"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Devlet aklı be yav…

Ahmet BATTAL
26 Haziran 2022, Pazar
Yeni Asya kendi ilkeleriyle baktığı ve kendi gördüğü taraftan haklı olduğu bazı meselelerde iktidara fikren muhalefet edince birileri diyor ki:

“Bilmediğiniz işler var. Reisimiz her şeyi biliyor. O dinsever ve vatansever. Ona itimat edin ve işine karışmayın.” 

Bunun en tipik örneği dış politikada ansızın yapılan U dönüşlerine ve sivil(!?) yol arkadaşlarını terkle başlayan zulümlere sessiz kalanların tavrı. 

Erdoğanseverler bu keskin dönüşlerde liderlerine ayak uyduramayıp oraya buraya savruldukça, baştan beri kenardan seyreden ve içlerine girmeyen bizim gibilere sataşıyorlar. 

Aslında Taha Akyol’un da tesbit ettiği üzere, dostumuz, “zoraki emekli” kıdemli ağır ceza reisi Nimet Demir Beyefendi’nin başına gelen de bu sebeple.

O da Kaşıkçı dosyasının S. Arabistan’a gönderilmesi talebi karşısında “hukuk yönünden” bakarak ve fakat Kaçıkça siyasete açıkça muhalefet ederek kendi doğrusunu ortaya koydu.

Ama Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun hikmetini ele geçiren birileri ona da “hikmet-i hükûmet’i bilmiyorsun, neden hükümetin işine karışıyorsun” dedi ve sorgusuz sürgünle kendince ders verdi.

(Ama gördük ki o “sürgünü kırık”lar Demir’e toslayan yumruk gibi dersini alıp oturdu. Vakti gelince hepimiz göreceğiz.). 

Oysa o hakimdi ve “hukuku bilmesi” gereken taraftaydı ve biliyordu. “Kendi doğrusu” dediğimiz “hukukun doğrusu” idi. 

O doğru, sürekli eğrilip büğrülmekten ve habire dönmekten her doğrusu eğrilen Erdoğan’ın doğrusu değildi elbette. O hâkim, hikmet-i hükümetin de devlet aklının da merkezinde hukukun ve adaletin yer alması gerektiğine inanıyordu. 

Aslında bu “devlet aklı” konusu Türk Aydınlarının kafasını da karıştıran bir konu.

İstikrarlı ve istikametli liberallerden Prof. Dr. Mustafa Erdoğan bu “raison d’état (devlet aklı)” konusunu sık sık yazıyor. “Dinde hassas muhakeme-i akliyede noksan dindarlar” eliyle devlete giydirilen yeni vesayet gömleğinin aslında millete giydirilen deli gömleği olduğunu fark ettirmeye çalışıyor. Zira insan haklarının ve demokrasinin ana caddesi bu kavramı doğru anlamaktan geçiyor. 

(“Neredeyse milliyetçi”liğe pastanelerde tav olan bazı eski liberallerin ne dediğini ve ne demediğini ise tahmin edebilirsiniz.) 

“Hikmet-i hükümeti bilmemeliyiz. Bilmeye de çalışmamalıyız” fikri demokrasiye zıt. İktidar olmaya çalışmanın ve olmayı istemenin birinci şartı “devlet bilgisi”ne sahip olmayı istemek ve hak olarak görmek. 

Zaten, çukurdaki Ankara’da, yirmi sene önce Milli Güvenlik Kurulu vesayetinden şikâyet ede ede gelen ama MGK sivil kıyafetle kendi içine yerleşince uyanmak yerine derin devletin yeni vesayetini millete “milli irade” ve “hikmet-i hükümet” hapı olarak yutturmaya kalkan bir AKP iktidarı var. 

O halde hükümetin bildiğini -ve bilmediğini- bilmeyi istemek en çok eski vesayetçi yeni AKP’nin muhaliflerine yakışır. 

Altılı Masanın liderleri Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Gültekin Uysal, Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu’nun ve orada olmayan diğer muhalefet liderlerinin bilmemesi gereken bir bilgide nasıl bir hikmet var olabilir ki. 

Biz, vakti gelip iktidar olduklarında, eğer demokrasinin gereğini yapmazlarsa, “hikmet-i hükümet perdesinin ardına sığınma, TBMM’yi aktif hale getir ve gerekirse gizli oturum yap ama her şeyi orada konuş” diyerek bugünün muhalefetine de muhalefet edeceğiz. Söz.

Okunma Sayısı: 2311
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    26.6.2022 18:47:25

    ONE MİNUET ile başlayan çarklar öyle hızlandıki,bazı AB ülklelri ile normalde rayında işler giderken b irden bire gral azretlerinin gükremesi bizim gızancıkalra epey göök gürlemesi geldi.Sonra RUS Uçağı,M.Marmara,Rahip Brunson,Çözüm sürecinde Habur kapısı ,çifte vatandaş Deniz YÜCEL isimli gazeteci hadisesi derkeen gral birden gükreyiverdi.'SUUD'lar bu cinayetin bizden dosyasını istiyorlar.Biiiiiz enayimiyiz,dosyayı verelim,onarda suç delillerini yoketsinler,demiş ve aradan az zaman,biraz sel,biraz heylan olunca yeşil dolar uğruna gral geldi SELMAN GATİLİ ile yanyanaa. Şimdiii KİM ENAYİ,KİM MÜBAREK KARDEŞ.

  • M. Selim

    26.6.2022 17:19:28

    Yüreğinize ve kaleminize sağlık ağabey. Her zamanki gibi tam isabet. Allah sizden razı olsun.

  • Cemal Özkaya

    26.6.2022 10:31:05

    bugünün muhalefetine de muhalefet edeceğiz. Söz. Demekki Yeni Asya'nın çilesi bitmeyecek.

  • Huseyin ONAT

    26.6.2022 08:11:20

    Nasıl bir devlet aklı bu ki bir öyle bir böyle. Kaşıkçı davası için en üst perdeden mikrofon karşısında neler neler dendi konuşuldu bizde inandık diyelim bari. Sonra Ne oldu $$$$$$ ı görünce bir kaç kere dirif atıp ....!!!

  • Mahir erbay

    26.6.2022 07:26:45

    Onların ki inanç haline getirdikleri sevgi körlüğü.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı