"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dekolte versus başörtüsü meselesi

Ahmet BATTAL
06 Eylül 2025, Cumartesi
Geçen haftalarda, Konya’da, “insan hakları” gönüllülüğü ile bilinen bir tabibin, bir hastanın kıyafeti sebebiyle muayenesini reddetmesi eksik bilgiyle tartışıldı.

Önce Nuri Çakır’ın Köprü Dergisinin “Tesettür” konulu Güz 2003 sayısındaki “Başörtüsü Savunmasının Yöntemi ve Haklılık Delilleri” başlıklı makalesinin ilgili kısmını paylaşalım:

***

C. Başörtüsü ve “Mini Etek” Hürriyeti 

Başörtüsü müdafaası sırasında sık duyulan savunma mekanizmalarından birisi de, “Devlet mini etek giyene karışmadığı gibi, başörtüsü takana da karışmasın” cümlesidir. Bu cümle mini etek giyen bir bayan tarafından söylendiğinde, “Benim dilediğim kıyafeti seçme hakkım varsa sizin de bu hakkınız olmalı” anlamına gelen, anlaşılabilir bir cümledir. Ve başörtülülere, muhtemelen insan hakları namına verilmiş bir destektir.

Buna karşılık, salt bir hürriyet talebi gibi görülmesine rağmen, dindarlar tarafından söylendiğinde, başka bir anlama gelmektedir. Gerçekten dindarlar için, mini etek günahkârca ve ahlâken zayıflık ölçüsü olan bir kıyafeti temsil eder. Çünkü, dinen yasaklanmıştır. Savunma için, mini etek-başörtüsü karşılaştırması yapan bir dindar, aslında zihnindeki bu kayıt yüzünden şunu söylemek istemektedir: “Devlet ahlâksızlık yapana karışmadığı gibi, dinî inancının gereğini yerine getirmeye çalışana da karışmasın.” Böyle bir karşılaştırma doğru değildir. Karşılaştırmada mini etek yerine başka bir kıyafet konulmuş olsaydı, daha sağlıklı bir karşılaştırma olurdu. Meselâ, “isteyen sarı kazak giyebiliyorsa, başörtüsü de takabilmelidir” ya da “devlet toka takana karışmadığı gibi başörtüsü takana da karışmasın” denilseydi yanlış olmazdı. Çünkü, dinî kıyafetle ahlâka aykırı kıyafeti mukayese etmek çelişkili ve yanlış bir savunma yöntemidir.

Zira, başörtüsü “takma davranışının” ahlâkî standartlarla hiçbir ilgisi yoktur. Tamamen ve sadece kültür ve din hürriyeti ile ilgilidir. Devlet açısından da olsa olsa devrimlerle ve laiklik ilkesiyle ilişkilendirilebilir. Oysa, mini etekle/açık-saçık kıyafetle sokağa çıkmanın din hürriyeti ile ilgisi yoktur; insanlar benimsedikleri herhangi bir inancın gereği olarak mini etek giymemektedirler. Bilâkis, bu davranış, devletin korumaya çalıştığı kamu düzenini ihlâl eder. Bu sebepledir ki, “alenen hayasızca hareket” her ülkede ve ülkemizde suçtur.

O halde, mini etek adı altında ahlâka aykırı kıyafete hürriyetle, başörtüsü hürriyetini karşılaştırmak ve birbirine eş görmek, başörtüsünü savunmayı daha da zorlaştırmakta ve bu yoldaki hak aramalarını yanlış yöne sevketmektedir.

Mecelle‘nin, “Def-i mefasid, celb-i menafiden evlâdır” kuralı, burada uygulanmalıdır. Kötülüğü önlemek de iyiliği sağlamak da önemlidir, şayet bir öncelik gerekiyorsa, kötülüğü önlemek önce gelmelidir. Oysa, başörtüsü-mini etek kıyaslamasıyla bu kural çiğnenmektedir. Halbuki, dindarlar yukarıdaki savunma biçimiyle, kötülüğü/ahlâksızlığı önlemeyi geriye bırakıp, hatta görmezden gelip, iyiliği/din hürriyetini ön plana almaya yönelmektedirler. Kanaatimizce böyle bir öncelik zorunlu değildir. İnsanlar bir yandan ahlâksızlığı önlemek için çalışmalı, diğer yandan da devletin her türlü hürriyeti ve başörtüsü hürriyetini kabul etmesini istemelidir. Ahlâksızlık hürriyet değil, suçtur; suç işleme hürriyeti şeklinde bir hürriyet ise hiç bir zaman olmamıştır.

