"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Erdoğan, Bahçeli, ırkçılık ve devletçilik

Ahmet BATTAL
11 Mart 2023, Cumartesi
Önce naklimizi yapalım:

“Geçen gün ‘Bize göre Amed diye bir yer yoktur, Amedspor diye bir kulüpten de bahsedilemeyecektir. Bursaspor taraftarlarını buradan selamlıyorum, milli duruşlarından dolayı tebrik ediyorum.’ diyen Bahçeli, Erdoğan’ın sırtında ağır bir yük, bu ülkenin birliği için de tehlikeli bir unsurdur! Devletin resmen tanıyıp kabul ettiği bir isim ve kulüp için yok demek, devlet iradesini reddetmekdir. Irkçı çılgınların linç hareketlerine destek çıkmak, ülke için anarşi ve kaos kapılarını aralamakdır.”

“Erdoğan, Bahçeli ve Irkçılık” başlıklı bu satırlar dostlarınca Risaleleri de iyi bildiği varsayılan bir sosyal medya yazarından.

Kendisi AKP’nin sıkı taraftarı ama AKP’nin gizliden Perinçek’le ve açıktan MHP ile kurduğu ittifaktan da hayli rahatsız. 

Şu tesbiti önemli: “Bahçeli, Erdoğan’ın sırtında ağır bir yük, bu ülkenin birliği için de tehlikeli bir unsurdur!”

Acaba Bahçeli ile Erdoğan arasındaki ilişki, “yüklenmek” ve “yük olmak” ilişkisi mi yoksa “hiza vermek” ve “hiza almak” ilişkisi mi?

AKP bizce kuruluşunda da demokrat değildi. Ama bu yazara göre öyle. Haydi onun dediği gibi olsun. Bugünkü AKP’nin durumu açık: Uzun zamandan bu yana bilhassa ideolojik konularda ve dış politikada Millet Partisi geleneğini devam ettiren bir kulvarda yürüyor, hatta koşuyor. 

Yani Bediüzzaman’ın “Eğer Demokrat Parti düşse, ya Halk Partisi veya Millet Partisi iktidara gelecek” endişesi AKP’nin AKMHP olması ile birlikte tam tahakkuk etmiş durumda. 

Halk Partisi iktidara gelememiş ve gelemeyecek. Ama Millet Partisi’ni kukla edenler ne yapıp edip demokratları “düşürmenin” ve iktidar olmanın bir yolunu buluyor. 

Millet Partisi’nin tipik özelliği ise devletçi, milliyetçi ve “muhafazakâr görünümlü” olmasıydı. 

Bu devletçiliğin herkese sirayet ettiğini göstermek için ise yukarıdaki cümlelerin sonuncusuna dikkat edelim:

“Devletin resmen tanıyıp kabul ettiği bir isim ve kulüp için yok demek, devlet iradesini reddetmekdir.”

(Bu dönemin belki de en ilginç ve tercüme eksikliği sebebiyle Batılıların anlamakta zorlanacağı özelliklerinden biri Devlet/devlet ilişkisidir.) 

Devlet iki türlü: Amed’i kabul eden küçük harfli devlet ve Amed’i reddeden ve görmezden gelen büyük harfli Devlet!

Fakat asıl mesele şurada: 

Amed varlığını Devlet’e ya da devlet’e mi muhtaçtır? Amed’in varlığını “devlet diliyle” ve “devlet deliliyle” mi savunacağız? 

Hayır. Kesinlikle hayır. 

O zaman bu hatanın sebebi nedir? 

AKP’lilikten kaynaklanan gizli devletçilik ve demokratik bakış eksikliği.

Yeni Asya yazarları ve okurları ile Demokrat Parti’nin Altılı Masaya ya da Millet İttifakına ne katacağı da burada ortaya çıkıyor. 

Millet İttifakı, devletçi Millet Partisinin iktidarını bitirip devletçi olmayan Demokratların iktidarına vesile olabilirse çok hayırlı bir şey başarmış olur. 

Bu sebeple bizim açımızdan işin kısa vadeli ve “güncel yönü” çok da önemli değil. Önemli olan orta ve uzun vadede ne olacağı.

Okunma Sayısı: 2519
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zubeyir

    11.3.2023 06:27:15

    Demokratlar da Kemalist söylemleri, eylemleri bırakmalı. Hürriyetperverlik misyonuna geri dönmeli. 1946 da ayrılmamış gibi konuşmalar hala..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı