaşmadın’ dediler. Dedim ki ‘kamuoyuyla paylaşırsak sanki oy için yapıyoruz algısı çıkar. Biz oy için değil, demokrasi için yapıyoruz.’ Kitap yasaklanır mı, insanların inançlarına müdahale edilir mi? Allah’la kul arasına girmeye kimin hakkı var?”
İktidarsız iktidar medyası bu haberi önce “yalan bilgiye dayalı haber” diye yutturmaya çalıştı ama tutmadı. Ardından taktik değiştirdi ve “ama o daha önce ‘okullarda risale okutulmasın’ demişti”ye çevirdi.
Bu kontra algı ne kadar tutar bilinmez. Ama Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği olay tamamen doğrudur. Yeni Asya’nın “Risale-i Nur ve devlet tekeli” konulu arşivini inceleyen herkes konuyu ayrıntısıyla görür.
Şöyle olmuştu: Meşveretsiz operasyon meraklısı birileri TBMM’yi ve Diyanet İşleri Başkanlığını da alet ederek Risale-i Nur basımını ve dolayısıyla okunmasını devletin tekeline almaya kalktı. Hem de Risalelere “metruk eser” muamelesi çekerek! Ve fakat haksızlık AYM’den döndü. Erdoğan da işin ardında durmadı. (Şimdilerde o operatörler kendileri metruk oldu!)
Kılıçdaroğlu’nun yukarıdaki sözlerinde “Nurcular bize oy vermez ama biz demokrasi adına onların da hakkını koruduk” manası var. Doğrudur.
Piyasada “Nurcuyum” diyenler siyasi tercih konusunda ne zaman ne yapar ve neden yapar bilemeyiz. Ama şunları biliriz:
Yeni Asya’yı neşreden ekip ve sahiplenen okuyucuları, derin plan sonucu ortaya çıkarılan bugünkü iki uçlu siyasette “Çinci, dinci, milliyetçi, rantçı” koalisyonuna oy vermez. Mecburen ve kerhen, içindeki bütün olumsuz unsurlara rağmen, onun karşısına dikilen demokrasi koalisyonuna adalet, hürriyet, demokrasi ve din namına destek verir. Yetmez. Yönlendirir, cesaretlendirir, teşvik eder.
Toplum bu cendereden kurtulup parlamenter demokrasiye geçip de siyaset kendi normal müsabakacı akışına döndüğünde ise rey desteğini Kemalist CHP’ye değil Demokratlara verir.
Kimsenin endişesi olmasın. Hele o günler gelsin.