"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Emanetçi Türk hekimler ve hâkimler

Ahmet BATTAL
11 Şubat 2022, Cuma
Türk Tabipler Birliği’nin paylaştığı bilgiye göre, özellikle son üç yılda yurtdışına taşınmak isteyen doktor sayısında büyük artış var. Son on senede toplam 4 bin 891 genç doktor Türkiye’den yurtdışına göçmüş.

Yine teyit.org’un haberine göre Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Muharrem Baytemür, sadece Ocak ayında bu maksatla Kuruma başvuran hekim sayısının 184 olduğunu söylemiş.

Ailelerin gençleri yönlendirdiği iki büyük meslekten biri olan tabiplerde durum böyle. 

Bunların önemli kısmının “…öcü” damgasıyla damgalanmış kişiler olduğunu tahmin etmek zor değil. 

Üstelik son alt senede KHK ve OHAL uygulamaları ile devletle ilişkisi kesilmiş olan tabiplerin Türkiye’de özel sektörde çalışmalarının önü kanunla açılmış olmasına rağmen, adeta “kaçan kaçana”. 

Gidenler gittiği yerlerde neticede tabiplik yapacak. İnsana ve insanlığa faydalı olacak. Artık evrenselleşen “tabip seçme hakkı” kapsamında “benim için fark etmez, beni Türk hekimlere de emanet edebilirsiniz” diyen her hastaya bakacaklar. 

Gidenlerin siyasetle ve siyasetlerle ve siyasî meselelerle ilgileri sınırlı olacak. Yani bu grup açısından ana mesele yetişmiş insan gücü (uzman) kaybıyla ilgili. 

İkinci büyük meslek olan hukukçular açısından durum nasıl? 

Orada durum daha da vahim. 

Zira şu ya da bu sebeple ve şu ya da bu şekilde bir kere “…öcü” damgası yemiş olan hukuk mezunlarının devlette çalışmasına izin verilmediği gibi avukatlık yapmasına da izin verilmiyor. Türkiye’den çıkmayan ya da çıkamayan hukuk mezunlarından imkân bulanlar avukatlık bürolarında imza yetkisi olmadan “fiilî avukat” olarak çalışıyorlar. Kalanı perişan. 

Bu sebeple onlar da ilk fırsatta yurt dışına çıkıyor ya da kaçıyorlar.  

Ancak hukukçuların gittikleri yerlerde mesleklerini icra etmeleri doktorlar kadar kolay değil. 

Aynı şekilde hukukçuların gittikleri yerlerde sahip olacakları sosyal statü de farklı. 

Hukukçular meslekleri gereği yönetimle ve siyasetle ilgililer. Gitme sebeplerini ifade ettiklerinde dahi ister istemez kendi meslekî konuları hakkında söz söylemiş oluyorlar. Ve gerisinin gelmesi kaçınılmaz. 

Bu kadar çok sayıda zeki entelektüelin yurt dışına kaçmaya zorlanmış olmasının Türkiye’nin uluslar arası kamuoyu karşısındaki konumuna dair sonuçlarını dikkatle düşünmek lâzım. 

Buradan kaçanlara ya da göçenlere kapıyı açanların sadece insanî sebeplerle bunu yaptığını ve sadece kendi beşerî sermayelerini destekleyip gençleştirmek amacıyla hareket ettiğini düşünmek saflık olur. Elbette “operasyon aracı” elde etmek isteyenler de vardır ve olacaktır.  

Kaçanların ya da gidenlerin hepsinin, operasyonel amaçlara alet edilmeleri ihtimalini sezecek ve bu tür teklifleri reddedebilecek kişiler olduğunu düşünmek de kolay değil. 

Zira zekâ her zaman basiretle at başı gitmez. 

Çare için 12 Eylül 1980 sonrası yurt dışına kaçanların yaşadıkları ve Türkiye’ye yaşattıkları ile 1987 sonrası kısmî dönüşleri sonrası yaşananlara dair bilimsel ve toplumsal hafıza ürünlerine de bakmak lâzım. 

Bu konuda da görev, önüne gelene “fetöcü” damgası basmayı reddedecek kadar da olsa aklı başında duran muhalif Türk siyasetçisinde ve entelektüelinde.

Okunma Sayısı: 2248
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • nabi

    11.2.2022 10:56:03

    Selam olsun cüzdanı ile vicdanı arasına sıkıştığinda/sıkıştırıldığında vicdanının ve inancının sesini dinleyerek rızkın hakiki sahibinin Cenab-ı Allah C.C.olduğunu idrak ederek izzetini muhafaza eden bahtiyar mazlumlara.Yazıklar olsun rızkı hakikinin Cenab-ı AllahC.C.değilde zahiri sebebler olduğunu zannederek zulme/zalime serfürü eden bedbahtlara.Şu anda idrak etmekte bulunduğumuz şuhuru selasede kabul gören ibadetler hürmetine içerisine düşürüldüğümüz /yuvarlandığımız fetret döneminde mazlum ve mağdurlara Rabbim sonsuz nusret ve inayetiyle yardım eylesin Amin.

  • mustafa

    11.2.2022 10:54:31

    Yeni Asyayı saymazsak zamanında sözünü esirgemeyen öyle dindar entelektüel var mı acaba. Ama asıl tuhaf olan öyle bir muhalefetin de olmaması.(Gergerlioğlu hariç)

  • Oğuz Yiğiter

    11.2.2022 07:41:10

    Tebrikler, dualar Hocam.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı