Son yazımızda Kemalizmin dördüncü devresinin dindar Kemalizm imajı ile sürmekte olduğunu yazdık.
Bazı itirazlar geldi.
“Böyle bir devre yok, güzel günlerdeyiz” diyenler oldu.
“Niçin hayra yormuyorsunuz, muhalefet ruhunuza sinmiş” diyenler oldu.
Haklı olabilirlerdi. Keşke haklı olsalardı.
Ama değiller. Neden?
İşte cevabı:
“Eski Anayasaya Yeni(!) Mahkeme” başlıklı 18 Ocak 2011 Salı günkü yazımızda şunları yazmışız. (O günlerde Bediüzzaman’ın hayatını anlatan “Hür Adam” filmindeki bir sahne, Bediüzzaman’ı Mustafa Kemal karşısında bacak bacak üstüne atmış gösteren sahne, güncel tartışma konusu idi. Biz de o tartışmaya atıf yapan bir sorumuzu ve verilen cevabı yazmışız.).
“Geçen akşam, kalabalık bir hemşehri yemeğinde Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’u dinledim. Demokrasi vurgusuyla, geniş kültürüyle ve güzel hitabetiyle salonu oldukça etkiledi.
“Ama, …
“’Mustafa Kemal hakkında ve Said Nursî hakkında ne düşünüyorsunuz’ sorusuna verdiği cevap enteresandı.
“Özetle;
“‘Mustafa Kemal devletimizin kurucusudur, ortak değerimizdir, sahip çıkacağız, yıpratılmasına izin veremeyiz; Said Nursî de zor şartlarda iman hizmeti yapmış değerli bir âlimdir; bu ikisini çatışıyor gibi göstermek kimseye yarar sağlamaz’ dedi.
“Bendeniz ise, ‘Anayasada ve siyasî partiler kanununda yazan ‘Atatürk ilkeleri’ni savunma mecburiyeti ve anlamsızlığı hakkında da makul bir şeyler okumuş olsaydı keşke’ dedim içimden.
“Sonradan partinin web sayfasına baktım, Mustafa Kemal’e herhangi bir referans göremedim ve dolayısıyla verilen cevaba bir kere daha şaşırdım.”
O gün bu cevabı veren Numan Kurtulmuş şimdi nerede, hedefinde ne var, fikirleri değişmiş midir?
Eğer millet rey verirse siz de seyrederseniz ve kader de izin verirse Türkiye’nin fikrî geleceğini şekillendirecek. Zira AKP’nin “kurmay kadrosu”nun başında.
Hem fikirleri de değişmedi.
Ne düşünüyor? “Bediüzzaman ve M. Kemal çatışmaz, çatışıyor gibi gösterenler de yanlış yapıyor” diye düşünüyor.
Dikkat ediniz, “ikisi de bu ülkenin değeridir, dileyen dilediğini sevsin” dese mesele yok. “Demokrat siyasetçi” olmuş olacak.
Ama öyle demiyor. Barıştırmaya çalışıyor. Dördüncü devredeyiz yani...
Bize düşen nedir?
Seçim arefesindeyiz. Aktif olmalıyız.
“Bütün partilerin adaylarına Kemalizm hakkında ne düşünüyorsunuz” diye net şekilde sormalı ve aldığımız cevapları yayınlamalıyız.
Siyasette asıl vazifemiz olan “yön verme” zamanıdır.
“Fikriniz size kalsın, oyunuzu isterim” diyenlerden de uzak durma zamanı...