TBMM’de 8.6.2022’de kabul edilen 7409 sayılı Kanunun 4. maddesi ile Borçlar Kanununa kira artışı konusunda şu geçici kural eklendi (Cumhurbaşkanı kanunu geri göndermez de imzalar ve Resmi Gazete’de yayınlanırsa yayınlandığı gün uygulamaya girecek.):
“GEÇİCİ MADDE 1- Konut kiraları bakımından bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih ilâ 1/7/2023 (bu tarih dâhil) tarihleri arasında yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmalar, bir önceki kira yılına ait kira bedelinin yüzde yirmi beşini geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bir önceki kira yılının tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranının yüzde yirmi beşin altında kalması halinde değişim oranı geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır. Bu oranları geçecek şekilde yapılan sözleşmeler, fazla miktar yönünden geçersizdir. Bu fıkra hükmü, 344 üncü maddenin ikinci fıkrası uyarınca hâkim tarafından verilecek kararlar bakımından da uygulanır.”
İfade hataları ve boşluklar bir kenara bırakılırsa, -bir ceza hükmü ile desteklenmiş olmayan- bu hükme göre özetle önümüzdeki bir yıl boyunca kiralarda yüzde yirmi beşten fazla artış istenemeyecek.
Kiralara narh koymak kalıcı bir çözüm değil. Kalıcı bir yöntem de değil ve olamıyor.
Ankara Hukuk Fakültesinin (şimdi Atılım Hukuk’un) hocalarından Prof. Dr. Ahmet Kılıçoğlu’nun twitter’da konu ile ilgili olarak paylaştığı iki tweet’i aktararak gösterelim.
3.6.2022 tarihli tweet:
“İkinci Dünya Savaşı sonrası inşaat sektörü ve yatırımlar durmuş, EKONOMİ yıkılmış. Devlet 1953’te 6570 sayılı Kanun’u yürürlüğe koyup, kiralarda artışı yasaklayıp dondurdu. 2022 yılındayız. Şimdi 22 yıllık iktidar benzer bir yasayı yürürlüğe koyma hazırlığında…”
8.6.2022 tarihli tweet:
“Kira reformları!
“-2012: (TBK 344) kira bedeline ‘ÜFE+TÜFE ortalaması’ üzerinde artış yapılamaz;
“-2018: (85 sayılı CB kararı) ‘yabancı parayla’ sözleşme yapılamaz;
“-2019: (7161 s. K.) Kiraya ‘ÜFE’ ortalamasına göre artış yapılamaz;
“-2022: Kira bir yıl süreyle %25’ten fazla arttırılamaz.”
Bu bilgilerin bizce sonucu şu: Asıl narhı AKP’ye koymak lazımmış!
AKP’lilere “yirmi yıllık AKP iktidarının en başarılı olduğu alanları sayın” desek ilk üçe veya ilk beşe mutlaka TOKİ’cilik girer.
Dağa taşa ev yapmayı başarmış bir iktidarın enflasyonla mücadele için çektiği son silah, on yıldan bu yana zaten kullanageldiği ve artık yalama olmuş olan “kira artışına narh koyma” usulü. Muhalif uzmanlar bu tedbirin enflasyonu düşürmekte neredeyse hiç işe yaramayacağında hemfikir. İktidar destekçilerinin de çoğu konuya tenkitçi ya da temkinli bakıyor. (Gerekçelerini biz tam anlayamasak da). Bu usulün artık yılan hikâyesine döndüğü de açık.
Asıl niyet ise hükümdeki “bir yıl” süresinin içinde saklı. Meali aslında şu: “Bu seçimi geçelim de sonra isterse işin son ucu da kopsun veya sonrası isterse tufan olsun”.
Yoksa AKMHP iktidarının hızla eridiğini görmek için göze gerek yok.
Bakalım kamyon ardı yazısında “böyle gitmez, sandıkta görüşürüz” diyen millet bu konuda ne diyecek!