Kıyafet tercihleri arasında mukayese yapılacaksa cümle şu şekilde olmalıdır: “Devlet başını açana karışmadığı gibi, başını örtene de karışmamalıdır.”

***

Ve gelecek yazıda konunun ayrıntılı değerlendirmesini yapabilmek için sizlerin ön değerlendirmesini bekleyelim.

Okunma Sayısı: 2591
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HASAN DOĞAN

    8.9.2025 13:34:22

    Aynen Eğer mini etek yada laik anti laik tartışmasına götürülse çıkmaz sokak olur.Ancak Avrupadan da bazı uygumalar ile kamuyu rahatsız eden manzara ve kıyafetlerr için kısıtlmalar varsa onlar da dile getirilip açık saçıklığın da bir ölçüsü olmalı.geçenlerde Kezban Hatemi Nişan taşında adeta iç çamaşırı ile sokakta geziliyor serzenişi de çok yerindedir.Başörtüsü sadece bir hak ve hürriyet meselesi olarak ele alınmalı;giyilen kıyafetin de toplum ahlakını ilgilendiren hususlara göre düzenlenmesi için gerekirse bir toplumsal mutabakat sağlanmalıdır.Çünkü açık saçıklık kıyafetine giren kadınların ondan sadece iki veya üç tanesi namahrem erkek bakışlarıundan hoşlanır,geri kalan ondan yedi veya sekizi dahi istiskal eder....

  • Raşit örenel

    6.9.2025 23:26:59

    Başörtülüler ne kadar mütesettir; sakallılar etvar ve efaliyle sünnet-i Seniyye'yi ne kadar ihsas ettiriyor; "doğru İslâmiyet ve İslama layık doğruluk" toplumda ne kadar görünür? Seksen darbesi hengamında yapılan bir ankete göre imamlar en güvenilir meslek grubuyken, neden bugün çok daha düşük sıralarda yer alıyorlar, cemaatler asli vazifeleri yerine zalim, İslami görünümlü ama aslında kemalist bir iktidarın hatalarını aklamaya çalışarak bu tablonun neresine düşüyorlar? Ehl-i imanın kalbine bıçak gibi saplanan çıplaklığın izalesi için en evvel ve salim yol, müslümanların emrolundukları gibi dosdoğru olmalarıdır. Sonrası muhatabın imanı, evvela ehl-i iman kendi imtihanına sahip çıksın.

  • Cetin acar

    6.9.2025 20:58:37

    Adalet-i mahzayı terk edip, adalet-i izafiye ci mi oldunuz. kıyas edilemeyecek İki tez. Biri helal, diğeri haram. Bunun tartışması mı olur.

  • Mahmut Avcı

    6.9.2025 20:04:02

    Mini etek giymek açıklığın daniskasıdor. Başörtüsü de müslümanlar için tesettürün yani kapalı giyinmenin takva boyutudur. Devlet bu tarzlarda halkının günah işlemesine karışmadığı gibi Sevap boyutunda kişilerin inancı gereği hareket tarzına da karışmamalıdır. İki kıyafette manaların görsel sembolüdür ondan dolayı bu tabir Halk arasında geçmişten bugüne değin kullanılıyogelir. Vesselam

  • Süleyman alıç

    6.9.2025 19:13:54

    Tebrikler Ahmet Hocam çok mükemmel bir değerlendirme 👏👏👏

  • andullah

    6.9.2025 16:13:17

    Bir kıyafeti ahlaksızlık ile ilişkilendirebilmek için dinin yasaklama kriterini esas aldığınızı anlıyorum. Peki efendim başı açmayı yasaklayan din aynı zamanda daha fazla açılmayı da yasakladığı için ikisi de ahlaksızlık kapsamına mı girmektedir? Eğer öyleyse başını örtmenin kıyaslanacağı husus neden dinin yasakladı ikisinden birisi oluyor? Burada örfün toplumun ve kamuoyunun düşüncesinin esas alındığını görüyorum. Dinin değil. Toplum başını açmayı bir yere kadar meşru ve ahlaki daire içerisinde gördüğü için kıyasa müsaade ediliyor zannederim. Ancak toplum nazarında daha fazla aşınmak yani mini etekli olmak biraz ahlak sınırlarını zorlayan bir davranış gibi algılandığı için başını örtmek ile kıyaslanmasının toplumca sakıncalı olması gerektiğini düşünüyorsunuz.

