"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Diplomasız ve diplomatsız diplomasi

Ahmet BATTAL
29 Eylül 2025, Pazartesi
Resmiyet resmî olmak yani işleri yazılı usule göre yürütmek demektir. Resmî örfînin zıddıdır. Zira resmî olan aynı zamanda yazılı kurala da uygun olan demektir. Örfî olan ise kolaylıkla keyfî’ye dönüşebilen demektir.

Devlet ciddiyeti açısından resmiyet kıymetli bir şeydir. Yazı arşivdir. Arşiv gelenektir. 

Büyüklük gelenekle olur, geleneği muhafaza etmekle büyüklük muhafaza edilir. 

Derdik… Hepsi eskidendi!

Şimdi dünya sadece dönmüyor, dönüşüyor, hatta bu yönden savruluyor.

Bilhassa İkinci Trump dönemi ile birlikte ve özellikle uluslararası ilişkilerde esen ABD rüzgârı bütün dünyaya ve diplomasiye tesir ediyor.

ABD’nin zaten adı çıkmış: “tüccar devlet”. 

ABD bir tarihe, maziye ve arşivle büyüyen bir diplomasiye sahip olmayanların ülkesi.

İşte bu ABD, kötü liderlerin ve zenginliğinin ve gururunun tesiriyle dünyayı da kendisine benzetiyor. (Tek istisna galiba AB üyesi ülkeler ve çok taraflılık esasına dayalı AB diplomasisi).

Başka ülkelerin ve liderlerin gelenek yıkıcı tavırları da ABD’nin bu tavrına eşlik edince, insanın, “ne oluyor bu dünyaya, başı mı dönüyor” diyesi geliyor. 

Diplomasinin kendine has alışkanlıkları ve nezaketleri terk edilmiş durumda. 

Bu yeni diplomasi görünüşte daha şeffaf ve samimi. Herkes her aklından geçeni dilinden de kolaylıkla çıkarıveriyor.

Ama hayır. 

Hakikatte diplomasi zaten samimiyet gerektirmeyen bir şey iken nezaketsizlik de buna eklenince “netice alma sanatı” sanat olmaktan çıkıyor. Düello alanı haline geliyor.

İşte örnek:

Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için New York’ta iken Fox News’e verdiği röportajda, Trump’ın seçim sürecinde verdiği sözleri hatırlatmış ve “Trump, ‘Rusya-Ukrayna savaşını bitiririm’ dedi. Bitti mi? Hayır. ‘Gazze savaşını bitiririm’ dedi. Bitti mi? Hayır.” demiş.

Erdoğan’ın bu sözleri Fox News’in bir diğer yayınında ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’ya sorulmuş. 

Rubio da açmış ağzını…

“Liderler istediklerini söyleyebilir, ama günün sonunda bir çözüm gerektiğinde Beyaz Saray’a gelmek isterler. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu hafta Başkan’la görüşmek için Beyaz Saray’a geliyor. Hepsi Trump’la konuşmak, onun sorunu çözmesini istiyor. Gerçek şu ki, bugün bile devam eden toplantılarımız var ve liderler bu toplantıların bir parçası olmak için adeta yalvarıyor. ‘Bizi de dahil edin, beş dakika el sıkışma imkânı sağlayın’ diye arıyorlar”.

Okuyan ya da dinleyen herkesin rahatsız olacağı bir üslupsuzluk.

Ama sebebi de belli. Başka bir üslupsuzluk. 

Söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmayan kişilerin davranışına “politik davranmak” deniyor. Tamam, bu yanlış.

Diplomatik dil kullanmak ise söyleyeceklerini ölçüp tartarak ve zarf-mazruf kabında kılıflayarak söylemek demek. Ve bunda bir yanlışlık yok. 

Zira bir taraf dilini kınından kılıfsız çıkarınca diğeri de yılan diliyle karşılık veriyor. 

Zaten zehirli olan ve hakka değil kuvvete dayanan milletlerarası ilişkiler bu tür güç gösterileriyle daha da zehirleniyor. 

Bunun bir adım ötesi, dünyanın bir yerinde yanlış anlaşılmaya müsait bir tek kelimenin bir kıvılcım çıkarması ve o kıvılcımın da dünyayı yakacak bir ateşe dönüşmesi. (Orman yangınlarını bilmek yeterlidir.). 

Bu riskin gerçekleşmesi ise üçüncü dünya savaşı demek. Allah muhafaza.

Okunma Sayısı: 174
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı