İnsanlığın, bilhassa Müslümanların “uhuvvet, muhabbet, ittihad, ittifak, dayanışma” ve diyaloglarını engellemek için de kullanılan Covid-19 salgınından sonraki rehavet, durgunluk, tembellik bizi de etkileyip sarmaladı! Hem hizmet, hem de neşriyatta rehavet mevsimine girdik:
“Muvakkat bir fütur, bir tembellik sizde ârız olduğunu yazıyorsunuz. Baharda kanın galeyânından gelen ve gecelerin kısalmasındaki uykusuzluğundan neş’et eden ve müstemilerin kalbleri işlere teveccüh etmelerinden tevellüd eden rehavet ve füturdan başka, meyanımızdaki münasebet-i ruhiyenin rabıtasıyla, musibetin eseri olarak bendeki sarsıntının size in’ikâsı ve sirayet etmesi mümkündür.” (Barla Lahikası, s. 133.) Bu gerçeği kabul edelim ve atlatmak için gerekli tahşidatı yapalım. Tembellik, rehavet, ifsat komiteleri ve siyasi sihirbazların olumsuz bombardımanlarından kurtulmanın yolu baştan sona iman, Kur’an hakikatleri manzumesi Risale-i Nur’u çokça okuyup, birlikte müzakere etmek ve şu prensiplere riayettir:
“Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir.” (Münazarat, s. 133.) “İşte, himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedîd olan yeis rastgelir.” (Münazarat, s. 136.)
Ferd, aile, toplum, İslam ve insanlık alemi olarak başımıza gelen dehşetli musibet ve belalar, çektiğimiz müthiş sıkıntı ve problemler ve çalkantılar karşısında yine de ümidimizi kaybedemeyiz. Zira, “LÂTAKNETU MİN RAHMETİLLAH/Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz!” (Zümer Suresi, 53.) âyeti bize sonsuzluk çapında bir ümit, aşk ve şevk aşılar.
Rehavetin vebali de var: “Nasıl ki sarhoşluk, hakiki vazifelerden gelen elemleri ve ihtiyaçları sarhoşlukla muvakkaten unutturduğu cihetle menhus ve kısa bir zevk verir; öyle de, böyle fani boğuşmaları ve hadiseleri merakla takip etmek bir nevi sarhoşluktur ki, hakiki vazifelerden gelen ihtiyacat ve yapmamaktan gelen teellümatı muvakkaten unutturduğu için menhus bir zevk verir. Veya tehlikeli bir ye’se düşüp “Lateknatu min rahmetillah/Allah ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin.” (Zümer Suresi: 53.) ayetindeki emr-i İlahiye muhalefet eder, tokada müstehak olur.” (Emirdağ Lâhikası, s. 53.)
İşte Kur’an tefsiri olan Risale-i Nur, İslam medeniyetini yeniden ihya ve inşa projesi olarak Kur’an ve Sünnet-i Seniyyenin bu zamandaki, iman, ibadet, ahlak, ilim, hukuk, eğitim, içtimai, siyasi, ekonomik bütün ölçü, prensip, strateji ve hizmet metotlarını ortaya koymuştur. Öyle ise, ümitsizlik bes, şevksizlik bes!