  • Orhan GENÇ

    6.9.2025 15:12:36

    Ahmet bey, kıyası aynı şartlara haiz olanlar/durumlar arasında yapmak yine örnek verirken de benzer durumdakileri esas almak gerektiğine yönelik tespitiniz çok doğru. Ahlaksızlıgin özgürlük olamayacagi da bir başka doğru husus ancak zaten sorun ahlaksizligin ne olduğu ve kimin tarafından neye göre belirlenecegi noktasında toplanıyor. Doğruyu kim neye görmeye belirleyecek? Örneğin hukuki ceqa yargılamasi esnasında TCK'nin 226/4 fıkrasındaki "doğal olmayanı" neye göre belirleyeceğiz? Velhasılı doğru veya yanlış davranisin; kim tarafından, neye göre, nasıl belirlenecegi toplum ve devlet tarafından ittifakla kararlastirilmasi halinde sorunun çözümünde bayağı yol kat etmiş olacağız. Ancak bu da mümkün gözükmüyor. Telden yazılması nedeniyle yazım yanlışlığı veya anlatım bozukluğu olması halinde mazur görülmesini istirham ederim.

  • Rafet

    6.9.2025 12:37:48

    Açık saçık giyinme meselesini başörtüsü ile aynı açılardan değerlendirmek olayı sadece “bireysel” ele alan “toplumsal” etkileri yok sayan bir yaklaşım. Çoğu Müslüman da bu bakış açısını benimsemiş başörtüsünü savunurken bu yanlış karşılaştırmaları yapıyor. Tebrik ederim böyle yazıların artması lazım.

  • Hüseyin İlhan

    6.9.2025 11:43:07

    Gerçekten biz ne efendimiz SAV'mi tanıımış,onun hayatını layıkıyla araştırıp okumuş,genelrimize zerk etmişiz ne de aziz üstadımızın şu veciz ifadesini dahi farketmemiş,öylesine gazete gibi okumuşuz. 1-Dinde zorlama yoktur,buyuran yaradanımız. 2-Kavlıleyn davranışı,lisanı haliyle konuşması,yaşaması ile kalplerde taht kuran alemlerin efendisi HZ.MUHAMMMEDE SAV.değil mi. 3-'Medenilere galebe çalmak ikna ile dir,icbar ile değil,diyen ve 'Biz ahlakı islamiyenin ve hakaiki imaniyenin kemalatını ef'alimizle izhar etsek,sair dinlerin fertleri,cemaatlerle İslamiyete girecekler,diye buyuran aziz üstadımız değil mi.Neden cebri neden baskı ne oldu o ahlak ve sevgi,muhabbet fedailiği halimize.

  • Abidin

    6.9.2025 11:31:21

    İnsanları birbirlerine saygı duyacak kadar duyarlı yetiştirebilşrsek bu sorunlar en aza iner ... Yasakla filan olmaz!

  • erhan

    6.9.2025 11:03:51

    sadece devlet değil, hiç bir insan anayasa gereği bir başkasının inandığı gibi yaşamasına, yaşadığı gibi inanmasına özgürlük alanlarına müdahale olmadıkça karışmamalıdır. geçmişte başörtülülere yapılan haksızlıklar bu gün karşı taraftakilere yapılıyor, böylesine rövanşist yaklaşımlar ülkenin geleceğinin altına dinamik dizmek anlamından başka bir şey ifade etmez.

  • Mehmet Türeli

    6.9.2025 11:02:19

    Siyasiler bu tür sıkıntıları çözmek yerine toplumu kızıştırarak lehlerine getirmeye çalışırlar ise çözüm yerine toplumu daha fazla kabus haline getirirler. Kamuoyu bu tür durumlara tepki göstermeleri lazım.

  • Mehmet Türeli

    6.9.2025 10:55:38

    * Başörtüsünün karşılığı başı açıktır, başka bir kıyafetle kıyaslamak abesle iştigaldir. * Kendilerini muhafazakar telaki eden bir sürü basılı ve görsel basın yayınlar eğitim kurumları bu vb konuları ele almaları lazım. Programlar ile röportajlar ile gençler ile yüz yüze görüşüp bedenlerinin en mahrem yerlerini açıp herkese göstermeleri ne kadar yanlış olduğunu karşı cinslerini de ahlakları bozmalarına sebep olacaklarını söylemeleri. Maalesef bu mevkuteler olumlu program yapacaklarına kültürümüze ahlakımıza uymayan diziler programları daha çok gençleri bozuyorlar.

  • Nahit Topaloğlu

    6.9.2025 09:10:54

    "Devlet başını açana karışmadığı gibi, başını örtene de karışmamalıdır.” Siz en makul kıyas misalini vermişsiniz zaten Battal Kardeşim. Tebrik ederim. İsabetli bir bakış açısı, mantıklı ve doğru bir mukayese. Fî emânillah!

  • Mehmet Soydan

    6.9.2025 08:35:07

    Yazıda şu sıkıntılar var: 1) Yazı yazılalı 22 sene olmuş. Bu süre zarfında mini etek maalesef çok normalleşmiş. Maalesef, ama öyle. Şunu da sormam gerekir: Eğer mini etek "ahlâka aykırı kıyafet" ise ahlâk sınırını nereden çekeceğiz? Mesela dizaltı giymek midir ahlâk sınırı? Ve bunun ölçütünü kim neye göre koyar? 2) Konya'daki doktorun tedavi etmek istemediği kızın kıyafetinin ne olduğunu biliyor muyuz? Sadece doktorun "açık giyiniyor" demesiyle mi hüküm vereceğiz? 3) Bir doktor eğer açık giyinen birilerini muayene etmiyorsa, açık giyinenlerin vergisiyle maaş da almamalı değil midir? 4) Bir memurun bir vatandaşa hizmet vermemesinde tek kriter (çünkü başka kriter bahsedilmiyor) onun açık giyinmesi mi olmalıdır? Her türlü zulme destek vermek, rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma ve daha birçok ahlâksızlık birer kriter olamaz mı? Ve bu kriterleri nasıl tespit edeceğiz? Teşekkürler.

  • Hüseyin Sönmez

    6.9.2025 08:02:08

    Bu konuda çok güzel bir yazı. Bize ölümü göstererek sıtmaya razı ettiler. Toplumun öncelikli konusu haline geldi. İnsan bu tip uygunsuz kıyafetleri gördükçe, ister istemez kışın çabuk gelmesini, bunların da daha ahlaki kıyafet giymesini arzu ediyor.

  • S. Pelin Kurukahveci

    6.9.2025 07:09:01

    Tıp eğitimi alanlar bilir. Doktorun da hastasını seçme halkı vardır. Sözkonusu videoda da doktor bunu yapıyor. Doktorumuzu medeni cesareti için tebrik ediyorum. Doğru olanı yapmıştır. Şunu karıştırmayın, hasta ölse bakmayacak mı diye düşünmeyin. O durumda elbette bakar. Ama orası acil bölgesi değil ve poliklinikteki hastanın hayati bir durumu yok. Doktor hocamız sonuna kadar haklı.

  • S. Pelin Kurukahveci

    6.9.2025 07:04:36

    Açıklık saçıklık o kadar arttı ki, gerçekten devletin dur demesi lazım. Viyana'da bu sorun olmayabilir. Ama burası islam memleketi. Bir kadın olarak ben bile sokakta gördüğüm açık saçıklıktan utanıyorum. Ve taktığım başörtüsünün diyeti olarak benim ses çıkarmamam bekleniyor.

  • S. Pelin Kurukahveci

    6.9.2025 07:00:17

    Arşivimde Köprü'nün bu sayısı muhtemelen olacak. Çok isabetli bir bakış açısı diye düşünüyorum. Liberallerin, Müslümanların davasına verdiği destekten her zaman şüphe duymak lazım. Zira onlar bu desteklerinin diyetini almakla bitiremiyorlar. Her ahlaksızlığa özgürlük adı altında Müslümanlardan destek bekliyorlar. Lgbt özgürlük değildir dediğimiz anda sana başörtüsü desteği verdik ama diyorlar....

  • Cemal Özkaya

    6.9.2025 06:08:32

    Devlet başını açana karışmadığı gibi, başını örtene de karışmamalıdır tesbitinizden dolayı tebrik ediyorum. Hakliyken haksız duruma düşmemek lazım.

  • serdar bahadır

    6.9.2025 00:37:29

    Bu yazıyı protesto ediyorum. Ne Tesettür meselesine, ne hürriyetçiliğe ne de takva meselesine hiç bir faydası olmayan bir yazı olmuş, sadece resmi ideolojiye şirin gözükme çabası...o da sakil kaçmış...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı